Resimde melisa gürpınar (sarı çiyan) var.
Tuvaletten çıktım onu aradım ama okulda yoktu acaba annesinin mi yanına gitmişti. Bir de onunla konuştuğumu duysa .... ben bu kadar vicdansız olmamalıydım içimi hırs ve kin sarmıştı. Onu bulcak ona kendimi affettircektim . Okuldan tam çıkıp onu arayacakken o sarı çiyanla onu gördüm. Noluyodu. Öpüşüyorlardı. Rüzgar ve o pis kız kendimden nefret ediyordum . Onun için önemli miydim hayır. Benle eğleniyordu. Bana aşık değildi sadece ilgi duyuyordu.
Koşmaya başladım. Koşuyordum sebepsiz ve ne yaptığımı bilmeden . Bense yaptıklarımdan pişmanlık duyuyor kendimi affettirmeye çalışıyordum. Ben kimdim ki o kızı öptü diye niçin bu kadar tavır almış saçmalamıştım. O ve ikisi umrumda değildi. Gene beni mert yakaladı. Ben ağlıyordum. Sebepsiz utanç verici bir şekilde"ne oldu?"diye sordu."hiç sadece biraz mutsuzum."demiştim bana grafit çizmeyi önermişti . Daha önce yapmamıştım. Ama karşılıksız kabul ettim. Boş bir duvar bulduk giderken de bir sürü sprey boya aldık. Benim resmin çok iyidir. Öbür okulumda hatta arkadaşlarımla sergi açmıştık ama daha önce hiç duvar boyamamıştım. Mert sol taraftan çizmeye başladı. Bende sağ taraftan boyamaya başladım. Dalgındım ve karalıyordum. Ben neyi çiziyordum. Bir anda masmavi bir göz çizdiğimi farkettim. Serseri bakışlı bir mavi göz. Yaptığımdan pişmanlık duyuyordum ve son gördüğüm manzaradan yıkılmıştım. Resme devam etmek yerine telefonumu elime aldım ve müzik açtım kulaklığımı taktım son ses dinliyordum bir yandanda rüzgarı çizmek yerine neler hissetiğimi çiziyordum grafik güzel bir şeydi.en azından içimi döküyordum. Sebepsiz kırgınlığım vardı. O kızın saçını başını yolsam ancak kendime gelirdim ebet bunu yapacaktım. Sprey boyaları bıraktım merte gitmem gerektiğini söyledim kızı okulda çıkış saatinde yakaladım. Ve onun estetik suratını parçaladım. "Bana bak sarı çiyan rüzgardan uzak durcaksın he bu arada bu yüzün benim yaptığımı kimseye söylemezsin zanlediyorum kendini bu kadar küçük duruma düşürmez sin yani ama eğer birine diyecek olursan daha beteri ile karşılaşırsın. " rahatlamıştım onun sarı saçlarını tek tek yolunca. Birinden hırs çıkarmak istiyordum. Ben zavallı değildim olamazdım. Orayı terk ettim ve rüzgarı aramaya başladım . Nerde olabilirdi . O da beni üzmeye çalışıyordu.
Rüzgardan(1saatöncesi ve sonrası)
Bu yaptığı adilikti ona bu kadar ilgi duyarken bunu yapması .... dalgındım. Okulun bahçesine indim tam o sırada melisayı gördüm. Melisa arkamdan geliyordu . Hadi bakalım bir de onu çekecektim. Halsizdim. "Ne var melisa"diye sordum. "Asıl senin neyin var iyi gözükmüyosun otur."dedi. Oturmak istemedim ama zorla banka oturttu . "Sen değerlisin bunu sakın unutma"dedi ama ben kendimi bok gibi hissediyordum. Sonra bana yaklaştı ne olduğunu anlamadan beni öptü bende hemen onu ittim. "Ne yaptığını sanıyorsun sen kızım."diyip uzaklaştım.
