18

341 29 15
                                    

Sınıfa girecekken bir anda önüme çıkan Jimin ile yere yığıldım.

•••

Gözlerimi açtığımda yerde yatan bir Jimin beklemiyordum. Ve bi saniye bu zemin fazla yumuş- hassiktir.

Olayı kavramamla beraber Jimin'in üzerinden kalkmam bir oldu.

"Özür dilerim Jimin. İyi misin? Bir yerine bir şey oldu mu? Ahh tanrım çok malım."

"Endişelenme Chaeyoung. Ben iyiyim. Asıl sen iyi misin? Buraya hızlı bir şekilde koştuğuna göre bir şeyler oldu."

"Şey ben senin günlüğünü buldum."

"Sahi mi? Nerde?"

"Elimde-"

Günlük yok! Ama onu aldığıma eminim. Hatta Subin peşimden koşuyordu. Bi dakika ya Subin geri aldıysa. Olabilir.

"Elinde günlüğüm yok ki?"

"Jimin senin günlüğünü Subin almış. Onu tuvalette gördüm. Tam okuyacaktı ama ben günlüğünü aldım. Hatta o günlüğü sana getirmek için koşuyordum. Fakat günlüğünü çaldılar sanırım."

"Ne! Subin mi?"

Jimin yumruklarını sıktı. Boynundaki damarlar 10 km öteden görünürdü. Gözleri öfke saçıyordu. Şu an ben Subin'in yerinde olsam kaçacak delik arardım.

Jimin sınıfa doğru yürümeye başladı. Sınıfın kapısını açtı. Sonra sınıfa girdi. Onun ardından ben de girdim. Subin Jimin'in sırasında yani benim de sıramda çantaya bir şeyler koyuyordu. Jimin hızlıca yürüdü ve sıramıza geldi. Subin'e öfkeli gözler ile baktı. Öyle ki ben bile korktum.

"Sen ne hakla benim günlüğümü alıp okumaya kalkarsın!"

"Sevgilim be-ben onun senin günlüğün olduğunu bilmiyordum. Ayrıca ben onu okumayacaktım ki bi baktım sadece."

"Madem bilmiyordun neden benim eşyalarımı kurcalıyorsun! Bu izni sana vermedim ben!"

"Ö-özür dilerim. Ama biz sevgiliyiz ya hani şey etmezsin diye düşündüm."

"Sikerim sevgilini! Senle kendi rızamla sevgili olmadım ben! Şimdi de senden ayrılıyorum! Bir daha seni yakınımda görmek istemiyorum! Beni anladın mı Subin!"

Sonlara doğru daha da bağırarak söylediği şeyden yüzünden tüm sınıf Jimin ve Subin'e bakıyordu. Açıkçası şu an Jimin'e dokunmak bile tehlikeliydi.

"Jimin lütfen yapma böyle."

Subin'in ağlayarak söylediği bir kaç kelimeden sonra Jimin'in tepesi iyice atmış bu sefer de kıpkırmızı olmuştu.

"Nasıl ne yapmayayım! Sen benim özelimi okuyacaktın! Nasıl sakin kalabilirim ben!? Ayrıca yalan da söylüyorsun! Tuvalette okuyacakmışsın günlüğümü. Hadi bunu da inkar etsene!"

Subin gözlerini açarak bana baktı.

"Sen. Sen mi söyledin!?"

My Revenge Is Pain, Jirosé ✔✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin