Hepimiz salonda oturmuştuk.Abim Emre'ye karşı sessiz ve sakindi.Garip bir ortamdaydık.Herkes birbirine bakıyor ama konuşmuyor.
Selim,'Ne için geldiğini artık söyleyecek misin,yoksa kapı dışarı mı edelim seni ?'
Sonunda birisi ağzını açmıştı.
Emre,'Sizinle konuşmaya değil Ateş'le konuşmaya geldim.'
Nasıl yüz bulup gelmişti merak ediyordum.Abim hiçbir şey demeden yerinden kalkıp bahçeye çıktı.Emre'de onu takip ederek bahçeye çıktı.
'Şaka gibi abi ya.' diyen Selim'e çevrildi bakışlar.'Sen iyi misin İdil ?' dedi Ayça.Ona gülümsedim ve kafamı olumlu anlamda salladım.'Kafama takılan bir şey var.O gün konuştuğu kişi kimdi ?' dedim Selim'e bakarak.'Buluruz.' dedi rahatça.Her yerde elleri kolları vardı.Henüz karanlık tarafı bilmiyordum.Tanışmamıştım.Merak ediyordum bu evdeki insanların karanlık tarafta nasıl olduğunu,ne işler yaptıklarını,düşmanları,ne kadar kötü olduklarını merak ediyordum.Abim bana kötü,karanlık tarafını göstermiyordu.Ben her zaman onun prenses,masum,iyi,melek kardeşi olarak kalmamı istiyordu.Asla bu işlere girmememi ve hayallerimi gerçekleştirmemi istiyordu.Ama ya hayat beni bu karanlık tarafa girmeye zorlarsa ? Seçim yapmak zorunda bırakırsa ? Bir kadın daha ölmeyecekti abimin değer verdiği.Bir kadın daha bir erkek uğruna can vermeyecekti.Emre hızlıca bahçeden çıktı.Öfkeli duruyordu.Bana son kez bakıp evden çıktı.Onun evden çıkmasıyla birlikte abim salona girdi.
'Ne olmuş,niye gelmiş ?' diye sordum.
'Seni ilgilendirmiyor İdil.' dedi abim yerine oturarak.'Bugün yemeğimizi dışarda yiyelim.Hem İdil'in ilk dershane gününü de kutlamış oluruz.' dedi.
'Çok iyi fikir.' dedi.''Haydi hanımlar hazırlanın.' diyerek yerinden kalktı Selim.Ayça'yla birlikte hazırlanmaya başladık.Dolabımı açtım içinden siyah,ince ipli,sade bir elbise seçtim.Elbisenin içine giymek için beyaz,dar,boğazlı bir badi seçtim.Ayağıma da siyah,deri ve uzun çizmelerimi giyecektim.Çizmelik bir hava yoktu ama kombinime de o uyuyordu.Üstümü giyindikten sonra yüzüme pek bir şey yapmadım.Sadece aylaynır çekip,hafif yanaklarıma allık sürdüm.Dudağıma da renkli nemlendiricilerimden birini sürdüm.Saçlarımı düzleştirdim ve hafif uçlarını dalgalandırdım.Ufak zincirli çantamı alıp,parfümümü de sıkarak odadan çıktım.Salona indiğimde Ayça'nın çoktan inmiş olduğunu gördüm.'Allah'ım sen insanlara mukayet ol.Bu güzellikler karşısında bayılmasınlar.' diyen Selim'e gülümsedim.Ayça,Selim'in koluna girdi ve Selim'de Mert'in arabasını tutarak çıktılar evden.'Çok güzel olmuşsun prensesim.' diyen abim alnımdan öptü.'Teşekkür ederim.E sonuçta kimin kardeşiyiz.' dedim gülerek.Koluna girdim ve evden çıktık.
Geldiğimiz yer boğaza sıfır ve biraz yüksek bir yerdi.Bizim için abime özel olan masaya geçtik.Herkesin gelip abime hoşgeldin etmesi dikkatimden kaçmamıştı.Ama şu an bu konuyla ilgilenecek vaktim yoktu.Çünkü boğaz manzarası muazzam görünüyordu.Gözlerim takılı kaldı uzakta hareket eden tekneye ; martıların suya çarpışlarına,boğazın ışıltılı görünümüne.'Sevdin galiba sen burayı.' diyen Mert'e çevrildi gözlerim.Aslında sevmekte değildi bu.İlk defa böyle bir yere geliyordum.
'Evet,çok huzur verici bir manzarası var.' dedim ve gülümsedim.O sırada garson gelip siparişlerimizi almıştı.Yemekler çok lezzetliydi.Beyaz şarabımı içerken gözüm ilerideki masaya takıldı.Abim gibi birisi gözlerini bu masaya dikmişti.Göz göze geldik,uzun uzun bana baktı.Daha sonra ise hesabı ödeyip kalktı.Abim baktığım yöne doğru bakınca yüz hatları gerildi.Bana dönerek 'Önüne bak.' dedi.Yerinden kalkıp 'Benim birkaç telefon görüşmesi yapmam gerekiyor.' dedi ve gitti.O sırada telefonuma bildirim sesi geldi.Ekrana baktığımda Emre'den bir mesaj geldiğini gördüm.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yasak Aşk
Novela Juvenilİdil,babasından şiddet gördüğü için evi terk eder ve abisinin de hayatına girmesiyle kendi hikayesini yeniden yazmaya başlar.Bu hikayede ablasının intikamını almak için onu öldürmek isteyen Emre,İdil'e hep yasak gözüyle bakıyor.Mantığıyla kalbi aras...