Kardeşim O Benim ☯︎

95 7 42
                                    

Yeni bölüme hoşgeldiniz. Aslında kim olsa bir hafta bölüm atmaz. Ama ben okuyucularına kıyan yazarlardan değilim. Güzel okumalar.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Yazar

Hayat tercihlerden oluşur. O okula gitsem mi gitmesem mi? Bu insanla birlikte olsam mı olmasam mı? Sabah kalkınca başlar tercihler, uykuda bile durmaz. Rüyalarımız bile yaşadıklarımızın ya da yaşamayı tercih etmediklerimizin bir özetidir. Gitsem mi kalsam mı? Kalbim atsa mı atmasa mı? Nefes alsam mı almasam mı? Can versem mi? Vermesem mi? Sorulara nasıl cevap verirsek hayatımızda o yönde şekillenirdi. 

Kim Taehyung

Uyandığımda Yoongi yanımda değildi. Işığı yaktığımda komodinin üstünde ki küçük kağıtta Yoongi'nin güzel yazısıyla yazılmış bir not dikkatimi çekti. Gözlerimi ovup kağıdı aldım. Aynen şöyle yazıyordu kâğıtta; 

"Taetae  sözlerime nasıl başlayacağımı bilmiyorum. Bunu yapmayı istemiyordum açıkçası ama başka çarem yoktu. Seni koruyabilmek için bir yerden sonra gitmem gerekiyordu. Taehyung, iyi ki  hayatıma girdin. Seni seviyorum. Bunu okuduğun da ben çoktan abimin yanına gitmiş olcam. Seni seviyorum sevgilim." Gözümden damlayan yaşlarla hızla Jungkook'un yanına gittim. 

"Noldu? Hyung iyi misin?" Konuşmadan kâğıdı uzattım. Kaşlarını çatıp notu okudu sonra korkuyla konuşmaya başladı.

"Ben ona hayır dedim niye dinlemedi." 

"Nerede olabilirler?"

"Ben biliyorum hadi gidelim hyung." Başımı salladım hızla ve arabanın anahtarını alıp evden ayrıldık. Jungkook sürücü koltuğuna oturdu bende yanına ön yolcu koltuğuna geçtim. Jungkook'da hızla arabayı sürmeye başlamıştı.

Han nehri kıyısında bir depoya gelince arabayı ani bir frenle durdu Jungkook. Hızlıca içeri girdiğimde Yoongi yerdeydi. Başı ise abisinin kucağındaydı. Her zaman sert ama sıcak bakan siyah gözleri kapalıydı. Yanına çöktüm 

"Yoongi." Diye fısıldadım. Sonrasında bakışlarım süratle Geum-Jae'yi buldu. 

"Naptın ona?" Gözleri baygın bedende cevapladı.

"Kendisi istedi." Aynı anda Jungkook öfkeyle bağırdı.

"Ne diye hâlâ burdasın sen!?" Duymamış gibi bana döndü. İlk defa fark ediyordum. Geum-Jae pişmandı.

"Tae. Al bu bıçağı eline bi kesik aç. Akan kanı Yoongi'nin dudakları arasından akıt Yoongi kesiği uyanınca kapatır." Başımı sallayıp bana verdiği bıçağı alıp gözümü kırpmadan elime bir kesik açtım.

Geum-Jae Yoongi'nin kanı çekilmiş dudaklarını aralayınca hızla akan kanı dudakları arasından damlattım. Gözlerini kırpıştırınca elimi çektim.

Uzun süre nefessiz kalmış gibibir nefes aldı ve inliyerek gözlerini açtı. Gözümden arka arkaya yaş süzülüyordu. Yoongi'nin bakışları beni buldu.

"Ta-Tae."

"Yoongi." Bakışları kaydı sonra gözlerini geri açtı. Bu sefer Geum-Jae'yi görmüştü ve ani bir şekilde yerinde doğrulmuştu fakat bu hareketi acı bir şekilde inlemesine neden olmuştu.

"Yavaş olsana yaran hâlâ taze." Dedim sinirle. Duymamış gibiydi Geum-Jae'ye baktı.

"Sen niye gitmedin?" Dedi.

"Kardeşimsin." Alayla yüzüne baktı.

"Yeni mi aklına geldim?" Dedi kısık sesle. Canı yanıyordu belliydi. 

Mühür | TaeGiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin