3

665 29 13
                                    

"Selam Chaeyoung"

Onun suratını görmemle ayağa kalmam bir oldu. Gidip onu bir güzel benzeteceken Jennie elimi tuttu ve bana sakin ol dermişcesine baktı. Sonra Subin'in arkasından Arin ve Eunji çıktı.  Üçe bir bile onları döverdim ben. Sonra o aşağılık ağzını açtı.

"Hala değişmemişsin Chaeyoung, aynısın ağlaksın ve öksüzsün. Aaa sormayı unuttum. Annem ile baban nasıl? Gerçi anneni en son gördüğümde yaşlı birinin altında in-"

Sözünü bitiremeden suratına okkalı bir yumruk geçirmiştim. Arin ve Eunji yere düşen Subin'e yardım ettiler. Bu sefer sakinliğimi korumaya çalıştım ve monoton bir sesle

"Seni uyardığımı düşünmüştüm Subin. Ama anlaşılan sen hala akıllanmamışsın. En son seni gördüğümde çöp kutusu ile cebelleşiyordun. Yine aynısını mı istersin yoksa bu sefer seni ve arkadaşlarını üçlü kombo yaparak camdan mı fırlatayım? Ya da canına zarar gelmesin buradan siktirin gidin? Hangisi? seçim senin Subin."

"Biliyor musun Chaeyoung keşke o gün intihar etmeye yeltendiğin  zaman baban seni hiç bulmasaydı. Geberseydin keşke. Böylece dünya fazlalıklarını atardı. Ama biliyor musun şu an intihar etmek için geç değil. Çatı ne güne duruyor değil mi?"

O günü nerden biliyordu? İntihar etmek istediğim gün bileklerimi, kollarımı, bacaklarımı kestiğim günü nerden biliyordu. O gün aklıma geldikçe kötü oluyordum. Ama o bunu gün yüzüne çıkarmaya çalışıyordu. Üstelik bana intihar etmemi dâhi söylüyordu. Beynimde o sözcükler yankılanıyordu.

'Kes,kes,kes daha derinden kes,kes,kes daha derinden kes'

{}

İnstagramdan ölüm mesajları alıyordum. Hepside eski okul arkadaşlarımdandı. Bana sürekli ölmemi söylüyordu. Acaba gerçekten ölmeli miyim diye düşündüm. Telefonum hiç susmuyordu. Sürekli ölüm mesajları geliyordu. Sonra dayanamadım ve belki öbür dünyada anneme kavuşmak amacı ile banyoya girdim...

Elime jileti aldım. İlk önce bileklerimi kestim. Canım acımıştı. Aklıma hem Subin'in bana söyledikleri hemde ölüm mesajları geldikçe deliye dönüyordum. Sonra kollarıma geçtim. Artık otomatik olarak beyaz deri görünce kesiyordum. Banyo kırmızıya bürünmüştü. Bacaklarıma geçtiğimde kendimi kaybetmiştim...

"Kes,kes,kes daha derinden kes, kes, kes daha derinden kes"

Beynim otomatik olarak böyle söyleyince beni daha derin kesmeye yönlendiriyordu.

En son duyduğum şey babamın sesiydi.

Uyandığımda ise burnuma gelen o iğrenç hastane kokusu...

{}

Sonra beklenmedik bir şekilde Subin ağzını yamarak Jennie'ye döndü.

"Ah Jennie o kadar kısasın ki seni göremedim. Birde sen görmeyeli baya da çirkinleşmişsin."

Sabrım taşmak üzereydi. Bana hakaret edebilir ama söz konusu annem ve Jennie'ye gelince kaçacak delik araması gerekirdi.

My Revenge Is Pain, Jirosé ✔✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin