Floki

hangi yönden dönersem döneyim, marketten sola ya da yokuş yukarı sağa, senden başka bir yere çıkmasını istemediğim sokağımın sonunda beni bekliyor olduğunun hayalini aklımdan çıkaramıyorum.
oysa bütün sırları söyledim sana, arınmanın, şifalı otların bulunduğu ağaç kuytularının yerlerini söyledim. yerin yönün belli belirsiz diye usanmadan aldım kalemi elime, ormanlar çizdim. koyduğunu bulmakta, unuttuğunu hatırlamakta zorlanırsın diye sayfalara sayfalar ekledim.
bak hala buradayımlarla
başlayan satırlara hoşçakallar asla eklemedim.
artık ne işe yarayacaksa boya kalemleri
toparlanamayan masa dağınıklığı
adımın sonuna eklenen iyelik eki
güce ve ilerlemeye benzeyen adın
bir çağın ağlayışa benzer gürültüsü
her gece, her dönüşte, saat kaç
nerdesin, kedi'nin kuyruğu, kim bilir
hangi çiçeğin toprağı boynuma asılı
kavra istemiştim beni kavra.
iknasız kabulsüz
bütün iddialar asılsız!
bak senin için deşilmiş
sana arşınlanmış mahal
yalandan af, canından ağrı, sahtekar bulantılardan uzak oluşumuz kaburga kemiğimin üzerine
kendini kanıtlayan yaratılış
sokağın sonu da başı da sensin.
her şey sensin.
Flokiciğim.