Tüm aileni kaybetmişken şimdi bu acıyla da yaşayabilir miydin?
^
Sahile vardığınızda arabada ikinizde konuşmamıştınız.Niragi'nin bu kadar zor olmasına anlam veremiyordun.Bu oyuna girmeden önce sen yanındayken hep iyi bir insandı ama şimdi sana karşı bile kötü davranıyordu.Arabadan inip yürümeye başladığında kolunda bir el hissettin ve arkana baktın.Karşında senden uzun yapılı vücudu ile Niragi duruyordu.Ne diyeceğini dinlemek istemesende bileğindeki el seni orada tutuyordu ve gitmeni engelliyordu.
"Konuşucak mısın artık?" bıkkın ve net çıkan sesin onu transtan çıkarmış ve elini bir anda çekmesine sebep olmuştu.Sana bakarak yanından geçti ve kapıdan geçip ilerledi.Arkasından anlamayarak bakarken sende ilerlemeye devam ettin.Yol boyu arkasındaydın ama o bir anda arkadını dönüp boğazına elindeki silahı dayayınca durdun.
"Beni mi takip ediyorsun küçük fare?!" gözlerini devirdin ve konuştun.
"Hayır, odama gidiyorum." tek kaşını kaldırıp ciddileştiğinde silahı boğazından çekmeden konuştu.
"Dikkat etsen iyi olur.Ölüceksen katilin ben olmalıyım." cümlesini bitirip silahı çekti ve ilerleyip merdivenlerden çıktı.Senin üst katında kalıyor olması en azından rahatlatmıştı.Aslında ondan korkmuyordun sadece kırgındın.Bu kırgınlık onu daha az görme isteği sağlıyordu.Odanın altın gibi parlayan sarı kapı kolunu tuttuğunda biri sana seslendi ve oraya dönmek zorunda kaldın.
"Hey, yaşıyorsun." Chota güler yüzle sana baktığında yüzünde küçük gülümsemeyle ona nazik bir karşılık verdin.
"Sende öyle.Diğerleri nerede peki?" Chota yüzündeki gülümseme yavaşça silinirken içinde belli belirsiz korku oluştu.
Hızla Chota'nın yanına gidip cevap bekledin.Chota'nın bakışları arkana uzanında hemen döndün ve size doğru gelen Arisu ve Karube'yi gördün.İçine rahatlama hissi gelince tekrar gerilmeye başlaman çok uzun sürmedi.
"Selam gençler." Karube karnındaki koca kesikle gülerek konuşmayı başarmıştı.Arisu'nun ise kolları kan olmuş ve burnu kanıyordu.
"Ne oldu size böyle? Usagi nerede? O iyi mi?" telaşla sorulan soruların bir süre yanıtsız kaldı.Ardından Arisu konuştu.
"Bizde bilmiyoruz.Aynı oyunda değildik, umarım iyidir." Arisu üzgün olsa da öyle gözükmemeye çalışıyordu ama beceremedi.
Karube'nin kolundan tutup odasına götürdünüz ve yatağa oturmasını sağladınız.Arisu'yu da yanına oturtup hemen ilk yardım çantası aramaya başladın.Aynanın altındaki koyu kahverengi tahta çekmecelerden birini açıp bulduğunda yüzünde zafer mutluluğu ile gülümsedin ve yanlarına gidip çantayı açtın.İlk Karube'ye yapmaya başladın çünkü yarası ağırdı ve eğer biraz daha kan kaybederse bayılacak hatta daha kötüsü olacaktı.
Kesilen karnını gazlı bez ile temizleyip sargı yaptığında Arisu dikkatlice izliyordu.Ona dönüp burnuna baktın ve yaptığın pansuman ile pamuğu burnunda beklettin.Kollarına baktığında hafif kesikler ve soyuklar vardı.Eline bez alıp hafifçe kanların gitmesini sağladın ve küçük kesiklere yara bandı yapıştırıp soyuklara krem sürdün.İkisini de dinlenmek için odalarda bıraktıktan sonra Usagi'nin şimdiye gelmesi gerekir düşüncesiyle kapısının önünde durdun ve elini havaya kaldırıp iki kere kapıya vurdun.
İçeriden ses yoktu.Endişelerin artarken burada edindiğin en sevdiğin arkadaşını kaybetmek istemiyordun...
///
selaaaammm
nasılsınız?? umarım iyisinizdir. Bu hikayeyle ilgili birkaç taslak kaydettim..Hafta içi tek tek atarım.
Oylar ve yorumlar için teşekkür ederim.Hepinizi öptüm iyi tatiller..
💚💚
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑷𝒊𝒆𝒄𝒆𝒔 𝒐𝒇 𝑷𝒂𝒔𝒕/𝗦𝘂𝗴𝘂𝗿𝘂 𝗡𝗶𝗿𝗮𝗴𝗶/
Teen FictionGünler önce aşık olduğu kızı bir anda unutup ona zorbalık yapmak adil miydi? Kız hâlâ hatırlıyorken... "you don't remember me?" "who the fuck are you?" İki yakın arkadaş ya birbirine aşık olursa.. Aşklarını birbirine diyecek cesaretleri var mıydı? Z...