"Peki o halde sen söyleme, ben bulurum." arkasını döndüğünde odanın kapısını açtı.
^
açtığı kapıdan çıkacaktı ki bir anda sert bir şekilde kapı kapandı.
Tekrar açmaya çalıştı ama açılmadı.Arkasını döndü ve karşısında bir kolunu kapıya yaslamış Niragi ile göz göze geldi.
"Suguru bırak beni." Diğer eli cebinde olan Niragi elini cebinden çıkarttı ve işaret parmağı ile susması için kızın dudaklarına yerleştirdi.
"Şşt, tch böyle yapmamalısın Y/n.Hem önce bulduğumuz kremi sürmen gerek." kız tek kaşını kaldırarak Niragi'yi izliyordu.
Parmağını konuşması için çektiğinde yüzüne baktı.
"Ben niye sürüyormuşum? Kendin hallet.Ayrıca beni de rahat bırak arkadaşlarımı bulmam gerek."
kız inatlaşmaya devam ediyordu ve bu gittikçe Niragi'nin sinirine dokunuyordu.Sakin halini bozup sinirli bir yüz ifadesi takındı.
"Gitmiyorsun.Benimle kalıcaksın, bunu anlasan iyi olur." kız gözlerini devirdiğinde Niragi çenesinden sert bir şekilde tutup gözlerinin içine bakmasını sağladı.
Ne olduğunu anlamayan kız bu tepkisini beklemediği için korkmuş şekilde Niragi'ye bakıyordu.
"Sakın, sakın bir daha bana göz devirmeye kalkma.Yoksa sadece beni umursamadığında değil zevk verdiğimde de yapmak zorunda kalırsın." yüzüne yaklaşıp sinsi şekilde konuşmuştu.
Dedikleri ile nefesini tutan kız yüzünden uzaklaştığında bir süre daha tuttu ve yavaşça nefesini bıraktı.
Kız kapıdan o gidene kadar rahat bırakamayacağını anladığında omuzlarından ittirerek yatağına ilerledi.
"Nasıl bu kadar değişmiş olabilirsin anlamıyorum." kendi kendine sinirle mırıldanırken o anda ona karşı gelebilecek herhangi bir şey diyemediği için kendine sinirleniyordu.
Niragi başarmanın gururuyla yatağa oturdu ve kızın krem sürmesi için bekledi.Kız ise odanın balkonunu açtı ve biraz orada dışarıyı izleyerek bekledi.
Niragi içeri gelmeyeceğini anladığında bıkkınlıkla nefes verdi ve ayağa kalktı.
Bu kadar inatçı olduğunu bilmiyordu.
Üstelik kendisine de karşılık verdiği için sinirliydi."Kız üşüdüğünü hissederek içeri girerken Niragi'nin de içeri çağırması için gittiğinde kapıda çarpıştılar.
"Ah!" kız alnını tutarak bir iki adım geri gitti.
Kafasını öfkeyle kaldırıp Niragi'nin yüzüne baktı ve gövdesinden iterek içeri geçti.
Niragi sırıtarak odaya geri girerken kı kapının tutulmadığını ve bunun kendi için bir fırsat olduğunu görünce kapıya doğru koştu ve açtı.
Kilitlediğini düşünen Niragi kızın kapıyı açıp çıkmasına ağzı açık şekilde bakıp şaşırmayı kesti ve arkasından bağırıyordu.
Kızın durmayacağından emindi bu yüzden kendini yorup peşinden koşma eyleminde bulunmamıştı.Odadan çekip giden kız ise hızla otelin lobisini turladı fakat gördükleri yine aynı insanlardı.
Otelden çıkan kız duyduğu sesler ile yerinden kımıldamıyor ve ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.
Havadan hareket eden zeplinlerin altında resimli kartlar asılıydı.Zeplinlerin gürültülü sesini duyan militanlar otelden tek tek çıkıp kızın bulunduğu yerde dikilmiş havadan geçen zeplinlere bakıyorlardı.
Kızın militanlardan uzaklaşarak kenara çekildiğini gören Niragi kızın yanına ilerledi ve kolundan tutarak ona dönmesini sağladı.
