3. VİDEO

8 4 0
                                    

Medya:Pars(sarılı)

Yeni bölüme hg.

Olayların yavaş yavaş başlamasına geldik artık.

İyi bölümlerrr

Yemek olayından sonra o olayın üzerinden 2 gün geçmişti. Onlar halen daha bana alışamamıştı fakat ilk günkü gibi de davranmıyorlardı. Yemek yeme stilime alışmış, donuk suratımla onları dikizlememe artık pek de aldırış etmiyorlardı.

Şuan odamın penceresinin önündeki koltuğa oturmuş, yağan yağmurla beraber kitap okuyordum. Yağmurda kitap okumayı çok severdim. Yağmur sanki beni günahlarımdan arındırmak ister gibi yağıyordu.

Bu kadar kitap okumanın yeterli olduğunu düşünüp biraz gözlerimi dinlendirmek için aşağıya inmeye karar vermiştim.

Aşağı inince bir haraketlilik gördüm.

Baran - Beril'in platonik aşığı- televizyonda bir şey açmaya ćalışįyordu. Bu bir videoydu.

"Bu ne?" Dedim. Derya," bilmiyoruz. Sabah kalktığımızda Pars kapıda bir flaşh bellek bulmuş. Baran'da onu açmaya çalışıyor." Dedi.

Bende o videoda neler olduğunu merak edip beklemeye başladım. O sırada merdivenlerden inen Arel'i gördüm. Sorgulayıcı bakışlarıyla buraya doğru geliyordu.

"Ne oluyor burada?" Diye sordu. Pars, "bilmiyoruz ki abi bizde. Sabah kapıda bir tane flaşh bellek buldum. Baran onu açmaya çalışıyor. " dedi.

O da bir yere oturup olacakları izleme başladı.

Sonunda Baran," heh açılıyor." Diyince daha da meraklandık.

Video açīlınca ekranda kısa süreli bir karartı oluştu. Sonrasında ekranda henüz 15 yaşındaki ben belirdim. Elleri ve ayakları duvardaki zincirlere bağlanmış, üzerinde sadece sütyen ve şort ile duran, vücucudunun neredeyse her yerinde yara olan bir Erda.

Herkes önce şaşkınlıkla bana baksa da ben pek aldırış etmedim. Çünkü ben bu videoyu defalarca kez izlemiştim. Her saniyesinde ne olduğunu ezberlemiştim. Ezberlemiştim çünkü hangi saniye de ne olduğunu aynısını bana yaşatanlara yaşatacaktım. Hepsinden tek tek intikam alacaktım. Sadece tek bir değişiklik olacaktı, onlar bu videonun sonunda ölecekti fakat ben ölmeyecektim. Umarım...

Herkes pür dikkat ekrana bakarken ben içimden o an da ne kadar da aciz olduğumu düşünüyordum. Vücudumun belirli yerlerine bıçakla attıkları çiziklerden sonra nasıl canhıraş bir sesle bağįrdığımı ve onlara istediklerini verdiğime kızıyordum. Vücudumda her sigara söndürüşlerinde attığım çığlıklara...

Herkes büyük bir hüzünle ekranı izliyorlardı. Ekrandaki aciz kıza.

Annem ve babamı ben 14 yaşındayken öldürüp parçalara ayırmış sonrasındaysa o parçaları farklı farklı yerlere atmışlardı. Kardeşimi de benden almışlar ve bir daha yüzünü görememiştim.

En çok üzüldüğüm kardeşimdi. Bari onu verselerdi bana. Vermediler. Her kardeşimi istediğimde canımı daha çok yaktılar. Daha çok dövdüler, daha çok sigara söndürdüler, daha çok kestiler, daha çok...

Bazıları ağlıyordu, bazılarıysa hüzünle izliyorlardı ekranı. Ama benim tek bir kişi dikkatimi çekti. Arel, öyle bir üzüntü ve merhametle beni izliyordu ki o an daha çok şaşırdım. Hatta bir ara sağ gözünden bir damla yaşın aktığını fark ettim. Fakat o hemen onu sildi ve videoyu izlemeye devam etti.

Video nihayet bittiğinde herkes dağılmıştı.

Beril ayağa kalktı ve karşımda dikildi. Beni kolumdan tutup ayağa kaldırdı ve öyle sıkı sarıldı ki bana, bir an için kaburgalarımın kırįlacağını sandım.

VURGUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin