Hayal kurmak güzel şeydi. Hayal kurmak her zaman umut getirirdi. Hayal kurmak karanlık gökyüzünde ki ay ışığı gibiydi. Ta ki o ışık sönene ve her yer karanlığa mahkum kalana kadar.
Eve geldiğimiz gibi kendimi duşa atmıştım. Kendimi bildim bileli ne zaman kötü hissetsem duş alırdım. Başımdan aşağı akan su sanki zihnimdeki tüm karmaşayı 15 dakikalığınada olsa uzaklaştırırdı.
Ben duştan çıktığım zaman Deniz girmişti. O banyodayken ben de internetten pizza sipariş verip bavulumu yerleştirmeye başladım.
Bu gece Batuhan ve Doruk gelecekti. Evimizin ilk misafirleri onlar olacaktı.Saçlarımı havluyla kurularken zil çaldı. Koşarak kapıya gittim. Batuhan ve Doruk gelmiş olmalıydı.
Kapıyı açınca şaşırmıştım. Çünkü karşımdaki adam ne Doruk ne de Batuhan'dı.
Koridora baktığımda karşı komşunun kapısının aralık olduğunu fark ettim. Karşımdaki kişi büyük ihtimalle komşumdu. Gözlerimi kapıdan çekip ona baktım. Yirmili yaşlarında olmalıydı. Aramızdaki boy farkına bakılırsa yaklaşık 1.90 olmalıydı. Beyaz teni ve siyah saçları tezatlığın güzelliğine bir kanıt gibiydi. Gözlerine baktığımda yeşil olduklarını fark ettim. Çok güzellerdi.
Yüzünde mahcup bir tebessümle konuştu.
"Sanırım başka birini bekliyordunuz. "O kadar belli ettiğimin farkına varmamıştım. Anlık hissettiğim telaşla konuştum.
"Kabalığım için üzgünüm. Arkadaşlarımı bekliyordum, birden sizi görünce şaşırdım."Aceleci cevabım karşısında gülümsedi. "Böyle basit şeyler için özür dinlemenize gerek yok... " Arkasına dönüp aralık kapıyı işaret etti "... Ben karşı komşunuzum. Sizi yemeğe davet edecektim ama sanırım geç kaldım."
"Biraz öyle oldu."
Birkaç saniye süren, bana göre dünyanın en rahatsız edici olan sessizliğini sözleriyle kesti."O zaman elimden iyi geceler dilemekten başka bir şey gelmez. İyi geceler. " dedi.
"İyi geceler. " diyerek cevapladım.
Tam arkasını dönmüşken bir an da tekrar bana döndü."Az kalsın unutuyordum. Adınızı öğrenebilir miyim? "
Görmesem bile yüzümün kızardığını hissettim.
"Serçin Parlar.""Serçin.. " diye tekrarladı sanki adımı aklına kazımaya çalışır gibi.
"Adın gibi güzel ve eşsizsin Serçin. Adım Emre, Emre Karataş.''Ben bir şey diyemeden gitti. Kapıyı kapattıktan sonra elim istemsizce kalbime doğru gitti. O neydi lan öyle.
Uzun zaman sonra kalbimde hissettiği bu his ilk başta güzel gelse de sonradan korkuttu. Onun tekrar rüyalarıma girmesini istemiyordum.
''Kendine gel Serçin. O sadece aşırı kibar ve yakışıklı olan bir adam.'' dedim kendi kendime.
***
''Bence Lana Del Rey pek konsepte uymamış.''
''Ne! Lana mı uymamış? Saçmalama Doruk.'' dedi Deniz, Doruk'un başına eline gelen ilk yastığı atarken.
''Düşünce özgürlüğü olan bir ülkedeyiz!'' dedi Doruk. Son anda yastıktan kaçmıştı.
Orta sehpada son kalan beş dilim pizzanın kokusu, arkadan gelen Doruk ve Deniz'in kavgası, başımı kucağına koyduğum Batuhan'ın içimi rahatlatan varlığı. Benim için ev buydu. Kendimi mutlu hissetmem için olması gereken üç kişi buradaydı. Bu benim için huzurdu.
Elimdeki birayı koltuğun kenarına bırakıp gözlerimi kapattım. Tam mayıştığım sırada kulağımda hissettiğim nefesle irkilerek gözlerimi açtım. Karşımda Batuhan'ın gözlerini görmeyi beklemiyordum.
''Yorgun musun?'' diye sordu. Aramızdaki rahatsız edici derecede olan yakınlığın gayet farkındaydı.
''Ne? Hayır.'' dedim aceleyle ayağa kalkarken.
Tepkime güldü. Ben ise sanki hiç bir şey olmamış gibi Doruk ve Deniz'in sohbetine karışmaya çalıştım.Batuhan ise telefonuna bakmaya başladı.
