bir

16 4 0
                                    











İki arkadaş öğlen arası okulun bahçesinde ki çardakta beraber otururken yanlarına neşeyle gelen kıza baktılar. Kıza aşık olan çocuğu hemen bir heyecan sardı
Son üç yıldır hep böyle oluyordu. Çok seviyordu ela gözlü kızı Umut.

Ne zaman Elif'i görse içinde tarifi olmaz bir heyecan oluşuyordu, kalbi bedenine ağır geliyormuş gibi hissediyordu.
İstemsiz bir şekilde mutlu oluyor, onun leyla leyla gülümsemesini sağlıyordu.

"Merhaba" Elif neşeyle selam verdi ikiliye. Umut ve Ali aynı anda kıza bakıp baş salladılar. Konuşan umut olmuştu "Sana da merhaba Elif."

"Pencereden burada olduğunuzu görünce yanınıza geleyim dedim" konuştuğu sırada yaptığı mimikler ve el oynatma işi hep şirin geliyordu umuda, hoşuna gidiyordu kızın bu tatlı halleri.

Arkadaşının salak salak kıza daldığını gören Ali hafif boğazını temizleyip ela gözlü kızla konuştu "iyi yapmışsın Elif" yanında oturan arkadaşına da dirseğini geçirdi. Umut hafif silkelenip kendine geldi "Evet evet iyi yapmışsın, iyi ki geldin" zaten tüm gün okulda kızı izliyordu, şimdi sırası değildi.

"Şey Eflal kaç gündür gelmiyor, sınıf... evet sınıftakiler ve hocalar merak ediyor" Elif hafif sıkıntıyla konuştu içi içini yiyordu kaç gündür görmemişti kara gözlüyü meraktan gece hiç uyumamıştı, sabah sınıfa gelince de yoktu yine. Çareyi arkadaşlarına sormakta bulmuştu.

"İşleri var Eflal'in ondan gelmiyor" Ali sıradan kısa bir cevap vermişti. Ama yetmemişti Elifin özlemle kavrulan kalbine "Aradım ama açmadı, hoca proje ödevi verdi onu söyleyecektim."

"Ne zaman aradın" Ali'nin sorusuna hemen cevap vermişti. "Buraya gelmeden önce, birde şey ne zaman gelir" beklentiyle sordu sorusunu kız.

"Bilmiyoruz ki bizde Elif ne zaman işi biterse o zaman gelir" Ali anlayamıyordu bu kızı, tuhaf geliyordu davranışları, konuşması hatta bakışları bile rahatsız hissettiriyordu.

Elif tekrar konuşmak için dudaklarını araladığında.
Umudun telefon zil sesi doldurmuştu kulaklarını
Umut hemen telefonunu çıkarıp arayana baktı "Eflal arıyor" Elif'in ela gözleri hemen ışıldadı. Özlemişti onu hemde fazlasıyla.

"Efendim kardeşim" telefonu hemen açtı Umut biraz dinledikten sonra "Evet yanımda" Aliden bahsettiğini anlamışlardı. " Tamam geliriz, okul çıkışı mı yoksa şimdi mi?" Bir kaç saniye hattaki dostunu dinleyip tekrar konuştu Umut "Tamam kardeşim geliyoruz" telefonu kapatıp onlara baktı.

"Ali kardeşim, Eflal çağırıyor bizi, gidelim"Ali arkadaşını başını sallayarak onayladı daha sonra "nereye gideceğiz" arkadaşı cevapladı hemen "her zaman ki yere."

Umut konuşma boyunca yanlarında olan ela gözlü sevdiğine döndü ona büyük bir merakla bakıyordu. Gülümseyip konuştu "Elif biz öğleden sonra ki derslere katılmayacağız, sen sınıfına git hadi zil çalacak birazdan" Elif içinden 'bende gelmek istiyorum çok özledim onu' demek istiyordu.
Ama yapabilidiği tek şey giden iki gencin arkasından bakmak olmuştu.

Bakmayın Elif'i suçlayıp, felaket dediğime
Masumdu o da bu hikayede, zaten seven insan asla suçlu olmazdı ki. Sadece dostluğumuzu bitiren en büyü kasırga olmuştu bilmeden.
Hala daha bilmediğine de eminim
Ela gözlü kız bu masalda en çok ağlayan ve kalbi kırılanlardan biriydi.

İki arkadaşın arkasından bakarken tekrar oturdu çardağa genç kız.
Neşeli ve mutlu görünmesine rağmen üzgündü Elif ve birazda kırgın galiba Eflali bir kaç defa aramasına rağmen ona dönmemişti.
Lisenin ilk günü aşık olmuştu elif ona, sınıfa girdiği ilk an kalbini ağrıtmıştı genç kızın. Aklından çıkaramamıştı kara gözlü oğlan.

Umursamazdı hemde çok Elif onun etrafında aşık pervaneler gibi döner dururdu ama fark etmezdi. Onun için bir önemi olmadığını, ona karşı aynı hisleri beslemediğini biliyordu ama vazgeçemiyordu ondan.

Eflal yakışıklıydı fazlasıyla uzun boylu yapılı bir tipti, beyaz teni, gece karası saçları, siyaha çalan gözleri, şekilli burnu, dolgun kırmızı dudakları ve erkeksi yüz hatlarıyla gerçekten yakışıklıydı.

Elif'i yakışıklı olması etkilemiyordu. Eflallin gözleriydi ela gözlü kızın tutulduğu çünkü onun o karaları aynı Elif'in kaybettiği babasının gözleriydi.
Kapkara ve parlak sanki içinde yıldızlar taşıyordu.
Babasınında öyle gözleri vardı, ama Eflal gibi soğuk ve duygusuz bakmazdı ona, sevgi dolu ve sıcacık bakardı.

Elif ne zaman babasını özlese bakardı Eflalin karalarına hissettirmeden.

Arkadaşlarına yakındı en azından, Elif onlar sayesinde girebiliyordu onun olduğu ortama. Üçüyle aynı ortamda olmak ona huzur veriyordu özelliklede aşık olduğu adama yakın olmak hem huzur hemde güven veriyordu. İçlerinden en çok Umutla yakındı. İyi bir arkadaşlıkları vardı, severdi onu Elif.
Hoş Eflal neyi sevse o da severdi.

Her zaman Umut davet ediyordu onu takıldıkları ortama. Onlarla takılmak büyük bir meseleydi okulda çünkü üç arkadaşta son derecede yakışıklı ve zengindi kimseyle doğru düzgün konuşmamalarına rağmen popülerlikleri vardı.

Her hareketini bilirdi Elif onun
Tarçına alerjisi vardı, kitap okumayı severdi, sol eliyle yazı yazar s eliyle kaşık tutardı bunu ilk fark ettiğinde çok gülmüştü.
Kedileri ve çiçekleri severdi onu gizli gizli izlerken görmüştü. Hafif bir simetri hastalığı vardı yamuk olan her şeyi düzeltirdi ve daha neler neler....

Zilin sesini duyunca ayağa kalktı Elif gidip derse girmeli, notlarını tutmalıydı çünkü Eflalle sınıfta sohbetini sağlayan tek şey tuttuğu notlardı. Derslerine bile kara gözlü oğlan için çalışırdı.
Devamsızlıkları çok olsa da başarılıydı Eflal

Elif'in acılarını hiç bilmezdim ben daha doğrusu bilmek istemezdim. Hepimizin ortak bir savunma sözü vardır bilir misiniz?
"Banane" halbuki bu kelime ne bencil ne kin dolu bir şey banane...

...

Yaralı Geçmiş...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin