"ben nasıl bunu Soner hocaya diyim adamın dersinden zaten kaldım geçme imkanım varsa bile kalırım artı adam annemle benden daha yakın!"
Soner hocaya yakışıklı olduğunu söylememek için direnen Meteyi izliyorduk tüm grup.
"Lan ben nasıl dediysem hamileyim diyeceksin sende. Dua et ben, hamileyim dedirtmedim Soner hocaya."
Bu tartışma biraz daha sürdükten sonra Mete yenilgiyi kabul edip hocayı aradı.
Hoca açtığında Arslanla birbirimize bakıp güldük.
"Hocam merhaba."
"Merhaba metecim."
"Hocam bir şey demek istiyorum size Müsait misiniz?"
"Tabii?"Soner hocanın meraklı sesi ile Onur sessizce "oynat bakalım." Dedi.
Gülecek gibi olurken kendimi tutup Meteye baktım.
"Hocam!"
"Mete?"
"Hocam şey"
"Mete bir şey olduğundan şüphe etmeye başladım. İyi misin?"
"Hocam çok yakışıklısınız!"Adamın cevabını beklemeden suratına kapattığında kahkahayı basmıştık.
"Amınıza koyayım ya."
Diye daireden ayrılıp yukarı çıkarken gülmeye devam ettik.
" E bu kadar eğlence yeter bence siz gidin hadi." Abimin kibarca(!) Arslanlara gitmesi gerektiğini söylediğinde gözlerim büyüdü.
Yalın abi bu duruma alışmış gibi sırıtıp kalkarken Arslan'ın omzunu tuttu kalkması için. Arslan da kalktığında bende kalktım.
Dış kapıya doğru yürürken bana döndü "Eflal eğer gelebilirsen biraz benimle yürür müsün?"
Beklediğim sorunun gelmesi ile gülümseyip abime döndüm.
"Ben bir saate gelirim abi. Anahtarım var bekleme beni. Onurgil de kalsın saat geç oldu." Başını sallayıp beni onayladığında dışarı çıktım.
Beni bekleyen bedenin yanına gittiğimde birlikte yürümeye başladık.
Bir süre sessizce yürüdük ve parka geldiğimizde banka oturduk.
"Eflal, bu konuşmayı belki daha önce yaptım ya da yapamadım bilmiyorum ama beni dinlemeni istiyorum olur mu?"
"Tamam."
"Seni çok seviyorum. O kadar seviyorum ki; ağladığında kalbim parçalanıyor, güldüğünde karnımda kelebekler uçuşuyor. Benim için o kadar değerlisin ki senin için seninle konuşabilmek için yalanlar söyledim. Yalan, en nefret ettiğim şey olmasına rağmen. Olur ki bir gün olursak canını sıkan olmasın diye homofobik arkadaşlarımı aramdan çıkardım. Senin için çevremi düzelttim. Ben senin için kendimi düzelttim."
Sağ gözümden düşen göz yaşımı silip devam etti.
"Seni çok seviyorum Eflal. Lütfen sen de beni sev senin sevgine muhtaç olmuş bu yüreğim."
Dedi elimi kalbine götürürken. O kadar hızlı atıyordu ki kalbi.
Gözleri bir şey dememi ister gibi baktığında gülümsedim.
"Benim senin gibi süslü cümlelerim olamaz belki ama başlarda seni sevmiyordum hatta senin benden nefret ettiğini düşünüp durdum. Şimdi ise beni mutlu eden, bana iyi gelen, güldüren bir adam oldun. Bazen düşünüyorum 'acaba şu an ne yapıyor, kiminle?' diye. Bana kendini nasıl bu kadar alıştırdın bilmiyorum ama bende seni seviyorum."
Aramızdan rüzgar esti altında oturduğumuz ağacın yaprakları teker teker düşmeye başladı ve o bana yaklaştı.
Dudaklarıma değen dudakları ile gözlerimi kapattım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maskeli Balo | GAY
Humor"Gözlerin çok tanıdık geliyor,daha önce tanışmadığımıza emin misin?" demişti kulağıma fısıldarken. Ne diyebilirdim ki düşman olduğun adamın erkek kardeşiyim mi?