''Ama sen böyle utandıkça daha çok uğraşasım geliyor.'' Sadece benim duyduğuma emin olduğum sözlerle yanaklarım kızardı.Batuhan hep böyleydi. Artık alışmıştım ya da alıştığımı sanmıştım.
Batuhan ve Doruk bir süre daha durduktan sonra kendi evlerine dönmüşlerdi. Deniz'le ben ise yorgunluktan öldüğümüz için odalarımıza çekilmiştik.
Yatağa yatmadan önce perdeleri açtım. Bu benim için bir alışkanlıktı. Her zaman yatmadan önce ışıkları kapatıp perdemi açardım. Ay ışığı yatağıma düşerdi. Normalde gözlük taktığım için ayı hiçbir zaman net göremezdim.Ama yatağıma vuran ışık göremediğim ayın varlığının kanıtıydı. Onu hissetmek güzeldi.
Yatağa yatıp gözlerimi kapattım. Ama bir türlü uyuyamıyordum. Hadi ama Serçin artık bir yetişkinsin uyuman lazım. Ne kadar denesem de uyuyamıyordum. En son vazgeçip odamdan çıktım. Utana sıkıla Deniz'in odasının önüne geldim. Kapıyı tıklatıp seslendim.
''Deniz.''
''Gir.''
Deniz'in onayının ardından odaya girdim. Karşımda, elinde telefonla yatakta oturan Deniz vardı. Kıkırdayıp yanına oturmam için yatağın sol tarafına kaydı. Benim için açtığı yere oturdum.
''Sende mi uyuyamadın?'' dedim üstüme battaniyeyi çekerken.
''Sanırım yerimi yadırgadım.'' dedi elindeki telefonu komodine bırakarak.
''Şaka gibi.'' dedim gülümseyerek.
''Neyse ki gerçek."
"Çok güzel bir gerçek."
***
Yorgun argın evine geldi. İlk yaptığı şey kendine bir kahve hazırlamaktı. Yorgun geçen koca bir günün ardından yapmayı en çok sevdiği şeyin zamanı gelmişti.
Elinde kahvesiyle koridorun en sonundaki odaya ilerledi. Kapıyı açtığında içine bir huzur dolmuştu.
Duvarda kendine bakan güzel sevgilisinin fotoğrafı vardı. Gülümseyerek fotoğrafın yanına gitti. Sevgilisinin yanağını okşadı.
''Bugün biraz yoğun geçti güzelim. Senin için yeni bir proje üzerinde çalışıyorum.''
Konuşmaya devam ederken odanın diğer odasında bulunan bilgisayara doğru ilerledi. Sandalyeye oturup beş monitörlü bilgisayarın açma düğmesine bastı. Ritmik bir hareketle masanın üzerinde parmaklarını gezdirdi.
''Bakalım bugün neler yaptın?''
Bilgisayar açıldığı gibi dört monitörde kamera görüntüleri belirdi. Beşinci monitördeki geçmiş kamera kayıtlarını açtı. Görüntüleri yüzünde memnun bir gülümsemeyle hızlandırarak izledi. Kayıt bittikten sonra diğer monitörlerden birinden sevgilisinin odasındaki kamerayı açtı.
Genç kızın yatakta bir o yana bir bu yana dönüşünü izledi.
Adam kıkırdadı.
''Güzelim uyumakta zorlanıyor sanırım.'' Kahvesinden bir yudum aldı.
''Yanında olsaydım sana sıkıca sarılırdım.''
Ona sarılma düşüncesi bile onun kadar güzeldi.
''Az kaldı sevgilim, yakında birlikte olabileceğiz.''
Yıllardır beklemişti onu. Yakında beklemesine gerek kalmayacaktı. Monitörden kızı izlemeye devam etti. Kızın odadan çıktığını görünce kendi kendine küfretti.
''En kısa sürede diğer odalara da kamera takmam lazım.''
O bir takıntı mıydı? Hayır olamazdı. O farklıydı. Onun sonu diğeri gibi bitmeyecekti. Bu sefer yıllarca ilmek ilmek bu planı hazırlamıştı. Serçin onun kaderiydi. Onun hayatı, onun nefesiydi. Uçurumun kenarındayken son anda tutunduğu bir dal gibiydi. Karanlık gecesini parlatan ay ışığıydı. Onu göremese de orada olduğunu bildiği ay ışığıydı. Onu hissetmek güzeldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Querencia
أدب نسائيDört arkadaşıyla üniversite için yeni bir şehre taşınan Serçin her şeyin yolunda gideceğini sanmaktadır. Ama beklenmedik bir şekilde Serçin'in etrafında cinayetler işlenmeye başlar. En büyük sorun ise bu katilin burnunun dibinde olmasıdır.