22

419 73 154
                                    

ham

nayeon:
arkadaşlar

wooyoung:
sövmedi bu sefer
kesin bir boklar var

sana:
neden bu kadar kötü düşündünüz ki
bence iyi bir şey oldu

jongho:
amk bu kadar pozitif olma
YETER
midem bulanıyor

nayeon:
önemli bir şey var
kaynatmayın ortamı

yeosang:
ne oldu

nayeon:
şu seonghwa var ya

mingi:
ne olmuş ona

tzuyu:
ne oldu ki ona

nayeon:
o gerçekten hongjoong'u aldatmış

sana:
ne ne ciddi misiniz

nayeon:
maalesef

wooyoung:
orospu çocuğu Seonghwa neden bu kadar geri zekalısın?

jongho:
piç kurusu atın döllediği yumurta

mingi:
orospu nun böbrek taşı

yeosang:
gerçekten beklemezdim ondan

tzuyu:
aşık gibi duruyordu ama demek ki gözler de yalan söylermiş bunu öğrendik

sana:
benim gözlerim asla yalan söylemez tzuyu
hele sana karşı asla

nayeon:
ya flört zamanı mı şimdi
susun lan

jongho:
olay nasıl oldu
nasıl yakaladınız bunu

wooyoung:
evet evet anlatın

nayeon:
şimdi ben ve hongjoong gittik zaten onun evine
hongjoong da anahtar vardı biz de kapıyı açtık ve içeri girdik gördüğünüz manzara ile hongjoong sinirlenip seonghwa nın üstüne atladı

tzuyu:
nasıl bir manzara gördüğünüz ki abi de hongjoong o kadar sinirlendi

hongjoong:
öpüşüyorlardı
hem de gözümün önünde
benim dokunmaya kıyamadığım o dudaklara o kadının dudakları değiyordu

sana:
ya of hongjoong
deme öyle ağlatacaksın beni

yeosang:
hikâyenin devamı gelir mi?

nayeon:
seonghwa nın üstüne atladı sonra ben de boş durmadım kızın üstüne atladım böyle yarım saat falan kız ile kavga ettim ben o ikisi ne yaptı bilmiyorum ama kızın saçını yolmak ile meşguldüm o an

wooyoung:
GO GIRLL

hongjoong:
biz ne mi yapıyorduk
ben seonghwa ya vuruyor idim o ise beni durdurmaya çalışıyordu kolları tutup beni koltuğa sabitledi gözlerime baktı öyle bakıştık biraz sonra dedim ayrıldık bitti sana güvendim ben dedim nasıl yaparsın dedim
o ise hiçbir şey demedi sadece baktı bana sonra nayeon u kolundan çekip dışarı çıktık işte

cat : seongjoong Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin