Gözlerimden yaşlar dökülürken kadınlığımda hissettiğim dudaklar ile ağlamam şiddetlendi. İstemiyordum. İstiyor gibi yapmalıydım. Yalandan inledim. Kızıl saçlarımı iki yandan toplamışlardı. Saçıma takılan minik tokalar ve yüzümdeki renkli makyaj her şeyi açıklamaya yetiyordu. Beni çocuk sapığının önüne çocuk gibi giydirip atmışlardı. Bacaklarımdaki pembe külotlu çorabı aşağı doğru çekmişti. Üzerimdeki mini sarı çocuk elbisesi benim vücudum için özel olarak ayarlanmıştı."Çok iyisin benim güzel kızım."
Çığlık attım. Kendimden o kadar çok iğreniyordum ki dayanamadım.
"Bağır benim için bağır."
Hayır, bundan zevk alıyor olamazsın. Hayır!
Sırtımı duvara yaslamış önümde eğilmişti. Dudakları kadınlığımı okşarken hiçbir şey hissetmiyor zevkin zerresini hissetmiyordum.
Kapı sertçe açıldı. Kimin geldiğini görmesem de adamın yere düştüğünü anladım. Sıkıca kapattığım gözlerimi araladım. Şahin Rengin silahını sıkıca kavramışken gözleri bana kaymamıştı bile. Hızlıca üzerimdeki külotlu çorabı bir çırpıda çıkartıp elbisenin eteklerini düzelttim. Saçım bozulmuş, makyajım dağılmıştı.
Ağlamam şiddetlendi. Birilerinin duymasını umursamadan bağıra bağıra ağlıyordum. Sırtımdan tuttu ve tek eliyle beni göğsüne bastırdı. Ellerimi beline doladım ve gömleğini ıslatma pahasına yüzümü göğsüne bastırdım.
"Geçti. Geçti ağlama."
Geçmemişti. Hâlâ dudaklarını hissedebiliyordum. İğrenç bir histi.
İçeriden gelen sesler ile korkuyla geriledim.
"Korkma bizimkiler. Hadi aşağı." Elimden tuttu ve hızlıca beni sürüklercesine odadan çıkarttı. Alt kata indiğimizde büyük bir izdiham yaşanıyordu. Polisler kızları kelepçelemiş getirdikleri büyük otobüse bindiriyorlardı. Korkuyla geriledim. Hani kızları tutuklamayacaklardı? Yanlış kişilere mi güvenmiştim?
Sıkıca tuttuğu elimi kurtarmak için geriye doğru çektim. Kaşları çatık bir şekilde bana doğru döndü. O kadar çok ses vardı ki beni anlaması için ağzımı oynattım.
"Yalancısın."
Anlamaz bir ifadeyle yüzüme baktı ve elimi eskisinden daha sıkı kavrayıp ilerlemeye başladı. Dışarı çıkmıştık. Beni kadın bir polise emanet edip ortadan kayboldu.
"Üşüyor musun?" dedi zangır zangır titreyen bedenime bakarken. Utançla kafamı salladım. Şahin başkomisere çok utanç verici bir şekilde yakalanmıştım. Burada oluşum bile çok utanç vericiydi.
Omzuma konan battaniye beni düşüncelerimden uzaklaştırdı. Sıkıca sarıldım.
"Sizi Şahin baskomiserimin arabasına bindireceğiz. Buyrun bu taraftan."
Böyle bir saygıyı hak etmiyordum. Benimle böyle konuşmamalılardı. Bana hak ettiğim bakışları vermeli kim olduğumu bana unutturmamalılardı.
Arabanın ön koltuğuna oturdum. Yarım saat sonra Şahin bey geldi. Sürücü koltuğuna oturdu. Yan gözle bana baktı ve arabayı çalıştırdı.
"Neden bir anda yalancı oldum küçük hanım?" dedi hiçbir duygu belirtmeyen sert sesiyle. Omuz silktim.
"Size buradaki bazı kızların masum olduğunu söylemiştim. Onları niye tutukladınız?"
Güldü.
"Kimin suçlu kimin masum olduğunu anlamamız için önce onları sorgulamamız gerekiyor."
Hiç aklıma gelmemişti. Onu suçladığım için utançla başımı önüme eğdim. İçinde bulunduğum bu utanç verici durum haricinde ayriyetten utanmam daha fazla kafamı kaldırmama izin vermedi.
"Kaldır kafanı. Sen utanılacak bir şey yapmadın."
"Yalancı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ebruli | Komiser +18
Teen Fiction15 yaşında zorla genelevde çalışmak zorunda kalan Nesil özel gorev için müşteri maskesiyle içeriye sızan Şahin Baskomiser ile işbirliği yapacak miydi?