5

1K 140 214
                                    


seonghwa'nın evine gideceğim için biraz da olsa heyecanlıydım. normalde pijama ile giderdim ama biraz insan olmam gerektiğini düşünüp altıma bir kot pantolon geçirip odamdan çıktım.

tuvalete gidip saçımı başımı biraz düzeltikten sonra hazırdım. çocukların beni sevmesi için yaptığım hilelerden biri de onlara yiyecek bir şeyler vermekti. dolaptan birkaç atıştımalık aldıktan sonra ayakkabılarımı giyip üst kata çıktım.

kapıyı çalıp açılmasını bekledim. yaklaşık on saniye sonra kapı açılmıştı. seonghwa pijamaları ile çok tatlı duruyordu.

"hoşgeldin gülüm."

"gülüm deme lan bana. hoşbuldum seonghwa."

"derim sana mı sorucam?"

"evet bana sorucan!"

"SEONGHWA ABİİİİİ!!!"

"efendim yeter?"

"kim geldi?"

"bir tane arkadaşım üçümüz beraber oynarız, nasıl fikir?"

"üçlü olsun, güçlü olsun diyorsun yani, olur."

yeter'in dediği şey ile kahkahama engel olamamıştım. seonghwa da benimle beraber gülüyordu ama gülüşünde acı çekiyormuş gibi bir ifade vardı.

"çekil de geçeyim."

"doğru. geç gülüm."

"BANA GÜLÜM DEME!" (bana kızım deme!)

"derim."

elimdeki atıştırmalıkları gören seonghwa direktmen elimden alınca şaşırdım. ona sinirli bakışlar attıktan sonra konuştum.

"bunlar sana değil, beyefendi."

"napim?"

"bırakabilirsin mesela."

"hayır."

"amına koduğum bırak lan şunları!"

"tamam tamam."

yandan bir gülüş atarak atıştırmalıkları ondan aldım.

"merhaba yeter."

"sen kimsin abi?"

"seonghwa abin söyledi ya."

"doğru."

"tatlım ben şimdi tuvalete gidip geliyorum sonrasında seninle atıştırmalık bir şeyler yeriz, ne dersin?"

"olurr."

gülümsedikten sonra tuvalete gittim. tuvaletten çıkıp salona doğru ilerlemeye başladığımda, gelen müzik sesi daha da artıyordu.

cat : seongjoong Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin