İLK GÖREV

32 6 2
                                    

Kapının yanındaki boy aynasından aksime baktım.
Aman Allahım! Yüzümün hali neydi böyle!? Dudağım patlamış, elmacık kemiklerim ise hafif morarmıştı.
Amın çocukları! Kapı'nın çalmasıyla aynadaki aksime bakmayı kesip kapıyı açtım.

Pars karşımda duruyordu. "Selam" dedi sıcacık bir gülümsemeyle. "Selam" dedim. Üstünde siyah kısa kollu bir tişört, altında da siyah bir pantolon vardı.
Yüzüme baktı, kaşlarını çattı. "Adamların iyi dövüşüyormuş" diyip göz kırptım. Aramızdaki mesafeyi bir adımıyla kapattı. Ellini kaldırdı ve baş parmağını elmacık kemiklerimin üzerinde gezdirdi. Hemen geri çekildim ve kaşlarımı çattım.

"Ne o bersu benden korkuyor musun yoksa? Ya da Ayben mi demeliydim?"

Donup kaldım resmen şaşkınlıktan. Gerçek adımı nerden öğrenmişti? Beni araştırmıştı tabi ki!

Aptalsın Ayben! Koca bir aptal! Diyordu iç sesim bana.

"Beni araştırdın...." dedim "Ayben Sarıtaş, 1 Kasım 1996, Çanakkale doğumlu. Babası, Sinan Sarıtaş. Annesi, Menekşe Sarıtaş. Kardeş-" "O kaltak kadına sakın annen deme!" diye bağırdım. Şaşırdı ama devam etti. "Kardeşi, Yavuz Sarıtaş. 3 yaşında İstanbul'a taşınmışsınız. O olaydan sonra ailen, memleketinize
taşındınız.  Sen üniversite okumak için İstanbul'a geri döndün 2005 yılında. Aylinle sanaldan tanıştınız. Sonra Aylinle beraber ailelerinizin yardımıyla bu evi satın aldınız. " Alkışladım. Şaşırdı" Bravo! Bravo! Dersine  iyi çalışmışsın Duman, ama ben senin aksine insanları kendilerinden dinlemeyi tercih ediyorum. Yani böyle oradan buradan bulduğum bilgilerle bir insanın iç dünyasını bilemeyeceğimin farkına varmama yarıyan bir akılım var. Çok şükür "
" Şovun bittiyse neden adın konusunda yalan söylediğini söyle "dedi.

"şansa bak ki bu konu seni ilgilendirmiyor! "dedim ve sırıttım. " şansa bak ki bu konu beni ilgilendiriyor! "dedi ve sırıttı.

Koltuğa geçip oturdum ve bir sigara yaktım bunu ona söyleme niyetinde değildim. Oda bunu anlamış olucak ki evimi incelemeye koyuldu.

Yemek masasının arkasındaki şifonyer'in yanına gitti ve çekmeceleri açtı ama takmadım. Tam ikinci sigaramı yakmış düşüncelere dalıyordum ki "Sen eskiden gözlük mü takıyordun?" sorusuyla irkildim.
Lanet olsun! Nasıl unuturdum albüm'ün orda oluğunu?!

"Evet" dedim ve yanıma yaklaştı yüzünü yüzüme eğdi, yüzüyle yüzüm arasında santimler vardı. Ve gözlerimin içine bakarak konuşmaya başladı.
"Adım Pars Emir, Soyadım Duman
1 Aralık 1995 doğumluyum. Babam'ın adı Mehmet, Annem'in adı Serpil. Çete lideriyim. Kitap okumayı severim. Kan, vahşet ve intikam en sevdiğim şeyler arasındadır. Kimseye güvenmem, kimse zaafım değildir ve olamaz! İşte güzel avukat  benden dinledin beni. Şimdi söyle bakalım benim iç dünyamı? 

Dudaklarımı ıslattım. " tam anlamıyla kendini anlatmadın duman. Bunu yoldan geçen birine bile sorsam söyler, eminim. O yüzden, senin iç dünyan konusunda yorum yapamayacağım maalesef "

Benden uzaklaştı ve salonu incelemeye devam etti. Televizyon ünitesi'nin yanından geçti ve duvardaki benim, bora'nın ve aylin'in bir kayalığın üstünde otururken çektiğimiz ve çercevelettiğimiz fotoğraf'a baktı. Ama o fotoğrafla ilgili bilmedi çok şey vardı.

Aramızdaki sessizlik artarken ben sırıtıyordum.
"Güzel fotoğraf" dediğinde kahkaha attım ve "Fotoğraf olduğuna emin misin?" yüzüme allık allık bakarken ben çok eğleniyordum. "Peki sen söyle bayan çok bilmiş nedir bu?" dedi alayla "Puzzle" dedim keyifle.
Kaşlarını kaldırdı "Nasıl?" dediğinde yüzündeki şaşkınlık sesine de yansımıştı "Evdeki gördüğün çoğu tablo veya fotoğraf aslında bir Puzzle. Bunu sosyal medya da görmüştüm bir kadın yapıyordu. Fotoğraf gönderiyosun oda o fotoğrafı puzzle'ın üstüne koyuyor.
Böylece size özel puzzle olmuş oluyor. Kutudaki puzzlelar gibi oluyor işte. Ama bir manzara resmi yerine senin ya da sevdiğin birinin resmi oluyor üstünde "dediğimde anladığını belli etmek için kafa salladı.

İntikam Yağmuru  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin