Yerim'in babası mangal başına gelip etlerden bir parça almıştı.
"Yanmayın, dikkat edin. "
"Yanmak mı? İmkanı yok, sen de yemek ister misin? "
Bir parça da Hongseok'a uzatmıştı. Hongseok kayınbabasını hayal kırıklığına uğratmamak için verdiği eti yemişti. Her ne kadar ağzı yansa da bunu belli etmemişti, gözünden düşmek istemezdi.
"Yerim tutsana şu topu! Tamam, en çok senin sevgilin izleme artık ya! "
Nayeon sinirle elindeki topu Yerim'e atmıştı.
"Ya sussana kızım, Jeongyeon gelmedi diye benimle uğraşma. "
Yerim topu geri atmıştı fakat top Nayeon'a ulaşmadan önce Nayeon, Yerim'i kovalamaya başlamıştı. Seulgi ise bıkkınlıkla onları izlemekten vazgeçip Yerim'in annesine yardım etmeye gitmişti.
"Sanki anasınıfı öğrencilerisiniz. "
Yerim koşmaktan yorulunca babası ve Hongseok'un arkasına saklanmıştı.
"Saklanarak kurtulacağını mı sanıyorsun? "
"Merhaba 3 yaşındaki kuzen Nayeon! "
Hongseok gülerek el sallamıştı. Geldiğinden beri mangalla uğraştığı için Nayeon ve Seulgi'ye merhaba diyememişti. Yerim ise onun bu cümlesiyle kafasını Hongseok'un sırtına vurmuştu.
"Hatırlatmak zorunda mıydın? "
"Üzgünüm. "
Babası annesinin yanına gidince uzanıp kulağına fısıladı.
"Teşekkürler Hongseok, benimle olduğun için. "
Tekrar kafasını sırtına yasladığında Hongseok bir elini tutmuştu.
"Ben de Yerim. "
Yerim kafasını kaldırmadan düşündü. Bu kocaman aileye sahip olduğu için binlerce kez teşekkür etti.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.