7.

824 56 78
                                    

Kırk yıl sonra yeni bölüm atan yazar-chan'dan selamlar. =)

Bölümleri geç atıyorum çünkü çok fazla işim var. (İş dediğime bakmayın ev işleri felan. Evdeki bütün işleri ben yapıyorum çünkü neden olmasın?)
Belki biraz da üşengeçliğimden olabilir..?

Neyse.

Keyifli okumalar :3

______________________________________

İzana bir süre telefonla uğraşmış ve daha sonra etrafa bakınmıştı. Poli hâla Yuki'nin kucağındayken onu öylece uçağa almayacaklarını fark etti.

-Yuki-san. Hadi gidip onun için kafes alalım.

-Olur.

Tekrar arabaya binip herhangi bir petshop bulmak için yola koyuldular.

Yolda hiç konuşmadılar. İzana sürekli birilerini arayıp bir şeyler konuşuyor ve Yuki de yolu izliyordu.

Poli, Yuki'nin üzerindeki tişört'ü pençelemeye çalışırken Yuki onu tuttu fakat tişörtünde 4 çizgi hâlinde yırtık oluşmuştu.

-Siktir Poli! Tam zamanıydı değil mi?!
-Başka kıyafetim yok! Çok yardımcı oluyorsun teşekkürler!

Kedi umursamadan Yuki'nin bacaklarına kıvrılıp uyumaya hazırlandı.

İzana yoldan gözünü çekmeden konuştu.

-Bir mağzaya uğrar yeni kıyafetler alırız. Takma.

-Gerek yok. Bununla idare ederim ben.

-Bu hâlde uçağa binemezsin. Rezil olursun.

Yuki sessiz kaldı. Kaderi buysa ne yapmalı?

Araba bir petshopun önünde durduğunda Yuki, Poli'ye sarılarak arabadan indi.

İçeri girip bir kedi kafesi aldılar ve tekrar arabaya yerleştiler.

Sıradaki durakları bir AVM oldu.

-Yemek yiyelim mi?

-Gerek yok.

-Emin misin?

-Hmhm.

-İyi.

Mağzalardan birine girip bir pnatolon ve bir tişört alıp çıktılar.

Tekrar havalanına gelene kadar hiç bir konuşma olmadı aralarında.

Havalanında İzana bir kaç görevli ile konuşup bir yere gitti ve Yuki'de Poli ile beraber arabanın önünde beklemeye başladı.

Tam İzana geri dönerken Yuki, Ran'ı gördü.

Telaşla etrafa bakıyor ve birisini arıyordu.

Yuki o kişinin kendisi olduğunu bilerek yüzünü gizlemeye çalıştı. İzana onu fark etti ve hemen Yuki'nin yanına gitti. Eline bilet, pasaport, birkaç şey daha ve biraz parayı tutuşturdu. Ardından hızla konuştu.

-Uçağın yarım saat sonra. Elinden geldiğince kalabalık arasında dur. Anonsları iyi dinle ve biletinde yazanlara uyuşuyormu dikkat et.

-Tamam.

Yuki oradan uzaklaşırken kendisine verilenleri ceplerine sıkıştırdı ve kalabalığın arasına karıştı.

Ran o sırada İzana'yı fark etmiş ve yanına gitmişti.

-İZANA! SENİ PİÇ! YUKİ'YE NE YAPTIN!? O NEREDE?!

-Saygını koru aptal.

-Sikerim saygını! Yuki nerede piç!?

-Bilmiyorum.

Ran, İzana'nın yakasına yapışıp belindeki silahı çıkardı.

-EVDE EN SON SEN VARDIN VE KORUMALAR SENİNLE BERABER GİTTİĞİNİ SÖYLEDİ! BENİ KANDIRMA APTAL! ONU NASIL KANDIRDIN BİLMİYORUM VE YA NE ANLATTI BİLMİYORUM AMA O BANA AİT VE ÖYLE DE KALACAK!

-O bir insan. Eşya değil.

-Eğer kaçmasına yardım etmeseydin birbirimize sahip olacaktık. Onu küçük prensesim yapacaktım...
-KALTAK! SEN EN ADİ KALTAKSIN!

İzana sakince ona bakıp sessiz kaldı. Yaptığından pişman değildi.

Arkada etrafı arayan Rindou'yu gördü.

Bu sırada insanlar çoktan polisi arayıp onları ihbar etmişti.

Polis sirenleri duyulurken Ran mırıldanıp silahını yere attı ve İzana'dan ayrılıp kalabalığın arasında Yuki'yi bulmaya çalıştı. Yuki'ye benzeyen bütün kızları teker teker kendisine çevirip yüzüne bakıyordu.

Yuki kendisine yaklaştığını fark edince gizlenmek için yer aramaya başladı. Tam Ran onun yanından geçerken sakin kalmaya çalışıp lavaboların olduğu kısıma ilerlemeye başladı. Kedi kafesini kadın WC yazan kapının önüne bırakıp görülmeme umudu ile içeri girdi.

Rindou onu fark etmişti. Onun lavabolara ilerlediğini görüp abisine iletmişti.

Beraber hâla onu ara gibi etrafta öylece ilerlerken Yuki uçak saati yaklaşmış olmalı düşüncesi ile lavabodan çıktı. Rindou onunla gözgöze geldi. Yuki gerildi. Tam o sırada bir duyuru yapıldı. Yuki belki bir ihtimal diyerek bilete ve söylenilen bilgilere dikkat kesildi. Hepsi uyuşuyordu.

Poli'nin kafesini alarak Amerika uçağının girişine ilerledi. Görevlilerle konusmasını yaparken aceleci davranıyordu. Rindou ve Ran kalabalıktan kurtulmak için çırpınıyrodu.

Yuki sonunda bütün işlemlerden kurtulduğunda hızlıca kendisini uçağa attı. Ran ve Rindou görevliler tarafından dışarı atılırken sinirden köpürüyordu.

Yuki sonunda bu lanet yerden kurtulmuştu.

Özgürlük onun ellerine dönmüştü. Küçük kedisi ile beraber huzuru tadacaktı. Kendi numarasının bulunduğu koltuğa yerleşti.

Poli'nin kafesini bacaklarının arasına koydu ve koltukta yerini aldı. Uçak havalanırken aşağıda bırakmaya başladıkları Tokyo'yu izledi.

Amerika'ya vardığında birisinin telefonunu kullanacak ve ailesine ulaşacak, ardından herşey yoluna girecekti.

Tek seçenek buydu.

Bir daha işleri batırmaya niyeti yoktu.

______________________________________

Hayat kadar kısa bir bölümden selamlar. Bölümü yaklaşık bir ay arayla arıyorum çünkü... Mantıklı bir sebebi yok anlayın işte üşengeç milyonlarca yazardan birisiyim.

Umarım bölümü beğenirsiniz çünkü çok baştan savma oldu.

Yorum ve vote atarsanız sevinirim...

Yazım hataları için k.b ve hayır. Kitap henüz bitmedi. Daha önümüzde çok yol var (⁠◠⁠‿⁠・⁠)⁠—⁠☆

Haitani Brothers X Reader (Yandere! Ran x reader x Yandere! Rindou)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin