Ertesi gün öğle saatlerinde, hemşireler olarak bir çardağa geçtiler.
Jeongin onlara bugün yaşadığı garip olayı anlatıyordu.
"Sonra kız geldi yanıma dedi ki sen şu makete kalp masajı yaparken götünü sallayan çocuk değil misin?"
Jisung içtiği suyu zar zor yutmaya çalışıyordu. Jeongin çantasını masaya fırlatırken homurdandı.
"Bende dedim ki herkes sallamıyor mu zaten? yüzüme mal mal baktı sonra gitti. Herhalde hoşlandı benden ya."
"Aynen kanka aşkından derbeder olmuş."
Felix'e baygın bakışlarını gönderirken tereddüt etmedi ve bulduğu boş bir yere oturdu. Jisung yine seungmin'in dibine geçmişti.
"Sen dün yoktun ben ne haleydim ah bir bilsen."
"Yalan söylüyor bir kere adını anmadı." jeongin
"Amcık dost musun düşman mı?"jisung
"Dost acı söyler lafını duymadın mı hiç?"jeongin
"Seninki kadar acı söyleyen yoktur knk valla helal olsun." jisung
İkiliye güldü ve karşıdan gelen topluluğa baktı.
"Birazdan beni yine silecek."
Jisung resmen uçarak changbin'e koştuğunda seungmin daha lafını bile bitirememişti.
İkili kucaklaştılar. Chan başıyla selam verip felix'in arkasına geçti ve o an ikili göz göze geldiler.
Minho'nun göz kırpması ile seungmin sadece göz devirdi ve bakışlarını uzaklara çevirdi.
Belli ettiğini biliyordu ama elinde değildi.
Dün kapısına gelen çantadan bu yana konuşmamışlardı ve işin nereye gideceğini bilmiyordu. Üstelik hoşuna gittiği gerçeğini ona söyleyemezdi. Bunu göstererek yapacak ve şanslıysa konuyu orada kapatacaktı.
Hyunjin, jeongin'in yanına oturduğunda ona bugün ki olayı anlatmaya başladı. Hyunjin nefes almadan gülüyordu ve istemsizce onları izleyen seungmin de güldü.
Binsung çiftini izlemektense bu iki salağı izlemeyi tercih ederdi.
Ve görünüşe göre minho da onunla aynı fikirdeydi.
Çardağın arkasına geçerek atladı ve az önce jisung'un olan yere oturdu.
Seungmin'in yanına.
Biraz fazla yanına.
Seungmin buna neden bu kadar takıldığını anlamıyordu.
Yani teknik olarak iki gün önce sevişmişlerdi ve fiziken oldukça yakınlardı. Lakin düşünmeden edemiyordu. Ve sanırım bu durum sinirlerini bozmaya başlamıştı.
"Beyler burayı dinleyin."
Chan seslenip hepsinin dikkatini topladığında seungmin minnettardı. Minho ile şu an konuşmak istemiyordu.
"Annemler dağ evimizi bu ay kiraya vereceklermiş. Çocuklarla gitmeyi planlıyoruz son kez. Eşlik edin."
Teklif kulağa oldukça hoş geliyordu. Uzun zamandır tatil yapmamıştı.
"Tam olarak ne zaman gitmeyi düşünüyorsunuz?"
Changbin ona döndü.
"Bu hafta sonu için düşündük."
"Gelmeyi çok isterim." jeongin
"Bende." felix
Jisung zaten dünden razıydı ve seungmin de kabul edince işlerine geri döndüler.
Minho kolunu onun arkasındaki demire geçirdi. Bakışları çocuğun yan profilini delip geçiyordu. Seungmin altında ezilmemek için çabaladı.
"Umarım yemek yapmayı biliyorsundur. Kölem oradayken yorulmayacağım."
Bıkkınlıkla nefes verip başını yukarı kaldırdı.
Minho şimdi onun adem elmasına ve orada bıraktığı ize bakıyordu.
"Senin orada olacağın gerçeğini unutmuşum. Gelmiyorum ben."
"Seni sürüklerim ve bunu yaparken zevk alacağımı biliyorsun."
Kahretsin ki biliyor.
"Her yediğin şeye azar azar kurşun rendeleyeceğim ve yavaşça öleceksin."
Minho buna kıkırdadı. İkili şimdi yüz yüze bakıyordu.
"Erken yaşta stresten öleceksin."
"Beni sen strese sokuyorsun."
"Kesinlikle iftira."
Kalçasını ona yaklaştırıp hafifçe ittirdi ve bu seungmin'in daha çok sinirini bozdu.
"İki gün var. Eğer uslu olursan seni hafta sonu rahat bırakırım."
"Yaaa ne kadar incesin."
Seungmin ona laf yetiştirirken aynı zamanda saatini kontrol etti ve derslerinin başlamasına 10 dakika kaldığını gördü.
Islık çalarak arkadaşlarının dikkatini çekti.
"On dakika, yardırın."
Hoşçakal demek için durakladılar.
Seungmin kalkıp arka boşluktan atladı ve minho'dan çantasını vermesini rica etti.
Minho çantayı ona uzattı ve almak için hareket ettiği anda kolunu çekti. İkili burun buruna geldiler. Seungmin geniş göz bebekleri ile ona bakarken, minho dudaklarına bakıyordu.
Güldü ve başını hafifçe yana eğdi.
"Dikkatli ol kölem. Yoksa işime yaramazsın."
Çantayı verip uzaklaştığında seungmin hareket etmek için bir kaç saniyeye ihtiyaç duydu.
Daha sonra ise ilerledi.
Yürürken bir anlığına arkasını döndü ve mor termosunu havaya kaldırdı.
Minho yarını yokmuşçasına gülüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yanlış Numara [2min] ✔️
Teen FictionBilinmeyen Numara: buldum seni orospu çocuğu bekle ananın amina bacağımı sokmaya geliyorum seungmin: Ne?