Chapter seven

1.6K 162 478
                                    

•

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Duyduğum tıkırtı sesi ile uykumdan birden uyandım. Yatakta tavana bakarken tam olarak ne olduğunu çözmeye çalışıyordum. Aynı tıkırtı sesini bir kez daha duyduğumda sesin geldiği yere doğru döndüm. Odamın camından geldiğini anladığım ses ile doğrulup yatak başlığına sırtımı yasladım.

Bakışlarım kış gecesinde olmamıza rağmen açık olan penceremdeydi. Rüzgar ıssız bir ıslık tutturarak karanlık gecede sonuna kadar açılmış perdelerimi hafifçe dalgalanıyordu. Her yer sessizdi yalnızca penceremde bir tıkırtı vardı.

Bakışlarımı penceremde tutmaya devam ettirirken bir el pencereme tutunmuştu. Gördüğüm şeyle olduğum yere daha fazla sindim. Mini elbiseme aldırmadan bacaklarımı kendime çektim ve korku dolu gözlerle pencereyi izledim.

Diğer eli de pencereye tutunmuş kendini yukarı çeken bedenle korkudan titremeye başlamıştım. Rahat bir hamlede 2 katlı Seul'ün İncisi evinin 2. katına tırmanan kişi penceremden girdi. Korkudan kendimi kasmışken giren kişi ile göz göze geldim.

"Jungkook?"

Şaşkınlıkla ona bakarken gözleri üzerimdeydi. Yüzündeki sert ifadesi gevşemiş hafif bir çarpık gülümseme hakim olmuştu. "Senin burada ne işin var? Pencereme nasıl tırmandın sen?"

O pencere perveazına hafif yaslanmış bana bakıyorken ben, onun için yataktan kalmıştım ve ona doğru ilerliyordum. Üzerimde ultra mini, leopar desenli, askılı, vücudumu tamamıyla saran bir elbise vardı.

"Beni buraya sen çağırdın Sarışın."

Onun tam önüme gelerek durdum. Kaşlarım hatırlamaya çalışır bir şekilde çatılmışken onun benim yanımda iri kalan cüssesine baktım. Sert bakışları ve rahat tavırları ile beni hipnoz etmiş gibiydi.

"Ben seni çağırmadım."

Cümlem biter bitmez eli sertçe ikinci bir deri gibi vücudumu saran elbisenin üstünden belime dolandı. Ve aynı sert tavırla beni kendine çekti.

"Hayır, çağırdın. Hatırla."

Vücudum onun vücuduna tamamen temas halindeyken nefes alış verişlerim hızlanmış onun verdiği emire uymak istercesine hatırlamaya çalıştım. Beni baskılıyordu itaat etme isteği uyandırıyordu.

"Ah evet, çağırmış olmalıyım."

Benim soluklarım tamamen hızlanmış, vücudum kıvranmaya başlamışken o gayet sakin gibi duruyordu. Sert gözleri koyularak benim göz bebeklerime bakarken onun özenle çizilmiş gibi duran dudakları ve vücuduma yaslı vücudu ilgimi bambaşka yerlere çekmişti.

"Beni neden çağırdın Sarışın?"

Sorunun cevabını bilmiyordum. Bilmek de istemiyordum. Tek istediğim dudaklarıma yapışması ve kanatana kadar hiç durmadan öpmesiydi.

College Youth  • RosékookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin