0.1

6.1K 80 1
                                    


Omuzlarından ittirerek yatağa düşmesine sebep oldum. Hafifçe gülümsedim ve kucağına oturdum. Kollarını yatağa yaslamış destek alıyordu.

"Şunu görüyor musun?" dedi gömleğinin içindeki minik bir noktayı gösterirken. Gözlerim sonuna kadar açıldı ve korkuyla ayağa kalktım. Üzerinde kamera vardı. Bu endişeli halime güldü.

"Ali abi içeriye kamera soktuğunu anlarsa seni öldürür." dedim onu azarlarcasına.

"Öyle mi küçük hanım?"

Gözlerimi kıstım ve kollarımı göğsümde bitleştirdim.

"Odadan çık. Yoksa bağırırım." dedim kendime güvenen halimle. Her şeyi bu oda içerisinde yapabilirdim ama bir kamera beni çekerken... Asla!

"Kimse bağırışlarının yardım çığlığı olduğunu anlamaz." Arsızca sırıtırken gaspa uğramış gibi ağzım açıldı. Kaşlarım çatılırken güldü. Hâlâ yatakta oturuyordu.

"Neden kamera var? Yoksa sapık mısın?" dedim üzerine doğru eğilirken. Eğildiğim için daha fazla açılan dekoltemin farkına varınca hızlıca düzelip elimi göğsüme koydum. Gözleri dekolteme kaymamasına rağmen bu garip heyecanıma gülümsedi.

"Sence buradaki tek sapık ben miyim? Hadi gel, bir kereden bir şey olmaz." Kolumdan tutup beni kucağına oturttu. Gözlerim sonuna kadar açılırken ayağa kalkmak için kuvvet uyguladım ancak beni çok sert tutuyordu.

"Hadi lütfen. Çok ihtiyacım var." Yalvarırcasına konuşması ondan daha fazla iğrenmeme neden olurken elimi kaldırdım ve yüzüne sertçe bir tokat attım.

"Bırak beni!"

Omuzlarımdan tuttu ve beni sertçe yatağa yatırdı. Ben çırpınırken o ise sadece beni tutmaya çalışıyordu.

"İki katı para veririm. Sadece seni çekmeme izin ver."

Çığlık attım. Eliyle ağzımı sertçe kapattığı için kısık bir inlemeden başka bir şey duyulmuyordu.

"Bir orospuya göre fazla erdemli değil misin?"

"Bir sapığa göre fazla şerefsiz değil misin?" diye karşılık verdim. Güldü ve hiç beklemediğim bir anda beni bıraktı ve ayağa kalktı. Elini kulağına götürdü.

"İşbirlikçimizi buldum." dedi dikkatle beni incelerken. Hızlıca ayağa kalktım. Dağılan kıyafetlerimi düzeltirken koltuğa oturdu ve bacak bacak üstüne attı.

"Sen kimsin?" dedim üzerine doğru ilerlerken. Elini ceketinin iç cebine attı ve kimliğini çıkarttı.

Üsküdar Emniyet Müdürlüğü

Başkomiser Şahin Rengin

Hassiktir diye mırıldandım. Kafamı kapıya doğru çevirdim. Bağırsam beni kurtarabilirler miydi?

"Beni tutuklayacak mısın?"

Korkmuştum. Daha çok gençtim.

"Sana bağlı." dedi yüzümden bakışlarını ayırmadan.

Karşısındaki tekli koltuğa oturup bacak bacak üstüne attım. Kollarımı göğsümde bitleştirdim. Kendimden emin durmaya çalışmama güldü.

"Yardım edecek misin?"

"Ali abinin tutuklanmasına mi?"

Kafasını salladı. Gözlerim mutlulukla parlarken gülümsedim.

"Beni ve diğer kızları tutuklamayacağınız ne malum? Nasıl güvenebilirim."

Derin bir nefes verdi. Endişemi anlıyor gibiydi.

"Türkiye Cumhuriyeti'ne çalışan bir polisim. Bana güvenmekten başka bir çaren yok."

Haklıydı. Tek çıkış yolum oydu.

‡‡‡‡

Kısa oldu biliyorum ancak yarın denemem var. Deneme sonrası güzel ve uzun bir bölüm atacağım bebişler. Beklemede kalınn!

Ebruli | Komiser +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin