"İŞTE BENİM KIZIM!"

33 5 0
                                    

Şok olmuştum. Kelimenin tam anlamıyla şok olmuştum. Pars Emir Duman'ın bir kız kardeşi vardı.
Saçları sarı, boyu 1.60 civarlarındaydı. Pars'ın boyu 1.85 olduğu için göğsüne geliyordu kız.

"Pars, özür dilerim. Dinlemedi beni." diyen sesle bakışlarımı onlardan çekip sesin sahibine yani Begüm'e çevirdim. Begüm mü bakıyordu kardeşine?

"Abicim senin burda olmaman gerekiyordu." dedi Pars sorar bir tonda.

"Bana kitap okur musun?" dedi adını bilmediğim kız. Sahi adı neydi bu kızın? "Olmaz güzelim." "Olur. Hadi abi lütfen!.""İşim var güzelim. İşimi bitirim, okurum. "dedi ve ekledi." Begüm ablan sana okusun olmaz mı?"
" Evet, gel ben sana okurum. "dedi begüm ama kız kafasını iki yana sallayarak" Hayır! Sen ok-"beni fark etmesiyle cümlesi yarıda kesildi.

"Bu güzel abla kim?" "O...."dedi Pars cümle kuramıyormuş gibi.

Ben gülümseyerek kıza elimi uzattım ve" Ben Bersu Sarıtaş, abinin avukatıyım. Senin adın ne? "" Mehir.... Mehir Duman."" Adının anlamı ne? "" Ay parçası. "dedi yüzünde kocaman bir gülümsemeyle Pars'a bakarken" Abim koymuş. "" Ne güzel. Seni tanımlayan bir isim olmuş. Ay kadar eşsiz ve güzelsin çünkü. "dedim gülümseyerek." Yaa! Çok teşekkür ederim. Senin adının anlamı ne? "" Gönüle akan su. "" Vay be! Ne güzelmiş, adının anlamı."" Seninkinin yanında esamesi bile okunamaz. "dedim ve göz kırptım. Güldü. Abisine dönerek" Hadi ama abi, kitapoku bana. "
" Abicim ço-"diyen Pars'ın sözünü kesip" Benim okumamı ister misin? "" Bizden başkasının okumasıyla uyumaz o."dedi filli boya.

" Filli boya, çok konuşuyorsun ama boş konuşuyorsun. Yani şey gibisin balon gibi hacmin büyük gibi ama tek bir iğne ucuna küçülüceksin. Ve ben memnuniyetle o iğne ucu olurum. "dedim ve göz kırptım. Sonra Mehir'e dönüp" Kabul mü? Fındık Faresi. "dediğimde kıkırdadı ve" Fındık Faresi mi?"dedi ve ekledi." Kabul! Oku bana kitap. "dedi ellerini çırparken.

Pars bana anlamsızca bakıyordu. Ne yapmaya
çalışıyorsun? Diyordu gözleri. Omuz silktim.

Mehir elimi tuttu ve" Hadi gel. "diyip beni, Pars'ların kaldığı binaya sürüklemeye(!) başladı.

Üst kata çıktık ve sağ tarafa döndük. Gördüğümüz ilk kapı'yı açtı ve." Burası, benim odam. "dedi. İçeri girdim. Yatak, çalışma masası, ufak bir dolap ve halı. Odasında bunlar vardı. Ve hepsi pembe ve beyaz'dı.

"Nasıl? Beğendin mi oda mı?"" Evet, çok beğendim."
Dedim. Çalışma masasına ilerledi ve bir kitap seçti.
"Bunu, okumanı istiyorum." dedi ve bana elindeki kitab'ı uzattı. Kapağında Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu yazıyordu. Bu kitab'ı okumuştum. Ama yorumum pek güzel olmamıştı. Zaten baya küfür eden bir kızdım. Adama baya sövmüştüm. Ama hakediyordu.

"Klasik mi okuyorsun?" "Aslında, her tarzda kitap okurum." "bendesin yani." diyip göz kırptım. "Sendenim" dedi gülerek. "kay bakalım, fındık faresi."
dedim ve Mehir yatakta kenara kaydı.

"Yorgan'ın altına gir, güzelim." dedim. Mehir, yorgan'ın altına girdi. Bende yanına oturdum ve sırtımı yatak başlığına yasladım.

"Abin seni çok seviyor." dedim konu açmak için. Pars'ın kopyası olan gözlerini gözlerime dikti ve "
" Annem ve abim benim için birer kitap. "" Kitap mı? Onları neden kitaplara benzetiyorsun? "" Çünkü kitapları çok çok seviyorum. Ve onları kitaplar kadar hatta kitaplardan daha çok seviyorum. "" Hmm, çok güzel dedin tatlım." dedim ve" Hadi, okumaya başlıyorum. Sende gözlerini kapat. "kafasını salladı.

Ben okumaya başladım. Beşinci sayfadayken bakışlarımı kitaptan alıp Mehir'e çevirdim. Uyumuştu.
Gülümsedim ve bir süre onu izledim. Pars'a benziyordu. Ama sadece gözleri. Pars buğday tenli'ydi. Mehir ise beyaz tenli'ydi. Pars kumral'dı. Mehir ise sarışın'dı. Acaba annesi mi beyaz tenli ve sarışın'dı.

İntikam Yağmuru  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin