Napıcaktım ben?! Nasıl çıkıcaktım buradan?
"Avukat!, Avukat!" "Kara?!" dedim ve başımı merdivenlere çevirdim.Son basamağı çıktı ve yanıma geldi. Ne işi vardı burada? Pars'ın sözünden neden çıkıp bana yardım etmeye gelmişti?
"Kara neden gel-""Bir şey sorma avukat! Ben kapıyı açıp içeri giricem sende arkamdan gel ve tetikte ol!" "Ama par-" "AVUKAT!" diyince kafamı salladım.
O, kapıyı açıp içeriye daldı ben ise önce bekledim.
İki el silah sesi duymam ve odaya dalmam bir oldu.
Kara, bir adama silah doğrultmuştu adam da ona.
Yerde dört tane ölü vardı. Gözlerim, adamın arkasına sığınmış kadına kaydı. Ürkek bakışları beni buldu. Güven vermek adına gülümseyen çalıştım. Güven vermek adına mı? Aptal mıydım? Yoksa rol mü yapıyordum? İki dakika önce onları kurşuna dizen ben değilmişim gibi bide gülümsemiştim kadına! Aptaldım! Koca bir aptal!"İndir silah'ını Ferhat!" "Bir adım daha atma!" "Geleceğimizi biliyordun. Hazırlıklı olursun sanmıştım." Ne?! Bu planlı bir şey miydi? Ne bok çevirdiğini daha çok merak ediyordum artık Pars'ın!
Ferhat'ın silah'ı bana çevirdi. Kahkaha attım.
"Dakikalar önce şu sikik olayın işe yaramadığını sana söylememiş miydim? Ucube beyinli yaratık!" diyip ona bir adım attım. "Yaklaşma! Vururum!" "Çokta sikimdeydi açıkcası!" dedim ve bir adım daha attım, bir adım daha ve bir adım daha... Silah'ın namlusu'nu alnıma değdirdim ve "Vur!" dedim "Avukat!" dedi kara ama dinlemedim."Hadisene! Adamsan vur!" dedim elim arka cebimdeydi. Elektroşok cihazını çıkarmak için. Ferhat, emniyeti açtı gibi elektroşok cihazını çıkarıp ona dokunturtmam bir oldu. O, yerde çırpınırken kara'nın "Vay be! Sende ne cevherler varmış avukat" demesiyle ona dönüp gülümsedim.
O sırada içeriye üç adam girdi. Silah'ımı onlara doğrultucaktım ki kara, "Avukat, onlar bizden" dedi.
Kafa salladım. Ferhat'ı kollarında tutup kaldırdılar. Ve odadan çıktılar."Hadi, gidiyoruz." "Kadın? O ne olucak? Alıcak mıyız onu da?" "Hayır, değil mi Nevin Hanım? Sizi almıyoruz." tehditkar bir sesle sordu kadına. Ben kaşlarım çatılı bir halde Nevin Hanım'a baktım. Cevap olarak kafasını salladı. "Güzel!" dedi kara.
Evden çıktığımız gibi araçlarımızı bıraktığımız mezarlığın önüne geldik. Ben motoruma binicekken "Araba'ya avukat" "Pardon?" "Pardon, mardon bilmem ben. Araba'yla dönüyoruz" "Motorum??" dedim soran gözlerle. Bir adam biz doğru yaklaşıyordu, kara ona "motoru mekana getir" bir adama bir motoruma bakıyordum. "Ve unutmadan dikkatli kullan" dedi ve bana dönüp "Hadi avukat. Bekletmeyelim sırtlan'ı"
Adama dönüp "motoruma bir şey olursa, seni motora çeviririm!" dedim ve arabaya bindim.
"Amma da kıymetli motorun varmış. Böbreğini verdin herhalde?" "Sikeyim maddiyatınızı. Her şey para değil. Göt kafalı!" "Anca küfür. Başka bir bok yok!"cevap vermedim. Oda önüne döndü.Aylin, bora ve bora'nın motorcu (bana da motor kullanmayı öğreten) arkadaşları'nın doğum günü hediyesiydi bana. Özeldi. Paha biçilemezdi benim için.
Bir gün, motorcuların yanına gitmiştim. Kendime motor alana kadar onlarınkini kullanıyordum. Neyse.
Doğukan' ın(motorcu çocuklardan biri) motoru Siyah KAWASAKİ NINJA 250 CS1'di.(adını sonradan o söylemişti) motora gördüğüm anda vurulmuştum. Fiyatı da güzeldi(!) hani. Para biriktirmeye başlamıştım. Ama daha yarısı bile etmiyordu. Doğum günüm gelmişti ve.... İşte o gün hayatımın en güzel günü olmuştu. Bora, Aylin ve motorcu çocuklar, Doğukanla konuşup yarı fiyatına anlaşmışlardı ve Doğukan motoru'nu onlara satmıştı. Doğum günümde motoru gördüğüm de bir çığlık atmıştım ki görmeniz gerekirdi! Doğukan ise "Kıyametini bil! Kumral kimseye kolay kolay motorumu satmam. Ayrıca her hafta bakmaya gelicem" diyip göz kırpmıştı. Cidden ilk haftalarda uğramıştı hatta bir kaç kez beraber gazlamıştık ama sonra gelmedi. Arada motorcuların yanına uğrarsam görüyordum onu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntikam Yağmuru
Mystery / Thriller"Bu intikam olmıcak. İzin vermiyorum" "Aylin! Benim çocukluğumu çaldı o. Ne demek intikam alamazsın? Bu hayatta intikam almak istediğim iki kişi var. İkinci kişiden intikamımı aldım, almaya devam ediyorum. Birinci kişiden ise alamadım, alıcam. Sen k...