5⚡️üçüncü sınıf⚡️dost mu?

187 23 7
                                    

"Safkan ırkın korunması bu sebeple elzemdir.

Her safkan, kendi dengi olabilecek tek ırkla, kendisi gibi bir safkanla olmalıdır. Günümüz çağında popülerizmini arttıran muggle sevicilikle birlilte, bakabileceklerinden fazla çocuk yapmak ve eşit olduğumuzu sanma hayaline kapılmak gibi yanlışlar karşısında azınlıkta kalan safkan sayısına bakıldığında, bunun artık hiç olmadığı kadar önemli olduğu görülür."

Draco duraksadı, gözlerini kitaptan ayırdı. Bir şatonun kabul salonunu andıran ana salonlarının ortasında duran koltukların birine yerleşmişken etrafa bakış atmak aklının ucundan geçmedi. Sadece karşısında oturup onu dinleyen babasının müsaade ettiğince bir molaya sığındı ve kitabını kucağına bırakıp yanındaki sehpanın üzerinden bir bardak su aldı kendine.

Hızlı uzayan boyunun kollarındaki etkisi beyaz gömleğinin üzerinden belli oluyordu. Babasının kendisi hakkında biraz kilo alması gerektiğini düşündüğünü bilmeden acıktığını hissetti. Yüzü gibi soluk olan eliyle tuttuğu bardağı sıkıca kavradı. Suyu içerken yüzünü ve gözlerini kaldırdı. Babasına bakmadan salonun uzak bir köşesinde duvara gömülü şekilde uzayan raflara bakındı. Önceki 2 senede uzatmayıp kafasına kafasına yapıştırdığı saçları şimdi alnına düşüp sarı tutamlarını daha bir albeniyle sergiliyordu.

Nihayet suyunu içtiğinde ve bardağını yerine koyduğunda son bir hamleyle saçını hafifçe geriye itti ve okumaya devam etti.

"Bu durumda, hâlâ bu onuru taşıyabilmiş son şanlı safkan ailelerinin, safkanlıklarını mugglelara tercih eden onlarca eski safkan ailelerin düştüğü hataya düşmemesi gerekir.

Çocukların mevcut çağ, sosyal çevre ve olanaklar düşünülerek temkinle büyütülmesi gerekir. Bazı safkan ailelerimizin çocuklarını tamamen nefretle büyüttüğünü görüyorum, bu da yanlıştır. Çocuklarınız bunun yanlış olduğunu, safkan ırkın üstünlüğünü, neden muggleların bizden aşağı olduğunu ve aşağıda kalmak zorunda olduğunu, onlarla nasıl iletişim kuracaklarını ve hatta belki ilerdeki hayatlarında kimi seçmeleri gerektiğini öğrenmelilerdir.

Çok değil, bundan 30 yıl önceye kadar -okurlarımız arasında o zamana tanıklık etmiş ve hatta bu bahsedeceğimi yaşamışlar elbette olacaktır, saygılarımla- safkanlar kendi aralarında küçük yaşta nişanlandırılıyorlardı. Bu, safkan ailelerin, çocuklarının doğru, avantajlı ve ırkı koruyabilecek kişiyle birbirlerini tanıması, sevmesi ve anlaşması için bir kolaylıktı. Küçük yaşta yapılan bu nisanlar herhangi bir gereklilik bağlamazdı, ve hatta safkan çocuklar yeterince büyüyünce bu sürede hâlâ birbirlerini sevemedilerse nişan sorunsuzca atılırdı. Bu nişanların iyi yanı, safkan çocukların tek seçeneklerinin yine bir safkan olduğunu bilmeleriydi."

Draco istemsizce kaşlarını çattı. Pekala, bu saçmalıktı.

"Evet, bu artık geride bırakılması gereken bağnaz bir hareketti."

Draco hafifçe irkildi ve başını kaldırıp babasına baktı. Sert çehresi doğrudan oğluna dönük olan Lucius'un dik omuzlarına dökülen uzun saçları Draco'nun ilerde sahip olmak isteyeceği tarzdı. Ama tek cümlesiyle kendisini dinlettiren bu sesteki o otoriteye sahip olmak istiyor muydu şu sıralar pek emin değildi.

"Annenle ben safkan nişan geleneğinin son jenerasyonuyuz. Bildiğim kadarıyla bunu devam ettiren başka aile de yok."

"Sen ve annem birbirinizi sevmeseydiniz, yine de evlenmeniz gerekir miydi?"

Lucius'un mimiklerinde bir değişiklik olmadı, bir şey düşünüyor gibi gözüküyordu. Draco sorusunun hadsiz bir soru olduğunu düşündü. Hatta belki babası kızardı bile ona. Ne var ki, oğluna karşı, tartışmaya fırsat vermeyecek kadar bariz ve yanlış olan bazı davranışlar sergilemesine rağmen, babası, sohbet etmeyi sevmeyen ve oğlunu sürekli incitmek üzerine komplolar kuran bir adam da değildi. Lucius aslında sakince cevapladı. "Zannediyorumki evet, yine de evlenmemiz gerekirdi ve bunu annen de biliyordu ben de biliyordum. Sanırım bu yüzden birbirimizi sevmek için kendimizi şartladık. Ama anneni sevmek hiç zor değildi." Lucius'un dudaklarında minik birer kıvrım oluştu. Draco babasının böyle açık sözlü ve neredeyse yumuşak huylu olmasına alışık değildi, ne diyeceğini bilemedi. Zaten babası da ardından devam etti. "Ama zorunda olmayanlar vardı. Sen de böyle bir gelenekle karşı karşıya olmadığına ve olmayacağına göre.... Devam et, lütfen."

 Basorexia -DrarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin