ELİMİ BIRAKMA 10.BÖLÜM
O yaz boyunca ne Fatih Gülce'yi nede Gülce Fatih'i bir daha görememişti. Fatih yaz boyu iyileşebilmek için yatmış dışarıya çıkamamıştı. Çünkü doktorun kesin talimatı vardı. Kırık ayağını zorlamayacak kırılan kemiğin sorunsuz kaynaması için yatacaktı sürekli.
Gülce ise bütün yaz boyunca çok sevdiği bisikletine binmiş, halası Feride hanımda ve cennetten bir köşe dediği bahçelerinde günlerini geçirmiş, yazın sonun gelmişti.
Nihayet Fransa'ya dönme zamanı yaklaşıyordu. Asuman hanım götürebileceği şeyleri bahçeden topluyor, elinden geldiğince konserveler turşular yapıyordu. Gülce ve Gürsel'de böyle zamanlarda mutlaka Asuman hanıma yardımcı oluyorlardı.
Bahçenin kalanını toplamak, bahçeyi bozup gelecek seneye hazırlamak bu defa Feride hanıma düşecekti.
Kasabadan yabancı birine bahçeyi eksin diksin, onlar gelene kadar hazır etsin diye vermeleri, Feride hanımı kırdığı için gelecek yıl için ekim işini ona bırakmışlardı.
Her sene gitmeden bir kaç gün önce yaptıkları gibi halılar yıkamaya verilmiş, perdeler çarşaflar yıkanıp vakumlu hurçlara doldurulup bazanın altına yerleştirilmeye başlanmıştı.
Evlerinin beyaz demirden panjurları vardı. Onları kapatıp evi kilitleyip bırakıp gidiyorlardı.
Yine her sene rutin haline gelen bütün hazırlıklar tamamlanmıştı. Artık geri dönmek için hiç bir engel kalmamış, süreleri dolmuştu. Ertesi gün gitme vaktiydi artık, erkenden kalkıp kahvaltılarını ettiler. Dolapta kalanları doldurup, Feride hanıma verdiler. Her yeri son bir derleyip topladıkladıktan sonra, Feride hanım ve Faruk bey ile vedalaşıp, geldikleri gibi kiralık araca götürecekleri valizlerini doldurup, önce İstanbul'a gitmek için yola koyuldular.
İki aya yakın kalmışlardı bu defa ve zaman su gibi akıp gitmişti. Fatih'in notunu okuduğunda ne düşündüğünü içten içe hep çok merak etsede, bunu öğrenmeye hiç fırsatı olmamıştı Gülce'nin.
İstanbul'a inince önce hava alanına valizlerini indirip, Cemil bey ve Gürsel götürüp arabayı teslim ettiler. Memleket gezisi bitmişti artık uçağın havalanması ile eve dönüş başlamıştı.
Gülce'nin giderken yaşadığı tuhaf duygular Fransa'ya dönerken yine yakasına yapışmıştı. Aynı duygular içinde geri dönüyordu bu defa.
Fransa'ya inince aslında buralarda doğup büyüdüğü için özlediğini hissediyordu her defasında. Kendini uzun bir ve yorucu bir tatilin ardından yuvasına dönmüş gibi hissediyordu.
Evlerine vardıklarında içinde ki bütün sıkıntılarda dağılıp gitmişti üstelik. Getirdikleri eşyaları el birliği ile yerleştirip, ailecek oturup birşeyler yiyip içtiler.
Okulların açılmasına az bir zaman kalmıştı. Döner dönmez hemen Coralie ve Liana ile buluşup kız kıza takılmışlardı. Türkiye'ye gitmeden önce yaptıklarını bu defa özlem gidermek için dönünce yapmışlardı. Her zaman Paris'e gider, Eyfel kulesini gören restorantın balkonunda yiyip içerlerdi. Ardından Eyfel kulesinin en tepesine çıkıp bir fotoğraf çekilirlerdi. Hep yaptıkları gibi fotoğraf çekilip bunuda özlem albüne eklemeyi ihmal etmemişlerdi. Gülce'ni dönüşü ve özlem gidermek adına, geleneklerini bozmayıp, bütün gün gezip tozup günlerini gün etmişlerdi.
Zaman herşeyi unutturur insan oğluna. Gülce'nin de okulun açılması ve akabinde gelen yoğun tempo ile Fatih tamamen aklından çıkıp gitmişti. Ne ona verdiği notu hatırlıyordu artık, nede onun notu okuyunca ne düşündüğünü merak ediyordu. Gülce yine hep alışık olduğu rutin hayatına devam ediyordu.
Günlerden Cumartesiydi, okul tatil olduğu için, Gülce bütün gün evdeydi. Coralie ve Liana buluşma teklif etseler de hava puslu ve yağmurlu olduğu için bu isteği geri çevirmişti.
Bütün gün evde oturup tembellik yapmak istiyordu canı. Mis gibi kahve eşliğinde oturup, evinin keyfini çıkarmaya niyeti vardı. Annesi ve babası çalıştıkları için evde değillerdi. Gürsel'de pek evde durmayı sevmediği için yapa yalnızdı.
Mutfağa yöneldi kendisine güzel mis kokulu sütlü bir kahve yapıp, babası ile birlikte boyadıkları teras merdivenlerini bir bir çıktı.
Evlerinin az ilerisinde bir kilise vardı. Kilisenin çanı çalıyordu. Yavaşça teras balkonuna yöneldi. Annesi istemesede babası ile ısrar edip aldıkları salıncağa oturdu. Mis gibi yağmur kokuları eşliğinde kahvesini yudumladı. Taa içine çekiyordu bu kokuyu. Öylesine mest oluyordu ki çok güzel hissettiriyordu kendini.
Yoğun ders programından dolayı pek telefonla ve sosyal medya ile ilgisi yoktu. Küçük bir stori çekmek için sosyal medyaya girdi. Arkadaşlık istek sekmesinde arkadaşı olmak isteyen biri vardı.
Fatih Duman.Gülce dudaklarını ısırdı, evet doğru görüyordu profilini iyice inceledi bu kasabada ki Fatih'ti. Tamamen aklından çıkıp gittiği için bir kaç dakika isteğe öylece baktı. Sonrada istediği onaylayıp beklemeye başladı. Bir kaç saat geçmesine ve Fatih ara ara çevrim içi olmasına rağmen tek bir kelime yazmıyordu. O yazmayınca Gülce'de yazmadı. Telefonu bir kenara bırakıp, kahvesini içip yağmuru izlemeye koyuldu.
Bir süre daha terasta oturup, kilesinin ardından büyülü bir atmosfer havası varmış gibi estiren yağmuru seyretti. Sonrada aşağıya inip, bir süre teslim etmesi gereken ödevlerine kanalize oldu.
Ailesinin eve gelmesi ile gün bitmişti.Fatih ile arkadaş olalı üç gün olmuştu. Üç gün boyunca ne Fatih yazmıştı nede Gülce. Zaten Gülce'nin okulda olduğu vakitler yoğun geçtiği için pekte düşünmeye fırsatı olmuyordu. Gülce yine öğretmenlerinden birinin verdiği araştırma ödevini yapmak için internette geziniyordu. O kadar bunalmıştı sürekli aynı şeyleri okumaktan, biraz olsun kafası dağılsın diye sosyal medyaya girdi. Öylesine boş boş aşağı yukarı inip çıktı.
Arkadaşlarının paylaştığı resimleri gezdi. Kimisine beğeni attı. Tam kapatıp çıkacakken, mesaj kutusunda kırmızı nokta belirdi.
Kimden Fatih Duman."Uyumayı düşünmüyor musun?"
Gülce şaşkınlıkla baktı mesaja günler olmuştu bir birlerini ekleyeli tek bir kelime yazmayan Fatih şimdi yazmıştı.
Gülce dudak büktü açıkçası biraz bozulmuş, yine içinde gıcık olduğu hissi belirmişti. Bir süre bekledi cevap vermedi. Birşeyler yazıp sildi önce. Mesaja baktı tekrar baktı ama yinede cevap vermedi.
Sonra sosyal medyadan çıkıp mesajı görmezden gelmeye karar verdi. İlk mesajın bu kadar saçma olmasını kabul edip Fatih'i cevap vererek ödüllendirmeyecekti.
Başını yastığına koyup uyumaya çalıştı. Ne yaparsa yapsın bir türlü uyku tutmamıştı.Ertesi sabahta bütün gün aklını meşgul etmişti o küçük mesaj arada açıp baksada cevap vermemişti. O gün yine bütün gün okul dersler teknik bilgiler ile geçip gitmişti.
Gece yine geç saatlere kadar ders çalışıyordu. Telefonun titrediğini hissetti. Eline alıp baktığında ekranın üzerindeki bildirimlerde yine sosyal medyasına bir mesaj geldiğini gördü.
Kimden Fatih Duman.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELİMİ BIRAKMA 💅
Teen FictionBu benim ilk yazdığım hikayemdi. Bugüne kadar gönlümce yazamam belki duygularımı olduğu gibi aktaramam hikayemizin baş kahramanı Gülce'ye haksızlık olur diye bekledim. Fakat zamanı geldi artık. Umarım çok sever ve severek okursunuz ❤️