"Ne o bulamadın mı arkadaşlarını?" sorusundaki alaylık kızın sinirlerini bozmaya yetmişti ve sinirle konuşmaya başlayacağı sırada arkasından duyduğu uzaktan gelen silah sesleri ile susup arkasını döndü.
Niragi de aynı şekilde o tarafa bakıyordu ve ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı.İnsanların çığlıkları ile silah sesleri karışıyordu.
Kızın önüne doğru koşan adam bir anda alnından geçen mermi ile kanları kızın yüzüne sıçramıştı.
Niragi kızın tuttuğu kolundan çekerek koşmaya başladılar.Arkalarından artan silah sesleri ne kadar koşsalarda asla uzaklaşmış gibi sesler kesilmiyordu.
Niragi hızlı bir hamle ile kapısı çoktan kırılıp girilmiş olan bir markete girdi ve dolabın arkasına saklanarak oturdular.İkisi de nefes nefese kalmıştı ve düzenlemeye çalışıyorlardı.
Muhtemelen insanların çoğu çoktan ölmüştür diye düşünen kızın aksine Niragi sessizce silahlı kişinin onları bulup bulmayacağını düşünüyordu.
Bir süre sonra sesler gittikçe azalıyor ve yaralanan insanların acı inlemeleri duyuluyordu.Niragi kendilerini bulamadığı için mutlu olmuştu ve ayağa kalkmaya karar verdiğinde ani bir patlama sesi ile geri oturdu ve kafasını koruyordu.
Kız da aynı şekilde etrafta patlayan eşyalar ve elektronik aletlerden saçılan kıvılcımlardan kendini korumaya çalışıyordu.Niragi kızın üstüne eğilerek ona gelmesini engelliyordu.
Sonunda içeriden ses gelmeyince biri olmadığını anlatan kişi ateş etmeyi bırakıp ilerlemeye başlamıştı.Zaten varsa da ölmüş olacak diye düşünerek ilerleyip uzaklaştı.
Kız ve Niragi sonunda rahat nefes aldıklarında etraf berbat durumdaydı.Marketten temkinli şekilde çıkıp etrafa baktıktan sonra gittiğini farkettiler ve üstlerinde duran zepline baktılar.
Maça Papazı
Bu oyuna ne kayıt olarak ne isteyerek katılmışlardı.Sadece katliam...
"Burası güvenli değil, bu oyuna da istemeden başlamış sayıldık.En azından diğer oyunları oynayalım ve bitirelim belki o zaman hayatta kalma şansımız olur, korkak gibi ölmek istemiyorum." kızın dediklerini dinleyen Niragi etrafına bakarak ilerlemeye başladı.
Kız yanından ilerliyor ve konuşmuyorlardı.Aralarındaki sessizlik uzun süre yol boyunca bozulmadı ta ki Niragi sessizliği bozana kadar.
"Sinek Papazı ha?" Niragi'nin kendi kendine konuşmasının ardından kız ilk Niragi ardından önlerinde bulunan oyun alanına baktı.
Masanın üstünde 6 tane bileklik duruyordu.
"Öyleyse başlayalım." birbirlerine döndüler ve masanın yanına gidip bilekliklerden ikisini taktılar.
Şimdi sıra gelecek olan diğer oyuncuları beklemekteydi.
///
selam, nasılsınız?
bölüm geç geldi biliyorum.Bu aralar anlamadığım şekilde yoğun ve yorgunum.Umarım beğenmişsinizdir
iyi okumalar....
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑷𝒊𝒆𝒄𝒆𝒔 𝒐𝒇 𝑷𝒂𝒔𝒕/𝗦𝘂𝗴𝘂𝗿𝘂 𝗡𝗶𝗿𝗮𝗴𝗶/
Teen FictionGünler önce aşık olduğu kızı bir anda unutup ona zorbalık yapmak adil miydi? Kız hâlâ hatırlıyorken... "you don't remember me?" "who the fuck are you?" İki yakın arkadaş ya birbirine aşık olursa.. Aşklarını birbirine diyecek cesaretleri var mıydı? Z...