Başım fena ağrımaya başlamıştı. Bugünle birlikte tam 1 haftadır uykusuz kalmıştım. İçimdeki intikam ateşi peşimi bırakmıyor, uykularımı zehir ediyordu. Ben kendi kendimi intikam ateşiyle büyüten biriydim. Bu yüzden intikam ateşim gerçek ve asla sönmicekti. Bana göre başkası tarafından intikam ateşiyle büyütülen kişinin intikam ateşi sahte ve elinde sonunda sönecekti. Sigaramdan derin bir nefes çektim, ve dumanı dudaklarımdan dışarıya bıraktım. Dumanın gökyüzüne karışmasını izledim bir süre. İçeriye girdim. Bora koltukta uyuyordu(üniversiteden arkadaşım olur kendisi). Odama gittim ve telefonumdan saate baktım. Saat 06.30'du, aylin okula geç kalıcaktı. Aslında okulu 09.00 gibi başlıyordu ama aylin'in hazırlanması uzun sürüyordu. Onun odasına girdim "Aylin, hadi kalk güzelim. Okula geç kalıcaksın."
dedim o, kalkıp yatakta doğrultu ve yüzüme baktı, kaşlarını çattı "sen gene uyumadın değil mi?" "Hayır. Uyumuştum 2 saat önce kalktım." "gözündeki kırmızılık hiçte öyle demiyor ama" "Aylin!" "üfff, tamam be." diyip yataktan kalkıp tuvalete gitti. Bende mutfağa gidip ona ve bora'ya sandviç hazırladım. Salona gittim bora'yı uyandırmak için ama o çoktan kalkmış, yatağını topluyordu. "Ne yapıyorsun sen?" "gördüğün gibi" diyip çarşafı kaldırdı. "görüyorum da neden bana söylemedin? Hallederdim ben""güzelim hep aynı şeyi söylüyorsun. Ve cevabı da hep aynı oluyor "diyip yanağımdan makas aldı. Ben kıkırdadım."Bora, gel sandviç hazırladım." dedim. Bora mutfak kapısında belirdi, mutfakta ki küçük masaya oturup, sandviçi yemeğe başladı. "Sen?, Sen kendine sandviç yapmadın mı?" diyince "aç değilim" dedim ama açtım kaç gündür kahve ve ilaçlarla ayakta duruyordum. Uyuyamıyordum, düşünmekten. "Çok takıyorsun biliyorsun değil mi?" kafamı olumlu anlamda salladım. Aylin de gelip sandviçini aldı ve masaya oturup, yemeğe başladı. "Biz gittikten sonra yatıcaksın tamam mı?" "tamam değil. Büro'ya gitmem lazım." "sıçtırtma bürona!" dedi bora ve ekledi "o siktiğimin bürosu'na hergün gidiyorsun zaten bir gün gitmezsen eksilmezsin." dedi sinirle. Onları daha fazla sinirlendirmemek için " Okey. Evdeyim bugün ve dinlenicem." dedim "Ben kaçtım. Geç kalıyorum" dedi aylin. Benle bora'nın yanağından öpüp evden çıktı. Bora da "güzelim bende kaçtım. Hadi görüşürüz ve uyu anlaştık mı?" "Anlaştık" dedim. Bora yanağımdan öptü ve evden çıktı.
Gene ben ve düşüncelerim baş başa kalmıştık. Kahve makinesini çalıştırdım. Kendime anca bir kahveyle gelirdim. Sigara yaktım ve kahvemin olmasını beklemeye başladım. Makine öttüğünde üçüncü sigaramı yakıyordum. Kahvemi kupa'ya doldurdum ve masaya oturup, kahvemden bir yudum aldım. Nasıl intikam alıcaktım ben? Bu soru kafamın içinden çıkmıyordu. Telefonum'un çalmasıyla irkildim. Telefonu elime aldım, Hikmet amca arıyordu. Önemli bir şey olmuş olmalıydı. Hikmet amca'nın bu saate aramasının başka bir açıklaması olamazdı. Hemen telefonu açtım "Alo hikmet amca" "Bersu kızım" "ne oldu? Siz iyi misiniz?" "Biz iyiyiz. Cenk...""Cenk mi? Ne oldu cenke?! "" öldürülmüş." Beynimden vurulmuşa döndüm." Ne? Na-nasıl? "" Biz de yeni öğrendik.""siz evde misiniz peki " "Evet. Şimdi çıkıcaz bizde""Tamam birlikte çıkalım o halde ben hemen hazırlanıp geliyorum siz beni otoparkta bekleyin" diyip telefonu kapattım. Aklım almıyordu kim?, cenk'i neden öldürmek istemiş olabilirdi?!.
Evet canlarım, kısa oldu ama olsundu. Yeni başladım yani kusurlarım olabilir bu yüzden özür diliyorum ve bölümleri yazmakta cidden zorlanıyorum nedenini anlamıyorum. Senaryo'yu kafamda çok iyi kuruyorum ama iş yazıya geçirmeye gelince hatlar kopuyor bende bunu bir an önce halletmem lazım.
Neyse canlarım size iyi okumalar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntikam Yağmuru
Mystery / Thriller"Bu intikam olmıcak. İzin vermiyorum" "Aylin! Benim çocukluğumu çaldı o. Ne demek intikam alamazsın? Bu hayatta intikam almak istediğim iki kişi var. İkinci kişiden intikamımı aldım, almaya devam ediyorum. Birinci kişiden ise alamadım, alıcam. Sen k...