My Revenge Is Pain, Jirosé ✔✔

12

Mantıklı düşünmeliyim.
Eğer ona yalan söylersem ve bunu öğrenirse neden ona yalan söylediğimi soracaktır. O zaman yine göt olurum. Sanırım en iyisi doğruyu söylemek.

"Babamın adı Park Seung-ho. Ama neden sordun ki?"

"Şey merak ettim de ondan."

"Anladım."

Neden bu kadar gerildi ki kulakları kızarmış. Utanmış olamayacağına göre yalan söylemiş olmalı ya da zor durumda kalmış olmalı. Belki de sadece sıcaktan...

Önümde oturan Jungkook'a dokundum. Sonra arkasını döndü.

"Peçeten var mı? Subin iti pis kanattı da."

"Üzgünüm Chaeyoung şu an yok. İstersen teneffüste alırım kantinden."

"Şu an ihtiyacım var birazdan yaranın üzerine kolonya dökücem de en azından onun 10 bin kat oje sürdüğü tırnaklarındaki mikroplardan temizlenir elim."

"Lan manyak mısın kızım? Kolonya çok pis yakar."

"Biliyorum."

"Eee canın yanar?"

"Umrumda değil ki ayrıca ben acıdan beslenen bir psikopatım. Acı çekmeyi ve çektirmeyi seviyorum."

"Bazen senden korkuyorum biliyor musun?"

Diyip güldü sonra önüne döndü. Ardından biri bana peçete uzattı. Jimin.

"Ahh teşekkür ederim."

"Söylesene Chaeyoung, canının yanması seni korkutmuyor mu?"

"Ben bu acılardan daha büyüğünü çektim niye korkayım ki? Ayrıca Subin'in dokunduğu yerin temizlenmesini isterim."

"Emin ol onun eli tuvaletten bile daha pis."

"Sahi mi bunu onun sevgilisinden duymak biraz garip. Onunla çıkıyorsun ama onu önemsemiyor ve arkasından kötü konuşuyorsun. Anlayamıyorum."

"Onu sevmiyorum hatta nefret ediyorum."

"Neden onunla çıkıyorsun o zaman?"

Bu soru üzerine Jimin ile göz göze geldik. Gözleri sanki geçmişini yansıtıyordu. Çok acı çekmiş ama hâlâ dimdik ayakta duruyor gibiydi. Benim gibi yani...

"Keyfimden çıkmıyorum. Bir sebebi var."

"Ne o sebep?"

Jimin derin bir nefes aldı.

"Sanırım bunu sana anlatmanın zamanı geldi Chaeyoung. Teneffüste kantine gi-"

Jimin'in lafını kesen nöbetçi öğretmenin içeri bir anda dalması oldu.

"Park Chaeyoung burda mı?"

"Burdayım."

"Üzgünüm ama baban vefat etmiş."