15

7.1K 420 49
                                    

Akşam oldup annem eve geldiğinde, hep birlikte yemeklerimizi yemiştik. Normale oranla daha sessiz olan bu yemek masası, fazlasıyla gericiydi.

Annem aramızdaki bu mevzuyu anlamış gibi elindeki çatalı bırakıp bize döndü. "Abi ve kardeş arasına girmem ama ikinizde gerçekten üzgün duruyorsunuz, sorun ne?"

Abim, anneme hesap vermek istemediğini için masadan kalkıp anneme "ben bugün Ercan da kalacağım anne." Demişti.

Annem kafasını sallayıp abime izin verdiğinde sinirle güldüm. Kaçıyordu, istediği kadar kaçabilirdi. Çünkü ben artık olayları ondan değil gerçekten bana anlatacak birinden öğrenecektim.

Arslan'dan.

---------

Elimdeki telefonuma bakıp duruyordum. Normalde hep yazması gereken bu çocuk inadıma yazmıyordu bugün sanki.

O sıra WhatsApp'dan gelen bildirim ile gülümsedim. Sonunda yazmıştı.

Arslan: hayırdır Eflal
Çevrimiçi olduğunu görünce
Yazmak istedim
İyi yapmış mıyım

: Yapmışsın

Arslan: çok şaşkınım şu an

:Sana bir şey sormak istiyorum
Ama cevap verir misin emin değilim

Arslan:sen sor bakarız

:Abim ve abinin uzun bir
Mazisi var gibi
Onu merak ediyorum
Bı de
Siz eskiden arkadaşmışsınız
Niye böylesiniz


Elim kalbimde bana yazmasını beklerken mesajıma yaklaşık 10 dakika görüldü de kalmıştı. Tam umutlarım tükenmişken attığı mesajla gözlerimi büyüttüm.

Arslan: geçen ki kafede
Buluşalım
Yarın okul çıkışı

:Olur

"İşte bu!" Diye yataktan zıplarken sonunda merakımın az da olsa giderileceği bilinci ile mutlu olmuştum.

----------

Okula gittiğimde Mavi ve Onur en arka sırada birbirlerine sarılarak yatıyorlardı. Bazı kızlar onların bu halini görüp deli gibi tepki verselerde bazı homofobik piçler kötü kötü bakıyordu.

"Orospu çocukları bir geberemediler dünya böyleleri yüzünden bu halde."

Diyen sesle gözlerimin döndüğünü hissetmiştim. O an ne içeri birlikte giren Mete ve matematik hocası ne de beni durdurmaya çalışanları gözüm gördü.

Oğlanın suratına okkalı bir yumruk geçirdiğimde sıraya yapışmıştı. Birkaç kişinin bağırdığını duyarken sesten uyandığını düşündüğüm arkadaşlarım beni tutmaya çalışıyordu.

Matematik hocası iri cüssesi ile beni sınıftan dışarı çıkarttığında -attiğında- hiçbir şey yapmamıştım.

Sinirle karşımdaki adama bakarken gözlerimin içine baktı. "Yumruk atmana bir şey demiyorum. Ama attığın kişinin senin deyiminle ne kadar taşşaklı olduğunu bilmiyorsun. Olay çıkmasın diye müdüre göndereceğim seni. Müdüre de söyleyeceğim kışkırtma olduğunu. Bir haftalık uzaklaştırma alırsın tatil gibi siciline işlemez. "

Duyduklarımla dilim tutulurken "h-hocam ben aileme nasıl açıklayayım?"
Dediğimde omzumu sıvazladı. "Ben konuşurum onlarla sen endişelenme." Dedi.

Kafamı sallayıp hocayla birlikte müdürün yanına girdiğimizde içerde gördüğüm bedenlerle gözlerimi belerttim.

Abim ve Arslan birbirine girmiş gibi duruyordu. Ve müdür delirmiş gibiydi.

"Tam zamanında gelmişim." Diye içimden geçirirken matematik hocası olayı kısaca anlattı müdüre.

Müdürümüz iyi adamdı severdim.

"Tamam Soner hocam, sizin dediğiniz gibi olsun ben idare ile konuşurum. Eflal oğlum sınıfını ve numaranı şu kağıda yaz. Bu günlük kal okulda haftaya salı başlarsın tekrar." Demişti.

Gösterdiği yere dediği gibi sınıfımı ve numaramı yazarken üzerimde hissettiğim bakışla arkama döndüm.

Arslan tam olarak bana bakıyordu. Yutkunup önüme tekrar döndüm.

"Sizde çıkın gözüm görmesin ikinizde!"
Diye bağıran müdürle yüzümü buruşturdum.

Odadan dördümüz birlikte çıkarken Soner hoca bana dönüp "sen abinle ilgilen Eflal bende sınıftaki kargaşayı halletmeye çalışacağım."  Demişti.

Kafamı sallayıp abimin yanına gittiğimde Arslan ve onun ortasında duruyor olmak beni baya bir germişti.

Üçümüz birlikte revire doğru yürürken Arslan yarım ağız sırıtarak "Eflal bugün buluşuyoruz değil mi?" Diye sormuştu.

Yutkunmayıp öksürmeye başlayınca kolidorda abimin "hayır, gitmeyecek!" Sesi yankılandı.

Arslan "öyle mi Eflal?" Diye sorduğunda ağzımı açacağım an abim benim yerime "evet, öyle." Demişti. Sinirle gözlerimi devirip

"Kesin sesinizi ne abarttınız bir şeyi. Ve evet abi gideceğim tamam mı? Şimdi revire girin hadi." Diyip ikisini de içeri ittirdiğimde abimin delice attığı bakışlara maruz kalmıştım.

"Keşke her şeyi bilsen Eflal o zaman beni anlardın."

Daha ne kadar kafam karışabilir derken abimin kurduğu bu cümle ile Arslana baktım. Bana tuhaf bakıyordu. Sanki bir şey söylemek istiyor gibi.

"Merak etme o bugün her şeyi öğrenecek. Ve bu sefer ettiğiniz tehditler sikimde bile değil."

Kim bilir belki de bugün benim en şansız günümdü?

Selammmm, ben geldim. Nasılsınız? Umarım iyisinizdir.
Yeni bir kurgu yazıyorum "küçük dokunuş" diye okumak isteyenler profilimden bakabilir. Buraya da bırakıyorum.

 Buraya da bırakıyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Maskeli Balo | GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin