İyi okumalar...
"Rahat dur oğlum."bir yandan, sürekli üzerime atlayıp ayakkabılarımı giymeme engel olan hayatımın aşkı köpeğime bir yandan da bir türlü ayağıma geçiremediğim ayakkabılarıma kızıyordum.
Sabah kahvaltımı yapıp uzun zamandan beri dışarıya çıkartamadığım Leo ve Louis ile parka gitme kararı almıştım ama şimdiden ne kadar yanlıs bir karar aldığımı anlıyordum. Acaba yol yakınken vaz mı geçseydim?
Son kez dışarı çıkacakları için atlayıp zıplayan iki köpeğime bakıp gülümsedim. Onlar dışarı çıkacakları için mutlular bu mutluluklarını bozamazdım.
Ayakkabılarımı büyük bir çabanın ardından giydikten sonra derin bir nefes alıp ayağa kalktım ve mutfakta yeni gördüğü tarifi yapan anneme seslendim"Anne ben gidiyorum akşam görüşürüz." Annem dediklerimi tam olarak anladıktan sonra cevap olarak sadece "Tamam" diye bağırdı.
Apartmandan çıktıktan sonra Leo ve Louis uzun zaman sonra dışarı çıkmanın verdiği heyecanla oraya buraya koşup beni de peşlerinden sürüklüyorlardı. "Leo kolum koptu bir rahat dur lütfen." Leo sanki bana inat daha daha fazla hareket etmeye başlamıştı.
Her zaman onları gezdirdiğim parka gelince ikisini de zar zor tutup tasmalarının ipini çıkardım. 2 çocuk babası olmak çok zor canım.
Leo ve Louis hiçbir zaman saldırgan olmadıkları ve çocuklar ile güzel anlaşabildikleri için içim rahattı ama yine de tedbir amaçlı ikisinin de peşinde dolanıyordum. Sanırım bu iki köpek benim bir şekilde hayatımın merkezi olmayı başarmışlardı.
"Hay anskm" telefonumdan gelen ani ses ile korkup ağzımdan çok küçük desibelde küfür kaçmıştı. Telefonumun ekranına baktığımda "orsbunun fırlattığı Jihoon" yazısını görünce daha da sinirlendim. Bu küçük pipi hangi götle beni arıyor.
"Bana bak civciv kılıklı Pakize benden ne istiyorsun?"karşı taraftan gelen yunus sesiyle ister istemez ben de güldüm."Hyung bana olan sevgin cidden gözlerimi yaşartıyor. Bu arada anneme ettiğin küfürü duydum bir ara acısını çıkartacağım."
Ani bir sızı ile arkama döndüğümde Jihoon arkamda elini sıvazlıyordu. "Kafan demirden mi amk? Elim kırıldı." Elimi karnımdan aşağı sürterek "Oh canıma da değsin" hareketimi yaptım.
Jihoon geldikten sonra Leo ve Louis'in peşinden yürümeyi bırakıp parkı tam olarak gören bir banka oturduk böylece köpeklerime de bakabiliyordum.
"Hyung şu çiftleştirme işi ne oldu?" Jihoon Leo'yu işaret ederek konuştuğunda sıkıntıyla iç çektim. "Olum Leo karı beğenmiyor. Ne kadar dişi köpek gösterdiysek hiçbirini istemedi." Jihoon piç gibi gülümseyerek "Babasının oğlu erkek seviyor."
Elimi alnıma vurarak"Lan köpeğin gayimi olur aq." Jihoon bilmem dercesine omuz silkti.
Biz Jihoon ile konuşurken konuşmamızı davar gibi bağıran biri böldü. İkimizin de bakışları sesin geldiği yere kaymıştı.
Gördüğüm manzara ile gözlerim şaşkınlıkla 2 metre açıldı. Leo bir çocuğun üstüne çıkmış bir şekilde havlıyordu ve Louis ise çocuğun arkadaşlarına Leo'ya zarar vermeleri için havlıyodu. Çocuğun oğlumu tekmelemeye başladığını gördüğümde yerimden hareketlenerek oraya doğru koşmaya başladım aynı zamanda da bağırıyordum. "Hey, onu tekmeleme"
Onların olduğu yere gittiğimde çocuk bana bakmaya çalışarak "Boş boş konuşacağına al şu lanet köpeğini üstümden." Lanet köpek, lanet köpek lanet köpek. Benim oğluma lanet köpek dedi. "Leo oğlum kap çükünü."
Çocuğun arkadaşları kıkırdamalarını kahkahaya çevirirken içlerinden sincaba benzeyeni konuştu "Oyun istiyor abisi."
"LAN GÜLECEĞİNİZE ALIN ŞU KÖPEĞİ ÜSTÜMDEN AŞAĞI DOĞRU İNİYOR ÇÜKÜMÜ KOPARTCAK."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Çük Meselesi
Fanfiction"LAN GÜLECEĞİNİZE ALIN ŞU KÖPEĞİ ÜSTÜMDEN AŞAĞI DOĞRU İNİYOR ÇÜKÜMÜ KOPARTCAK."