Zaten tam bir kaşardı. O sırada masalın bana yaptığı o oyun aklıma geldi . Sırf ona sürtük dediğim için bunu yapmıştı. Ondan nefret ediyordum artık bitmişti. Annemin yanına gidecektim. Canım annem orada ne yapıyordu. Kim bilir. Ama gidemezdim.annemi de üzemezdim. Kalbimin gittiği yere doğru gidiyordum öylesine yorgun bitkin. Şuana kadar hep kızkarı elimde oynatmıştım eğleniyırdum acılarımı ve geçmişimi hatta korkularımı egomla kapatıyordum. Belkide sadece annem için yaşıyordum. Küçük kız kardeşim öldüğünden beri hayatım maffolmuştu. Eğer yaşasaydı şuan lise birdeydi . Benim yüzümden ölmüştü. Bundan babam benden hep nefret etmişti. Küçüklüğümden beri katil bakışlarıyla büyümüştüm ama hiç kin tutmamıştım. Annemi üzmemeliydim güçlü olmalıydım. Kendimi kardeşimin mezarlığında buldum minik ellerini bağlamışlardı. Eğer beş dakika önce gelseydim yaşayacaktı toprağına kafamı gömüp ağladım. "Masal canım biricik kardeşim benim keşke yaşasaydın keşke yanımda olsaydın. Ne kadar kötüyüm biliyor musun? Ben bir kızla tanıştım geçenlerde senin gibi asi bir kız senin gibi yeşil gözlü güpgüzel biliyor musun onun da adı masal . adınız bile aynı. Onu hep başından beri sana benzettim. Sende büyüseydin eminim onun gibi olurdun. Güçlü sağlam ve arza. Ama beni üzmezdin. Kinciydin oyunları severdin ama üzmezdin beni biliyor musun o beni üzdü hem de çok üzdü. en zayıf yerimden vurdu beni. Oysaki ben ona... herneyse sen onun gibi değilsin ve olmazdın da "
Masaldan...
Kalbimin aldığı yere doğru gitmiştim bir mezarlıkta buldum küçük çocukların mezarlığında ve orada bir çocuk vardı mavi gözlü acılarla dolu. Kardeşini başından beri bana benzetmiş hem de ne dediğini duymuştum kırılgan ve naif biri gibi durmuyordu. Güçlüydü. Kendimden nefret ediyordum. Yanına yanaştım . Rüzgar bağırdı. "Ne işin var burda canımı yakmaya çalışıyordun yandı bak. Mutlusundur. Oysaki onunda adı masal ama hiç senin gibi değildi. "Kalbime diken saplanmıştı haklıydı. "Sen çok güçlüsün ben senin gibi olamazdım böyle ayakta kalamazdım. Senden özür dilemiycem seni kırdım ve tamir edecem nasıl olcak bilmiyorum ama bunu yapacam . Biliyor musun seni arıyodum ve kalbim beni buraya getirdi buradaydın . Hep o gözlerin serseri bakışındaydı. Ama şimdi o büyüyememiş kardeşinle ölmüş çocukluğun var. Keşke anlatsaydın ve bilseydim. Ben belki kardeşini getiremem ama bunu yapanın cezasını veririm. Sen bana sürtük demiştin ağırıma gitti bunu yapman çok kötüydü senden hırs almak istedim. Canını yakmak o gözlerindeki küçük çocuğu ağlatmak ama pişmanım kendimi kötü hissediyorum. Bencil değilim sadece bilmiyordum. Yaşadıklarını bilmiyordum benimle oynadığını sanıyordum . Zaten senin içinde önemli değilim. o sarı kızla gördüm seni biliyor musun kötü hissettim çok kötü neden bilmiyorum. Ama seni üzmemeliydim. Kalp kırmak kolaydır aslı tamir etmektir bana izin ver ediyim"dedim ağlıyordum veya gözümden göz yaşı akıyordu. "Sorun o kızın beni öpmesiydi demi tüm olay buydu. Onun beni öpmesi sen bencilsin . " dedi beni anlamıyordu. Veya ben kendimi fade edemiyordum."kendimi sana affettirmeden yanından ayrılmayacam . O mavi gözlerin serseri gibi bakana kadar benden kurtulamazsın "dedim . O sarı kafanın onu öpmesi umrumda bile değildi. Onun bir kardeşi vardı. Ve bana benziyordu ama ben onu parçalamıştım. ona yanaştım ve sarıldım sımsıkı sarıldım kokusunu içime çektim tepki vermiyordu. "Artık oyun yok senin üzülmene izin vermiycem mavi serseri "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi Serseri
RomanceDoğduktan bir yıl sonra babası tarafından terk edilen masal 17 yaşına kadar annesi ile yaşamıştı ta ki annesi selim denen o zengin iş adamı ile evlenene kadar. Annesinin evlenmesi ile gayet sakin süren izmir hayatı sona erip istanbula annesinin eşin...