4

8 0 0
                                    

Medya:Aren aşkımın gençliğii<3

Aren:

Dün onu düşünerek uyuduğum için rüyamda görmüştüm, Bayağıdır  aklımda değildi ne işivardı ki benim aklımda. Çenem titreyince ağlicamı anladım kalktım iki elimi yüzü yıkadım kendime geldim ayol neyse işte sonra mutfağa girdi kahvaltı hazırladım, Andre hâlâ uyuyordu.

Neyi vardı acaba ben bunu çözerim çözemeyedebilirim aman neyse su akar yolunu bulur, çok saçmaladım mı? Yok canım ben ve saçmalamak tövbe tövbe, dimi dimi... İyice delirdim ben Allah'ım beni geri zekalılık ile sınama yarabbim.

Sofrayı kurunca Andre'nin odasına girdim, bebek gibi uyuyordu güzelim. Turuncu saçlarını kemirdiğim ısırıcam bak şimdi, yatağa oturup saçlarını okşadım.

"Andre... Oğlum,canım, bebeğim, kuzum, yavrum, babasının prensi, kurban olduğum, canımın canı, bir tanem(...) " uyanana kadar aklımdan ona seslendiğim bütün hitapları toplayıp  dile dökmüştüm.

Sonunda gözlerini araladığında sırıtı, bir gözünü açık diğeri hâlâ yumuluydu kollarını uzatıp esnedi.

" Günaydın, nur'um"

"Günedan, père"

Bozuk Türkçesine sırırtım,yerim çocuk ağzını.

"Hadi kahvaltıya küçük bey."
Başını sallayıp banyona gitti, bende mutfağa gidip çay koydum.

Andre'de gelince  kahvaltıya başladık.

"J'ai dit que je suis devenu associé dans une entreprise en Turquie, hatırlıyorsun?"
(Türkiye'de bir şirkete ortak oldum dedim, hatırlıyorsun?)

Başıını salladı.

"Je vais passer aujourd'hui, tu viendras ?"
(bu gün gideceğim, gelirmisin? "

"Oui, sur quel secteur, peut-être pouvez-vous m'engager, patron?"
(Evet, hangi sektörde, belki beni işe alabilirsin patron?)

Göz kırpıp söylediği şeye, güldüm.

"Entreprise de publicité, vous avez également été embauché"
(reklam şirketi sende işe alındın)

Kahvaltı bitince Mutfağı topladım. odama gidip şirket için üzerimi giyindim, Andre'de gelince beraber arabaya binip şirkete yol aldık. hisse işlerinde gayet başarılı olduğum için hisseder ortağım bütün yükü bana bırakmıştı, yani yönetim benim elimde.

odaya girince kapı tıklandı ve içeri sekreterim girdi, bana ve Andre'ye selam verdikten sonra bugünkü planımı anlattı.

"tamam çıkabilirsin, teşekkür ederim."

"Önemli değil efendim"

"Andre'de odasını gösterir misin?"

"tabi efendim"
Deyip İkisi de gözden kayboldu önüme koydukları dosyaları ve bazı önemli belgeleri inceliyordum belgelerde imza atılması gereken yerler vardı dikkatlice okuduktan sonra ıslak imzamı da Attım.

Birkaç saat sonra kapı tık tıklandı içeri sekreterim girmişti bir teklifin olduğunu ve gayet iyi olduğunu söyledi bilgilerle dolu olan Belgeyi bana uzattı ve dışarı çıktı.

Mavi dosyayı kapağını açıp poşet dosyaların içinde olan kağıtları çıkarıp teker teker incelemeye başladım şirket sahibinin ismi gözüme takıldı 'Abbas Güçlü' kendime İsim benzerliği olduğuna inandırdıktan sonra dosya incelemeye devam ettim bir Mimarlık şirketiydi gerçekten verdikleri teklifte gayet göz alıcıydı yaptık da yaptıkları projelerde bir sıkıntı veya şikayet şikayet olmaması benim en dikkat ettiğim noktaydı Reklamların yalanları yansıttığını biliyor ama Öyle olmaması için elinden geleni yapıyordum projeler iyi ve güvenilir olduğu gibi gayet göz alıcı ve güzeldi Anladığım kadarıyla doğaya fazla bir zarar da yoktu diğer Mimarlık şirketlerinde olduğu gibi ağaçları kesip yıktıktan sonra binalar dikmeye çalışmıyorlardı zaten gerisi bize kalmıştı ve ben bu projeyi gerçekten istediğime kanaat getirip kabul ettim sekreter sekreterim'i çağırdım ve yarın için bir görüşme Ayarlamasını istedim çıkmadan kahve getirmesinde rica etmiştim birkaç dakika sonra kahvemle içeri girdiğinde Teşekkür ettim ve o da dışarı çıktı kahvemi içerken içeri Andre girdi.

"père napıyoh sen"

"daha demin güzel bir  proje için randevu aldım sen?"

" benn bazi mmm.. Tasahrimlahü inceledi sonha  onlahu  onayladi, bazilahi düzettihdi  benn. Sonha da  kalanlahu halletmek ben."

"yoruldunmu kuzum?"

"yeni bahalamak ben daaa"

"Öyle olsun bakalım"

Paris'li Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin