four

22 7 15
                                    

"Neden tanımadığın insanları paylaşıyorsun ki? Kızın nasıl biri olduğu belli değil, başına dert olacak. "

Hongseok, Sangjun'un lafını bitirmesini bekledi. Arkadaşı derin bir nefes aldıktan sonra konuşmaya devam etti.

"Eğer sesini beğendiysen bunu ona söyleyebilir ve bununla yetinebilirdin. "

Hongseok elindeki kahveyi içtikten sonra kafa salladı. Çok sakince arkadaşını dinliyordu.

"Söyledim zaten. "

Sangjun bu cevapla daha da sinirlenmiş arkadaşını asla anlayamadığını işaret eden bir yüz ifadesi takınmıştı.

"O zaman neden paylaşıyorsun? Gerçekten, delirdin mi? Küçükken sana tanımadığın insanlarla konuşma demediler mi? "

Hongseok gülmüş ve arkadaşının yüz ifadesini taklit etmişti. Aynı yüz ifadesiyle cevap verdi. Bu yaptığı kendini güldürdüğü kadar sinirli arkadaşını iyice küplere bindiriyordu.

"Neden paylaştığımı bilmiyorum, o an içimden öyle geldi ve evet, küçükken ailem bana 'tanımadığın insanlarla konuşma.' dedi ama sen az önce 'kıza sesinin güzel olduğunu söyleseydin' dedin ve şuan kendinle çelişiyorsun. "

Sangjun derin bir nefes aldı ve konuşurken dökmemek için masaya bıraktığı kahvesini alarak mutfaktan çıktı. Hongseok da kahvaltısını bitirdiği için sandalyesinden kalktı ve masayı toparladı. Asla etrafını toplamayan arkadaşına alışmıştı. Özellikle de kızdığı zaman inadına her yeri dağıtırdı. Hongseok da arkasını toplardı. Artık oturan bu düzeni kimse değiştirmek istemiyordu.

Hongseok işi bittikten sonra salona, arkadaşının yanına gitmişti. Basketbol maçı izleyen arkadaşının yanına oturmuş ve bir süre o da maçı izlemişti. Daha sonra hiçbir şey anlamadığı bu maçtan sıkılmış ve tekrar arkadaşıyla uğraşmaya başlamıştı.

"Ne anlıyorsun bu spordan? Çok sıkıcısın Sangjun. "

 "

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Social Love - HongriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin