28

8.6K 213 8
                                    

"Ediz Bey iyi akşamlar!! Elit Hanım'ı bulduk!!" Ediz telefonda duyduğu cümleden sonra oturduğu yerden hızla kalktı ve hiç vakit kaybetmeden gerekli eşyaları almak üzere odasına gitti.

"Nerdesiniz hemen söyle oraya geliyorum!" Telaşlı bir şekilde yatakta duran anahtarlarını alarak kapıdan çıkacaktı ki telefondaki Ömer'in sesi onu durdurdu.

"Ediz Bey Elit Hanım bazı yaralar almış ve şu an baygın durumda. Hastaneye gelseniz daha iyi olur şu an biz de hastaneye gidiyoruz." Ediz hızla başını salladı ve hangi hastaneye gittiklerini öğrendikten sonra bir hışımla evden çıktı.

Arabaya binince aklı durmuştu. Olanları şimdi daha iyi anlıyordu. Elit bulunmuştu.
Gülümsemesine engel olamadı üstüne bir de kahkaha attı.

Onu bulmuşlardı!

Ardından aklına gelen düşünceyle kahkasını bitirdi ve telefonunu eline alarak Ozan'ı aradı.

"Efendim Ediz?" Ozan'ın sesini duyduğunda onun bu haberi duyduktan sonraki yüz halini merak etti Ediz.

"Elit'i bulmuşlar!" Ozan'dan önce 1 dakika kadar ses gelmedi.

"Ne!!?" Ozan'ın sesi güldüğünü gösteriyordu.

"Evet. Şimdi hastaneye götürüyorlar onu, haberiniz olsun "

"Tamam oraya geliyorum." Dedikten sonra telefonu kapattı ve hızla arabasını sürmeye başladı.
~
Hastaneye geldiğinde Ozanlar çoktan kapının önünde bekliyorlardı. Ediz ise Elit'e birkaç kıyafet almak için birkaç yerde durmuştu, dolayısıyla geç kalmıştı.

Ediz Ozan'ın yüzüne daha da dikkatli baktığında onun üzgün olduğunu ve gözlerinin kızarmış olduğunu gördü.
Havadaki gerilim Ediz'in de gerilmesini sağlamıştı.

Ozan Ediz'i görünce oturduğu yerden ayağa kalktı ve erkekçe bir selamlayla birbirlerini selamladılar.

"Noldu Ozan? Elit iyi mi?" Ediz'in gergince sorduğu sorduğu soruya Ozan başını iki yana sallayarak cevap verince Ediz'in elindeki poşetler yere düştü ve içinde tekrar birşeyler koptu.

"Hiçkimseyi yanına yaklaştırmıyor, durmadan ağlıyor onun dışında hiçbir şeye tepki vermiyor Ediz.." Ozan'ın bunları söylerken tekrar gözleri dolmuştu.
~
Ediz sessizce odaya girdiğinde Elit yatakta uyuyordu.
Onu uyandırmamak için sessizce kapıyı ardından kapattı ve Elit'in yanındaki tabureye doğru ilerledi. Oturmadan önce Elit'i incelemeye başladı.
Battaniyenin dışında olan kolu sargıya alınmıştı ancak sargının bazı yerlerinde hala ıslak olan kırmızı lekeler yaralarının tekrar kanadığını gösteriyordu.

Gözleri Elit'in ellerinden yüzüne kaydığında Ediz onun Elit olmadığını, birinin kişileri karıştırmış olmasını diledi.
Hangi insan böyle bir şeyi yapabilirdi.

Elit'in yanağı paramparça olmuştu resmen. Her ne kadar bandaj koysalar da yaralar hala belli oluyordu, bandajdan taşıyordu.
Gözlerinin altı mosmor olmuştu, boynunda yuvarlak morluklar vardı. Ediz bunların Elit'e yapılan uyuşturucular yüzünden olmasını diledi. Ancak izler hiç bu şekilde değildi. Daha çok emilmiş gibilerdi.

Ediz ilk defa kendini çaresiz hissediyordu. Elit kaçırılmıştı, tecavüze uğramıştı ancak Ediz hiçbirşey yapmamıştı. Kendine lanetler okumaya başladı.

Ediz her zaman güçlü durmuştu ancak şimdi güçlü durmak onun için söz konusu bile değildi.

Sinirliydi, hüzünlüydü ve en önemlisi umutsuzdu.

Nasıl yapmıştı Elit'e böyle birşeyi o adam.
Ediz elleriyle gözlerini kapatarak kendini oradaki tabureye attı.

Elit'i birdaha ne olursa olsun bırakmayacaktı.

Ona dokunmalı ve kendini güvende hissetirmeliydi ancak Elit o kadar kırılgan duruyordu ki sanki küçücük bir dokunuş bile onu parçalara bölecek gibiydi. Ancak yapacağı birşey yoktu.

Oturarak onun uyanmasını bekledi.

PATRONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin