22

10.6K 297 11
                                    

Ediz biraz daha karşısındaki kadına baktığında onunla bu kadar yakın olmayı ne kadar özlediğinin farkına vardı. Bu 4 ay boyunca onu olabildiğince takip ettirtmişti. Neler yaptığını, kilo verdiğini, tuttuğu adamlar aracılığıyla biliyordu ancak onu bu şekilde görmeyi beklemiyordu. Çökmüştü. Hem de sırf bir yanlış anlaşılma yüzünden

"Kilo vermişsin."

Odaya keskin bir gerginlik hakimdi. Ediz bir an önce bu gerginliği kırabilmeyi umuyordu.

"Bunun seni ilgilendirdiğini sanmıyorum."

Elit bunu öyle bir kin ile söylemişti ki kendine bile şaşırmıştı. İstediği zaman çirkef bir kadın olabiliyordu.

"Eğer bu kişi sevdiğim bir kadınsa gayet de ilgilendirir."

"Peki ya bu kadın onu sevmiyorsa?" Elit'in cümlesi dudaklarından dökülürken içinden bir şeyler söküldü. Dediklerinin hepsi yalandı. Ondan deli gibi hoşlanıyordu.
Tam bir çocuk gibi davrandığını düşündü ve o haline bir an önce son verdi.

"Ah.. Emin olabilirsin ki o kadın da beni çok seviyor. Ancak önceden dediğim gibi.. kendinen kaçıyor." Ve biliyor musun? Bana beni sevdiğini önceden söylemişti sanırım." Elit'in damarlarındaki kan büyük bir şiddetle akıyordu. Sinirlenmeye başlamıştı. Ellerini sıktı ve tırnaklarını derisine geçirmeye başladı. Sinirlenince her zaman böyle yapardı.

Ediz ise Elit'i sinirlendirdiğini anlayınca, herşey yolunda gittiği için rahatça nefesini verdi. Elit ancak sinirlenince içten bir şekilde konuşuyordu ve Ediz bu sayede onun ağzından lafları kapabilecekti.

"Bu kadının size kaç kere kaçmadığını söylemesi gerek bilmiyorum. Ancak siz burdan defolup gitmezseniz o zaman kim topuklayarak kaçacak orası merak konusu Ediz Bey."

Ediz Elit'in söylediği şeyler karşısında kısa bir süre duraksadı. Elit ise Ediz'in duraksamasını fırsat bilip biraz daha ona doğru ilerledi.

Çok özlemişti onu. 4 ay az bir süre değildi sonuçta. Elit onsuzluğa tam alışmıştı ki Ediz onu ofiste sıkıştırmıştı. O dudakları yeniden hissetmek için herşeyi yapabileceğini düşündü. Ancak bu mutluluğun da ağır bir karşılığı olacaktı. O yüzden o böyle şeyler hissetmemeliydi. Duygularını bir kasaya kapattı ve kendini dikleştirerek Ediz'in mavi gözlerine dikti.

"Gerçekten bu kadar düştün mü? Beni buraya Eylül aracılığıyla getirtecek kadar mı?" Elit'in sahte, gergin kahkahası odayı doldurdu. Şu an saçmaladığının o da farkındaydı.

İnsanlar sevdiklerinin karşısında şapşalca davranabiliyorlardı.

Ediz Elit'in haklı olması yüzünden sustu ve düşündü. Bu kadınla tanıştığından beri hiç yapmadığı şeyleri yapıyordu. Bunu ona Elit yaptırıyordu. Ancak daha fazla dayanamazdı. Elit onun olmadan hiçbiryere gitmeyecekti.

4 ay boyunca Ediz'in de durumu yerlebirdi. Elit odadan çıkarken hissettiği duygular ve anılar yüzünden o da paramparça olmuştu. Onun gitmesine izin vermişti. Kafasını sallayarak düşüncelerini kovdu ve Elit'e doğru hamlesini yaptı.

"Bu kadar saçmalık yeter! Şimdi beni dinleyeceksin." Ediz öfkeyke Elit'in kolunu tuttu ve kendine yaklaştırdı. . Kolunu ondan çekmeye çalıştı ancak hiçbir işe yaramadı. Ardından bir hışımla başını kaldırdı ve Ediz ile ne kadar az bir mesafede durduklarını fark etti. Onun dudaklarına bakmamak için gözlerini yere sabitledi ve heyecanını düzene sokmaya çalıştı

"Hayır dinlemeyeceğim. Ben senden bir cevap beklerken, sana elimde olan tek şeyimi, duygularımı vermişken senin tek yaptığın ukalaca gülümsemekti. O yüzden hayır! Dinlemeyeceğim! Hala ne yüzle karşıma çıkabiliyorsun! Çabuk çık odamdan ve sakın birdaha buraya gelme!"
Elit bu söyledikleri karşısında pişman olacağını biliyordu ancak haklıydı.Tekrar kendini ona teslim etmeden Ediz'in bu odadan gitmesi gerekiyordu.

Ediz Elit'in az önce söylediklerini duymazdan gelerek kendi lafını kaldığı yerden devam ettirdi.

"Sen burdan 'seni seviyorum' diyene kadar hiçbir yere gitmiyorum Elit. İkimizi de üzmeye hakkın yok! Sırf bir yanlış anlaşılma yüzünden böyle saçmalayamazsın!"

"Ya öyle mi!? Yanlış anlaşılmaymış! Hah! Hayır seni sevmiyorum Ediz!"

"Sen bana seni seviyorum dediğinde ne yapacağımı şaşırdım. Onu söylediğin anda benden başka hiç kimse bu kadar mutlu olamazdı. Eğer kahrolasıca bir saniye daha bekleyebilseydin seni öpecektim! Ama sen sırf gururun yüzünden, alınganlığın yüzünden beni o odada yalnız bırakıp gittin!"

Elit Ediz'in sinirden koyulaşmış gözlerine bakınca onu ne kadar çok sevdiğini anladı. Ne kadar da aptaldı. Ediz'e inanması gerektiğini biliyordu. Ve onu herşeyden çok seviyordu.

Ancak korkuyordu.

Bunu Ediz'e açıklayamazdı, çünkü daha sevmenin bile ne olduğunu bilmezken ona nasıl böyle bir şey söyleyebilirdi ki? Elit gözlerini Ediz'in suratında gezdirdi. Siniri yüzünden buz mavisi gözleri laciverte dönmüştü. Sakalları çıkmaya başlamıştı. Elmacık kemiğindeki minik benine gözü takıldı. Bu zamana kadar fark etmemişti ancak oldukça çekici duruyordu.

Ardından gözleri dudaklarına kaydı. Bu dudakları ne kadar tatmak istediğini düşündü. Topuklu ayakkabılarıyla olmasına rağmen onun boyuna yetişebilmek amacıyla parmak ucuna çıktı.

"Al sana o bir saniye..." Elit yavaşça Ediz'in kulağına fısıldadı.
Parmak ucundan inerken gözlerini birbirlerinden hiç ayırmadılar.
Ediz gerçeği kavrayınca bir saniye bile beklemeden Elit'i belinden kavrayarak daha da kendime çektikten sonra bir elini Elit'in yanağına dayayarak daha da şiddetli bir şekilde öpmeye başladı.

Ediz, Elit'in kokusunu içine çekti. Onda Ediz'i kendisine bağlayan bir şey vardı. Bir ara hangi parfümü kullandığını kesinlikle sormalıydı. Kokusu başını döndürüyordu.

Elit elini Ediz'in boynuna koymuştu ve onu büyük bir özlemle öpüyordu. Nefes alamayacak hale geldiğinde istemeden de olsa ondan ayrıldı ve Ediz'e sarılırken kulağına şunları fısıldadı.

"Seni seviyorum Ediz. Ancak... Korkuyorum"

Elit son lafını o kadar kısık sesle ve güçsüz bir şekilde söylemişti ki sesini Ediz zar zor duyabilmişti.

Elit'in sözleri üzerine belirlenemez bir öfke yaşadı. Elit'i bu duruma düşüren her kimse gidip onu bir güzel pataklamak istiyordu. Onu kim bu kadar korkutmuştu? Ancak öfkesini bir kenara atıp kollarındaki küçük kıza yöneltti bütün ilgisini. Kafasını geriye itti ve güven vermek için gözlerinin içine baktı.

"Sakın korkma Elit. Sana istemeyeceğin hiçbirşey yapmam, yapamam. Herşey çok güzel olacak göreceksin." Ardından Ediz kafasını Elit'in boynuna gömerek öpücüklerini sırasıyla bıraktı.

Elit yutkunarak derin bir nefes aldı.

Umarım

PATRONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin