yirmi üç'

1.8K 277 226
                                    

Oy sınırı koymak durumundayım çünkü okuyan çoğu kişi oy vermiyor, lütfen emeğimin karşılığını verin 🙏

Sınır: 100 oy

[Taehyung]

Bazı şarkılar vardır, dinlediğinizde size o anı yaşatır. Şarkının sözlerini anlamasanız bile, o dili bilmeseniz bile şarkı size hissettirmesi gerekenleri hissettirir. Anlamanıza gerek yoktur, melodiler her şeyi çözer. Bir şarkı demek yalnızca insanların dijital platformda ürettiği parçalar demek değildir. Bir kuş sürüsünün cıvıltısı da şarkı sayılabilir. Ya da ağaç yapraklarının hışırtısı. Müzik için beşeri unsurlara, lüks müzik aletlerine ya da bir bilgisayara gerek yoktur; ağaç kovuğundan da pek âlâ müzik aleti yapılabilir. Müzik canlıların yaşamlarını anlamlandıran en güzel araçtır.

"Sesin gerçekten çok güzelmiş Jangjun! "

"Teşekkür ederim, beğenmene çok sevindim."

"İlham doluyum şu anda biliyor musun? Sanki elimden her iş gelirmiş gibi hissediyorum."

"Ne güzel."

"Sâhi, böyle hünerlerin olduğunu bilmiyordum. Ağaç kovugundan flüt yapmayı nereden öğrendin sen?"

"Küçüklüğümden beri doğayla iç içe yaşıyorum, annem beni ormanda yetiştirdi ve bilmem gereken her şeyi öğretti. Elimdeki bu bıçakla hemen hemen her şeyi yapabilirim."

Elindeki keskin ve parlak bıçağı gösterdiğinde gülümsemiştim. Yanında taşımasına başta şaşırsam da şimdi anlayabiliyordum, bu bıçak sayesinde bugün çok şey yapmıştık. Mesela önümüze çıkan sarmaşıkları bununla kesmiştik, Jangjun bu bıçak sayesinde bir flüt yapmış ve hem çalıp hem şarkı söylemişti. Geçtiğimiz yerleri ayırt edebilelim diye ağaçların gövdelerine ufak birer çizik atmıştı. Daha neler neler...

"Geç oldu, kamp alanına dönelim mi?"

"Taehyung."

"Hm?"

"Bugün bu bıçak sayesinde çok şey yaptık..."

"Evet, cidden öyle! Senin gibi bıçak kullanmayı çok isterdim, bana da öğretir misin?"

"Bu bıçak bugün bir işe daha yarayacak, göstermemi ister misin?"

Ne demeye çalıştığını anlamamıştım ama merakla ona bakmıştım. Yapacak ne kalmıştı ki, yalnızca kamp alanına geri dönmemiz gerekiyordu. Bu bıçakla daha ne gibi hünerler sergileyebilirdi ki?

Avucunun içinde bıçağı döndürüp sapını sıkıca tuttuğunda kaşlarımı çatmıştım. Bakışları donuklaşıp bana doğru bir adım attığında elimde olmadan geriye adımlamıştım. Adımlarını devam ettirdiğindeyse geri geri yürümüştüm sırtım arkamdaki ağaca çarpana dek.

Beni ağaçla arasına aldığında anlamsız bakışlarımı hiçbir duygu barındırmayan yüzünde gezdirmiştim. Sanki tanıdığım adam gitmiş de yerine bambaşka biri gelmiş gibiydi. Neler olduğu hakkında en ufak bir fikrim yoktu.

Ani bir hareketle elindeki bıçağı sol omzuma sapladığında kaskatı kesilmiştim. Gözünü dahi kırpmadan resmen bıçağı beni yaralamak için kullanmıştı. Gözlerim yaşardığı sırada yüzünde belli belirsiz bir sırıtma görmüştüm. İçimi büyük bir korku kaplarken saçlarımın çoktan bordoya döndüğüne emindim. Ne zaman bir yerim kanasa saçlarım bordoya dönerdi.

"Sen..?"

"Suikastçınla tanış."

"Ne?"

Omzumdaki bıçağı gelişigüzel çektiğinde canım çok daha fazla acımıştı. Elimi yarama bastırıp benden birkaç adım uzaklaşan bedenin karşısında biraz eğilmiştim. İçimden Jungkook'a seslenmek geliyordu, onu yanımda istiyordum şu anda. Beni bu durumdan kurtarsa kurtarsa o kurtarırdı.

Magicless | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin