taehyung
deniz erkeği olmak bu devirde zor vesellam
hırlısı var, hırsızı var, sapığı var...
ha bir de, psikopat jeon jungkook'u var!
texting, düzyazı.
soft, sihir, dram.
1K | 08.01.23
5K | 29.01.23
10K | 14.02.23
kurgu red with love ile ortak işleme...
Günlerdir, hatta neredeyse haftalar olacak, bu bölüm için uğraşıyoruz. 4K küsür kelimeyle Magicless'in 29. bölümü karşınızda. Bu bölüm yayınlandıktan yarım saat sonra Red With Love'ın 27. bölümü yayınlanacak.
Sizden ricam bolca yorum yapmanız, gerçekten çok emek veriyoruz Magicless ve Red With Love için. Lütfen yorumlarınızı bizden esirgemeyin.
Bu bölüm Lotte'nin katkılarıyla yazılmıştır. blessuree
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hâlâ Red With Love'ı okumayıp bölümü anlamadım diyenler var. Dostlarım, Red With Love'ı okuyun. Magicless kendi başına bir kurgu değildir, Red With Love ile ortaktır. Yazar: blessuree
_
Evren: Red With Love
[Jungkook]
"Yani şimdi aldatılmadık, doğru mu anladım?" demişti melek, yanındaki sevgilisine şüphe dolu bakışlar atarken. Yarım saat öncesine kadar bulunduğumuz evin içinde bir kaos hâkimdi. Melek Taehyung ve Vampir Jungkook, böyle bahsetmek gerçekten çok garipti ancak başka türlü nasıl hepimizi birbirimize katmadan bahsederdim bilmiyorum, mutfakta tartışmaya tutuşmuşlardı. Taehyung ile ben de salonda tartışırız diye düşünmüştüm ancak salona geçtiğimizde onun buna pek enerjisi olmadığını görmüştüm. Koltuğa oturup onları beklemişti sessiz sedasız, ben de bir şey demeden yanında oturmuştum öylece. İlk birkaç dakika hareket etmemiş, sonrasında dayanamayıp onu kendime doğru çekmiştim. Kollarımın arasına girip başını omzuma yaslamıştı ve o andan beri aynı pozisyondaydık. Ara sıra öpücükler konduruyordum güzel yüzüne, pamuk şekerini anımsatan pespembe saçlarına...
Ağzımızı bıçak açmıyordu. Melek ve vampir mutfaktan salona geçtiklerinde vampir olan ben, olan biten her şeyi anlatmış ve ortadaki yanlış anlaşılmayı gidermişti. Şaka gibiydi, resmen kendimi kıskanmıştım...
"Elbette aldatmadık meleğim, sarılmak ne zamandan beri aldatmaya giriyor?" dediğinde vampir, başımla onu onaylamıştım. Haklıydı. Kendini benim Taehyung'uma yakın hissetmiş olmalıydı. Sonuçta görüntü olarak aynıydı, meleği ilk gördüğümde ben de afallamış ve ister istemez kendimi ona yakın hissetmiştim. Bu yüzden her ikisine de kızmamıştım. Yaşadığımız durum olağanüstü bir şeydi ve böyle bir durumda kıskançlık yapmak aptallıktan başka bir şey olmazdı. Daha önemli işlerimiz vardı.
"Şimdi," dedi vampir, kucağına yerleşen meleğinin belini okşarken. Onların arasındaki bu temasa baktığım zaman imrenmiştim. Bir şekilde sarıldığım beden, benim deniz erkeğim, benden uzakta gibiydi her ne kadar yanımda olsa da. Ters giden bir şeyler vardı, kafasında neler kuruyor ve düşünüyordu bilmiyordum. Konuşma fırsatımız olmamıştı. Sujeong'un öldüğünü öğrendikten hemen sonra burada bulmuştum kendimi. Onunla bu konu hakkında konuşmaya pek fırsat bulamamıştım... Acaba ne düşünüyordu?
