Benim adım Y/n Y/sn. Ama kimse ile konuşmadığım için 'Gölge' derler.
Yine mi aynı olay.Bu durumdan bıkmaya başladım."Hey siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz!!"
bir grup insan bana döndüğünde "Seni ilgilendirmez." demeleri sinirimi daha da bozmuştu.
"Peki ya şimdi?" cebimden çıkardığım silahı onlara tutuyordum.
Hepsi korkarak kaçtılar. Silahı cebime sokup yerde yatan çocuğun yanına gittim. "İyi misin?"
Dikleşmeye çalışırken kolundan tuttum ve yardım ettim. "Teşekkürler."
"Neden sürekli sana bulaşıyorlar?" gözlerimi ona kısarak baktığımda gerilmişti.
"Hey sakin ol sana bir şey yapmayacağım.Sadece artık seninle uğraştıklarını görmekten bıktım."
"Benimle sürekli uğraşırlar.Nedeninini bilmiyorum." gözlüğünü düzeltti.
"Neden onlara karşı çıkmıyorsun?" kolundan tutarak ayağa kalkmasına yardım ettim.
"Yapamam.Daha güçlüler.Ben ise...."
yüzünü çenesinden tutarak kendime döndürdüm."Kaşın kanıyor. Burnun da öyle."
"Sorun değil."
pansuman yapılması gerekiyordu.Kolundan tutarak banka oturttum.
"Adın ne?"
"Suguru Niragi." kafamı onaylar gibi aşağı yukarı salladım.
"Suguru beni burada bekle.Hemen geleceğim bekle, lütfen."
en yakın eczaneye girip tonik, pamuk ve yara bandı alıp çıktım. Tekrar aynı yere gittiğimde orada duruyordu. Yanına koştum ve aldıklarımı yanına koydum.
Elime bir pamuk parçası aldım ve tonik döktüm. Kanayan kaşının üstüne bir kaç baskı darbesiyle siliyordum ki canı acımıştı.
"Özür dilerim." kafasını salladı.
"Sorun değil geçer."
tekrar yeni pamuk alıp tonikledim ve kaşına pansumanı üfleyerek yaptım.Yüzlerimizin yakın olmasıyla daha iyi odaklanıyordum. Yarayı temizledikten sonra yara bandını alıp üstüne yapıştırdım. Burnuna ise pamuk koyup kanın durması için beklettim.
"Bitti, iyi misin?" gözümün içine baktı ve kafasını salladı.
"İyiyim teşekkür ederim." gülümsedim. Gözlerinin içi parlıyordu.
//Niragi anlatımı//
İlk kez biri benim için endişelenip yardım etti.
Bana zorbalık yapanlardan kurtaran tek kişi.."Adın...?" gözlerine bakarken konuşamıyordum resmen.
"Y/n Y/sn" ismi... çok güzel.
"Gitmem gerek.Kendine dikkat et."arkasından seslendim.
"Seni bir daha nasıl bulacağım?" durdu ve bana döndü.
"Aynı okuldayız." hızla yürüyüp gözden kayboldu.
Eve gittiğimde aklımda o kız vardı.Y/n... O dışında kimse beni korumamıştı.Aynanın karşısına geçip yaraya baktım. Yara bandının üstünde küçük bir gülen yüz vardı. Gülümsedim ve burnumdaki pamuğu çıkarıp yattım.
//Yazar anlatımı//
Niragi uykuya daldığında sabaha kadar kesintisiz uyumuştu.Sabah uyandığında aynı okulda okuduğunu öğrendiği için bu sefer hevesle gitmişti okuluna. Okulun kapısından girer girmez gözleri etrafı taradı.Seni arıyordu.
Bahçede bulamayıp içeri girecekken arkasından seslendin.
"Hey Suguru?" hevesle arkasını döndü ve seni gördü.Ona tek Suguru diye seslenen sendin.El sallayarak sana bakıyordu.
Hızla yanına gittin. "Günaydın."
"Günaydın Y/n"
birlikte okula girdiniz ve sınıflarınıza yol aldınız.Sen ondan bir sınıf küçüktün.Buna rağmen ona zorbalık yapanlara haddini bildirmiştin.
Artık her sabah ve okul zamanı birlikte takılıyordunuz.Okuldan sonra bile.Niragi'nin ilk ve tek arkadaşı sen olmuştun.İnsanlar ona inek, ezik, ucube gibi aşağılayıcı hitaplar kullanırken sen 'Suguru' diyordun.
Bunun etkisini sen kavrayamasan da Niragi'de büyüktü.Birlikte tüm günleriniz hatta tatillerinizde bile yan yana idiniz.
Tüm lise senesini birlikte geçirdiniz.Niragi'nin tarzı bile değişmişti. Sonunda üniversite seçimi yapıp biryerlere yerleşmiştiniz.Hatta birlikte kalıyordunuz.
Baban anneni aldatmış annen ise seni ilkokulda terketmişti.Tek çocuktun.Bunca sene kendi başına büyümeye çalıştın.Bunun için dövüş eğitimleri alıyordun.2 sene önce 18ine girdiğinde ise eline silahını yasal şekilde alabilmiştin.Kendini korumak amaçlı tutuyordun. 20 yaşındaydın ve Niragi ise senden sadece bir yaş büyüktü.
Niragi ile geçen sürelerinizde ikinizde çok eğleniyordunuz. Aslında ikinizde birbirinize aşıktınız ama kendiniz kabul etmek istemiyordunuz.Korkuyordunuz. 'Eğer açılırsam reddettiğinde arkadaşlığımız bitsin istemiyorum' diye düşünerek ikinizde sakladınız duygularınızı.
...
"Suguru yardım eder misin?"
"Ha?"
"Ya gir iki dakika fermuarı çekemiyorum."
"Uff peki." söylenerek senin olduğun kabine girdi ve elbisenin fermuarını çekti.
"Beğenmedim." diyerek çıkartması için de yardım istedin.Fermuarı açtı ve dışarı çıktı.
Elektriklerin kesilmesiyle her yer karanlık olmuştu. "Hey!!"
tekrar geldiğinde rahatlayıp dışarı çıktın.
"Suguru? nerdesin?"etraftan ses yoktu.Biraz seslendin ama kimse olmadığına emin olunca mağazadan aldığı tişörtü hemen üstüne geçirip dışarı koştun.
"SUGURU!! Nerdesin?!!" ekrana döndün.
"Ha? Oyun alanı mı? Neler oluyor? Suguru nerede?Herkes niye kayboldu?"
"Hey!" sana doğru koşan üç adam sanki sana başka bir yaratık gibi bakıyorlardı.
"Herkes nereye kayboldu bir anda?"
"Bizde bilmiyoruz.Biz dışında tek gördüğümüz insan sensin." kafanı sallayıp kumral uzun boylu çocuğa onay verdin.
"Benimde öyle.Bu arada ben Y/n."
"Ben Arisu."
"Karube." sarışın çocuk konuştuktan sonra kısa boyluları konuştu.
"Chota."
"Bu oyun alanı ne öyle?"
"Bilmiyoruz gidip bakmalıyız." Karubeye döndün.
"Gidelim o zaman." hepiniz gösterilen yöne ilerlediniz.
///
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑷𝒊𝒆𝒄𝒆𝒔 𝒐𝒇 𝑷𝒂𝒔𝒕/𝗦𝘂𝗴𝘂𝗿𝘂 𝗡𝗶𝗿𝗮𝗴𝗶/
Teen FictionGünler önce aşık olduğu kızı bir anda unutup ona zorbalık yapmak adil miydi? Kız hâlâ hatırlıyorken... "you don't remember me?" "who the fuck are you?" İki yakın arkadaş ya birbirine aşık olursa.. Aşklarını birbirine diyecek cesaretleri var mıydı? Z...