Nefret ediyordum. Aynada gördüğüm parayı basan her erkeğin elde edebileceği bedenimden nefret ediyordum. Yine de gülümsedim. Üzerimdeki zümrüt yeşili mini elbiseyi aşağı doğru çekiştirdim. Biliyordum ki her halükarda yukarı çıkacaktı. Uzun kızıl saçlarım dalgalıydı. Yüzümde abartılı bir makyaj vardı. Ta ki tanımadığım bir adamın yatağında dağılmış bir şekilde uyanana kadar o makyaj yüzümde duracaktı. Burukça gülümsedim. Oysaki ne güzeldim. Bu iğrenç yerde kirlenmemesi gereken saf bir ruhum vardı. Dedikleri şeyin çoğunu anlamaz, bana dediklerini yapardım. İtaatkâr bir köle gibi bizi burada toplayan adamın dediklerini yapardım. Yapmak zorundaydım. Yoksa diğerlerine nazaran her türlü pisliğe ev sahipliği yapan bir adamın önüne atılır, sabaha kadar acı çekerdin. Bunu acı bir şekilde öğrenmiştim.Masanın üzerinde duran kitabı elime aldım. Kaçıncı okuyuşum olduğunu hatırlamadığım kalın kitabı göğsüme gömüp odadan çıktım. Kızların olduğu yere, yani geniş salona geçtim.
"Çok güzel olmuşsun kızım. Bugünün zengin müşterisini sen kapmasan bari."
Bu iğrenç söyleme sadece hafifçe gülümsedim. Mini elbiselerle donatılmış, ağır makyajlarla süslenmiş, satışa sunulurcasına göz önüne koyulan kızların yanından geçerek uzağa oturdum. Bacak bacak üstüne attım. Vücudumun görünmesinden rahatsız olmazdım. Aksine yakışıklı erkeklerin vücudumu beğenmesi hoşuma giderdi. Tek sıkıntı bu olanların bu ev içerisinde yaşanıyor oluşuydu. Hoş değildi.
"Ebruli! Kız sen yine mi kitap okuyorsun! Ben sana demedim ki işe çıkacaksın diye!"
Bizi bu eve tıkıp parayla satan adam olan Ali abi kızarcasına konuştu. Anında ayağa kalktım. Kitabı oturduğum koltuğun yastığının altına saklayıp ellerimi önümde birleştirdim.
"Gidiyorum Ali abi."
"Hemen."
Kafamı salladım ve bana alay eden gözlerle bakan kızların yanından geçerek eninde sonunda ne olursa olsun asla kurtulamayacağım o yere geldim. Kapıyı açtığım anda yoğun içki kokusu ve alçak sesli de olsa duyulan müzik sesi kulaklarımı kapladı. Bar sandalyesine oturdum.
"Her zamankinden küçük hanıma."
Tabii bir de bu durum vardı. Bu evin en küçük kızıydım. Ali'nin kızlarından en küçüğü. On dokuz yaşıma yeni girmiştim. Bu yüzden ilgi odağıydım. Güzeldim, gençtim. Eh, işimi de iyi yapardım.
İçkiye uzandım ve minik bir yudum aldım. Kafamı kaldırıp etrafa baktığımda bir çift siyah göz ile gözlerim kesişti. Bana dikkatle bakarken gülümsedim ve bardağımı onun için kaldırdım. Hafifçe gülümsedi ve yanında duran Ali abiye dönerek bir şeyler söyledi.
Sanırım bu gece kimin yatağında uyanacağım belli olmuştu.
‡‡‡‡
"Komiserim emin misiniz?"
Kafasını salladı.
"Eminim Orhan. Eminim."
"Bizim Rüstemden de güzel pezevenk olurdu aslında."
Şahin komiser sertçe yüzüne baktı. Anında susan Mustafa kafasını önüne eğdi.
"Bir hafta boyunca oraya gideceğim. İllaki biri bizimle iş birliği yapacaktır." dedi Şahin önündeki dosyalara bakarken. En alttaki dosyaya baktığında kaşları çatıldı. Çekip çıkardı onu saklandığı yerden.
Nesil Yel
19 yaşında
Dört yıldır orada çalıştığı biliniyor.
Anne ölü. Baba yok.
Fotoğraf:
Dosyasında birkaç bilgisi ve on beş yaşında çekilmiş bir fotoğrafından başka bir şey yoktu. Merak etmişti. Gerilmişti. Gencecik olan bu genç kızın orada ne işi olduğunu anlamaya çalışıyordu.
"Komiserim?"
"Söyle Rüstem."
"Emir geldi. Bu gece başlıyoruz."
‡‡‡‡
Nesil Yel | Ebruli
Şahin Rengin‡‡‡‡
Selamlarrr!!
Günaydınlar efenim hepinize merhabalar.
Yeni kurgumla karşınızdayım. Umarım beğenirsiniz.
Öpüldünüz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ebruli | Komiser +18
Teen Fiction15 yaşında zorla genelevde çalışmak zorunda kalan Nesil özel gorev için müşteri maskesiyle içeriye sızan Şahin Baskomiser ile işbirliği yapacak miydi?