Yeni bölüme hoşgeldiniz. Mühür'e kaldığımız yerden tam gaz devam ediyoruz.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~Min Yoongi
Panikle yerimden doğrulmuş dudaklarımı Tae'nin alnına bastırmıştım. Tanrım hasta olamazdı çünkü henüz Eylül ayındaydık ve hava deli gibi sıcaktı.
"Ateşin yok Tae..." Diye mırıldandım ama gene de onu kucaklayıp içeri götürdüm. Yavaşça koltuğa yatırdım odadan battaniye getirip üstüne örttüm.
"Yoongi abartmadın mı?"
"Hasta olacaksın büyük ihtimalle Taehyung. Bekle ben çorba yapıp gelcem."
"Peki." Diye mırıldandı sadece. Bende mutfağa gidip çorba yapmaya başladım. İşim bitince bir kaseye çorbayı koyup tepsiye yerleştirdim yanına kaşık ve ekmek de koyduktan sonra içeri geçtim. Tae çoktan oturur bir hâl almıştı.
"Yoongi bu kadar korkmasan mı en fazla alerjim tutmuştur." Dedi çorbayı içerken.
"Demesi kolay Taetae." Eliyle ağzına hayali bir fermuar çekti. Ve tüm odağını önündeki yemeğe verdi. Bense sadece onu izliyordum.
"Eline sağlık." Dedi çorbası bitince başımı sallayıp
"Afiyet olsun güzelim." Diye mırıldandım.
"Benim uykum var Yoongi."
"Bekle şunları mutfağa bırakım odaya gideriz." Başını salladı. Tepsiyi mutfağa bıraktım geri Tae'nin yanına geldim. Halsiz görünüyordu. Eğilip kucağıma aldım ve doğruca odaya çıktım. Gene dikkatlice yatağa uzandırdım. Üstünü örtmeden yanına uzandım Tae'yi kendime çekip sıkıca sarıldım ve üstünü örttüm.
***
Gecenin ilerleyen saatlerinde Taehyung'un titremesiyle uyanmıştım. Soğukta kalmış gibi titriyordu. Tanrım olamaz ya. Dışarı baktım dolunay vardı. Camı açtım mum yaktım ve elime bir kesik açtım. Yaram kapanmadan akan kanı muma damlattım her damla da biraz daha harlandı mumun ateşi.
Mumu alıp Tae'nin tişörtünü çıkardım. Ve mumu göğsünde gezdirmeye başladım. Eriyen sıvı esmer teninde kabolurken titremeleri yavaşlamıştı bir süre sonra durmuştu. Tekrar tişörtünü üstüne geçirdim ve yanına uzandım. Birkaç saat sonra gene titremeye başlamıştı. Saat sabahın beşiydi ay çoktan gitmişti.
"Tae uyan güzelim."
"Mm..."
"Tae lütfen uyanır mısın!?" Gözlerini aralayıp yüzüme baktı. Evde biri vardı. Tae'yi bu hâle o getiriyordu.
"Noldu?" Kulağına eğildim.
"Evde biri var. Seni bu hâle getiriyor." Diye fısıldadım. Gözleri korkuyla büyümüştü.
"Dolaba gir. Ben çık diyene kadar çıkma." Başını sallayıp ayağa kalktı ve dolaba girdi. Bende kapının arkasına geçtim.
Sadece birkaç dakika sonra kapı yavaşça açıldı. Kazağımın kolundaki bıçağı biraz daha sıkı kavradım. Gözlerimi kapatıp derin derin nefes aldım verdim. Beden içeri girdi. Sessizce arkasından kapıyı kapattım. Ve bacaklarına tekme atıp yere düşünce üstüne çıkıp boğazına bıçağı dayadım.
"Kimsin sen?" Konuşmadı. Bıçağı biraz daha bastırdım boğazına. Tam o sırada arkamda o korktuğum kişinin sesini duydum. Tam ayağa kalkacakken sırtım zeminle buluşturulmuştu. Ve üstümdeki kişi Kim In-Young'du.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mühür | TaeGi
VampirosHerkesin tamamlandığına inandığı bir diğer yarısının olduğu bu hayatta ben hiç kimsenin beni tamamlayacağına inanmamıştım. Ne de olsa insanlar güvenilmezdi. Bırakmam der yarıda bırakır. Arkanızdan iş çevirir. Size en büyük ihaneti yapar sonra hiçbir...