11.BÖLÜM

191 24 3
                                    

ELİMİ BIRAKMA 11.BÖLÜM

"Söze nasıl başlayacağım? Nasıl hitap edeceğim? Bilmediğimden direk konuya girme kararı aldım! Belki bir birimizle konuşma fırsatımız olmaz. Öncelikle çok geçmiş olsun. O gün benim yüzümden kaza geçirdiğini düşünüp vicdan azabı çekiyorum. Seni geride bırakıp uzaklaştığım için çok özür dilerim.
Gülce!"

Fatih, Gülce'ye onun yazdığı notu harfi harfine yazarak geri yollamıştı. Gülce okudu gülümsedi cevap vermeden elinde telefon öylece ekrana bakıyordu. O mesajı tekrar tekrar okurken, telefonun ekranında,
yazıyor.... yazmaya başladı az sonra,

"Fatih diye hitap edebilirsin!" diye bir mesaj daha geldi.

Gülce bir süre daha ekrana bakıp,
"Fatih" yazıp gülen bir emoji koydu.

yazıyor...
Fatih tekrar yazıyordu.
"O gün sana senin bir suçun yoktu diyebilmeyi çok istemiştim!
Gülce kazada senin hiç bir suçun yoktu tamamen benim dikkatsizliğimdi!"

"Notu aldıktan sonra hakkımda ki düşüncelerini  bir hayli merak ediyordum! Açıklama yaptığın için çok teşekkür ediyorum!"

"Rica ederim Gülce bilmen gerekiyordu bence! İyi geceler!"

"İyi geceler!"

Gülce bu kısa ama tuhaf konuşmanın etkisiyle elinde telefon gülümsüyordu. Unutup gittiği neredeyse aklına bile gelmeyen bir durum aylar sonra yine karşısına çıkmıştı.

Fatih onu suçlamıyordu demek ki mutlu olmuştu. En azından artık vicdanen daha rahat olabilecekti.

Bu konuşmanın üzerinden bir kaç gün daha geçmişti. Bu süreçte Fatih ve Gülce yine konuşmamışlardı. Ne Fatih yazmıştı tekrar, ne Gülce yazmıştı. Fakat kısacık konuşma ve bu süreç Gülce'nin Fatih'e hiçte dikkatli bakmadığını anlamasına sebep olmuştu.

Yine sosyal medyada takıldığı bir gün Fatih'in profiline girip bütün bilgilerini ve resimlerini incelemeye başladı. Aydın'da Adnan Menderes tıp fakültesinde   çocuk hastalıkları bölümünde okuyordu. On Nisan doğumluydu. Türkiye'nin bir çok ilini gezmiş bir çok ilinden fotoğraflar ve konum paylaşmıştı. Fotoğrafları ekranda iyice yaklaştırıp incelemeye başladı.
Yeşile çalan ela gözleri, kumral bir teni, koyu kahverengi saçları, çenesinde gamzesi vardı.

Fotoğraflardan ve yan yana yürüdüklerinde hatırladığı kadarı ile boyu 1.75 ancaydı. Yorumlarda arkadaşları ile yazışmalarından bir hayli esprili birisi olduğu belli oluyordu. Bütün detayları tek tek inceledikten sonra içlerinden beğendiği bir kaç fotoğrafa beğeni attı. Beğeni atar atmaz mesaj kutusunda kırmızı nokta belirdi.

Kimden Fatih Duman
"İncelemeye alındım sanırım!"

"Evet birazcık!"

"Hımm ee geçebildim mi sınıfı?"

"Düşünmem lazım!"

"Düşün bakalım küçük hanım!"

"Geçtin geçtin doktor bey!"

"Kahramanımı tercih ederdim!"

Uzun uzun gülen emoji koymuştu Fatih.
Gülce muzipçe gülümsedi esprili konuşmaya karşın ellerini ensesinde birleştirip oturduğu sandalyeye sırtını iyice yasladı.

"Uzatma istersen sonra seni traktörün altından topluyorlar!"

"Bak bak bak hem Türkçe biliyor hemde Türkçe laf çarmasını öğrenmiş!"

"Ben Türk'üm bunu unutmasan diyorum!"

"Aaa hiç unutur muyum! Hele sende bu ve çene var iken hayatta unutmam! Ee küçük hanım sen nerelerde okuyorsun profilinde iki kız ile tek bir fotoğrafın ve Fransa'nın Lion şehrinde olduğun dışında bir bilgi bulamadım!"

Gülce mesajı okunca gülümsedi. Belli ki oda onu incelemişti.

"Hostes olacağım ben, onun için okuyorum! Aslında pilot olmaktı hayalim ama olmayacağını anlayınca hostes olmak için okuyorum!"

"Hımm değişik bir meslek seçimi olmuş! Bol bol uçacaksın yani!"

Gülce mesajı okuyunca kıkırdadı.

"Evet hemde kuşlar gibi süzüleceğim göklerde!"

"İç hatlar mı dış hatlar mı?"

"Bilmem önce işi bi öğreneyim şu okul bi bitsinde o zaman belli olur! Sen neden çocuk doktoru olmak istiyorsun peki?"

"Onlar kadar masum bir varlık yok bu dünyada! Onların umudu olmak istiyorum!"

Gülce çok cool bulmuştu bu düşünceyi.

"Güzel düşünüyorsun tebrik ederim!"

"Rica ederim küçük hanım!"

"Ya sanki benden çok büyüksün gibi birde küçük hanım demez mi!"

"Rahatsız mı oldun?"

"Yoo! Değişik geldi!"

"Sevmediysen demem!"

"Sorun değil canın nasıl isterse!"

Konuşma uzadıkça uzamıştı. Saatlerce yazışmışlardı. Uykusuzluktan Gülce'nin gözleri acıyordu artık. Neredeyse sabah olmuştu ama Fatih ile konuşmaları bir türlü son bulmamıştı. En son elinde telefon uyuyup kalmasıyla yazışma son bulmuştu.

Sabah Asuman hanımın işe giderken bir kaç kez çağırmasına rağmen uyanamamıştı. Asuman hanım ve Cemil bey işe gitmek zorunda oldukları için bırakıp gitmişlerdi. Okula gitme saati gelince Gürsel'de bir kaç kez çağırmış, fakat onun çağırmalarına karşında Gülce uyanamamıştı. O gün uyandığın da  öğlen olmak üzereydi. Okula gidemediği için çok önemli bir eğitimide kaçırmıştı üstelik.

Bunun sıkıntısı ile kalktı yataktan, elini telefonuna götürdü. Yaklaşık bir saat önce Fatih yine mesaj atmıştı.

"Günaydın! Uyanamadın sanırım henüz!"

"Uyanamadım okulada gidemedim çok önemli bir eğitimi kaçırdım!"

"Ahh ben sebep oldum sanırım! Özür dilerim!"

"Önemli değil olan oldu mecburen telafi edeceğim!"

Konuşma yine uzamaya başlamıştı. Gülce kalkıp ne kahvaltı etmişti, nede yatağından çıkmıştı konuştukları sürece. Üç saatten fazla yazışmışlar ikiside bu durumun farkına varmamışlardı

Onların bu sohbeti Asuman hanımın mesaisinin bitip eve dönmesi ile son bulmuştu.

ELİMİ BIRAKMA 💅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin