8-kırık ve öfkeli

106 17 2
                                    

Onun kulağına fısıldadım. "sen bir mavi serserisin mavi serseriler ağlamaz dik durmak zorundasın ayakta durmak zorundasın kardeşin için benim için beni affet mavi serseri"

Kollarını belimden indirdi bir an yaklaştık burunlarımız temas ediyordu. Çok yıpranmıştı kırılmıştı. Canı acıyordu kim bilir daha onun hakkında neler öğrenecektim. Ama artık benim için sadece bir mavi serseri değildi . Canı acıyan minik bir çocuktu aynı zamanda o kırgınlığını saklayan bir çocuk. "Seni lunaparka götüreyim mi"dedim. Biraz iyiydi. Sakinleşmişti. "Neden sana hayır diyemiyorum ben "biraz kafanı dağıt söz veriyorum seni üzmeyecem .

Bir taksiye binip lunaparkta indik. Biletlerimizi aldık." pişt mavi dönme dolaba binelim mi?"dedim . "Hayır asla"dedi. "Neden yüksekten istanbulun manzarasını görmek hep çok istemişimdir"dedim. "Rüzgar yoksa korkuyor musun?"dedim . "Ben korkmam yürü biniyoruz."dedi ikna yeteneğim iyiki vardı. Mavi renkli vagonuna bindik dönme dolabın yukarı çıktıkca rüzgarın rengi değişti ve elimi tuttu. "Rüzgar iyi misin?"dedim. İyi olduğunu söyledi ama bir anda üste kaldı dönme dolap ilerlemedi. "Noluyo niye inmiyoruz masal "dedi. "Bilmiyoruz sanırım arzalandı hallederler zanlediyorum . Sakin ol" iyi değildi hatta çok kötüydü gözlerini kapatmıştı. Titriyordu bugün hiç karşılaşmadığım bir rüzgarla karşılaşmıştım. Ürkek minik bir çocuktu aslında . Öbür elimle onun elini iyice tuttum. Ve kulağına şunu fısıldadım."benim için özelsin mavi serseri" gözlerini açtı ban doğru baktı. Mavi gözleri serseri kılığını alıyordu. Gözlerini tekrar yumdu. Ve onun dudağına ufak bir öpücük kondurdum. Bir anda dönme dolap dönmeye başladı bunu niye yapmıştım niçin yapmıştım bilmiyordum ama rüzgar bir anda olsa mavi serseri oluvermişti . Dönme dolaptan indik. Oda kulağıma şunu fısıldadı "sende benim için önemliydin" neydi bu güven sözü mü yoksa kırgınlığımı "masal beni parçaladın sen "dedi . Ben taviz vermedim "senin için hala önemli olana kadar elimdesin maviş"dedim . Kırgın ve öfkeliydi. Öfkesi banamıydı bilmiyorum ama kırgınlığı banaydı. Onu öpmeme kızmamıştı tepkide vermemişti. "Eve gidelim mi "dedi. Onu bu hale getirdiğim için kendimden nefret ediyordum.

Kırgındı. Geçmişini ona tekrar yaşatmıştım. Nalet olası oyunum onun canını çok yakmıştı. Onunla nasıl iyi olacaktım. Birden telefonum çaldı annem arıyordu. "Kızım nerde kaldın?"dedi"anne ben arkadaşımda kalacam " dedim. Neyseki izin veriyordu. İstanbula geldiğimden beri bana müsamma gösteriyordu . Hemen taksi çevirdik ama ben eve gitmiyordum beni götürdüğü ve oyun oynadığım eve götürüyordum. "Masal eve gitmek istiyorum."dedi. Onu eve götürecek değildim. Eve girdiğimizde ban sordu"o adamların neden böyle bir şey yaptığını merak etmiyor musun?"dedi deliler gibi merak ediyordum hem de ama onu o kötü anılarıyla yaşatamazdım. "Hayır."dedim. meraksız görünmem beni de şaşırtmıştı. Evet önceden tiyatro eğitimi almıştım. Ama hayır cevabını vereceğim kadar ve olanları öğrenmek istemiyecek kadar büyümüştüm. Halsizdi . Bense üzgündüm."üzülme bunun suçlusu sen değilsin"dedi. Hayır o bu değildi bu kadar iyi olamazdı. Keyifsizdi "aç mısın?"diye sordum. "Niye yemek yapmayı biliyor musun?" Dedi tamam bilmiyordum ama pizza söyleyebilirdik mutfağa gittim buzdolabının üzerindeki magnetteki pizzacının numarasını çevirdim bir büyük boy pizza söyledim. Ve salona dönüp "bilmiyorum ama pizza iyi gelir diye düşündüm "dedim. Bana güldü. Bende ona gülümsedim. Ağaç ev oldukça iyi dizayn edilmişti. Ve çok da büyüktü. Ben evi incelereken pizzacının zili çaldığını farkettim kapıyı açıp parasını verip pizzayı aldım. Salonda sehpanın üzerinde açıp "hadi bakalım ye"dedim. "Benimle niçin ilgileniyorsun kendini yorma "dedi. Sabredemiyordum "yeter sana bunca şey yaptım geçmişini o kötü hayatını sana tekrar yaşattım . Ve sen hala beni düşünüyosun . Ben olsaydım yüzüme bakmazdım. Bu yaptığın çok kötü beni bu şekilde cezalandırıyosun ve bu adil değil ben cezamı çekmek istiyorum. "Dedim sesimi eminim tüm orman duymuştur. Rüzgar bana sadece gülümsedi. Sadece gülümsedi. Pizzadan bir dilim bana uzattı ve kendsi yemeye başladı. Neydi bu evet evet beni böyle cezalandıracaktı. Ne kadar berbat bir histi. "Yoruldum"dedi. Konuştu sessizce. Doğru yorulmuştu kim bilir daha bilmediğim neler olmuştu. ben halsiz yorgun ve bitkindim. O ise hala ayaktaydı bir kardeşim yok ama olsaydı ve benden saklasalardı yada ölseydi bunu kim yaptıysa onu asla affetmezdim . Hep bir kardeşim olsun isterdim zaten.bu düşüncelerle sabahın olmasını bekledim

Mavi SerseriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin