5. BÖLÜM

63 4 4
                                    


JK

Dün yaşanan saçma muhabbet çok sıkmıştı ve dayanamayıp oradan ayrılmıştım. Daha sonra da ne olduğunu bilmiyorum ama içerden kahkaha sesleri geliyordu. Büyük ihtimal anlaşmaya başlamışlardı. Gerçi hiç keyfim yoktu. İçimde bir his vardı ve bu hayatı bana çok görüyordu. Her an birşeyler olsa şaşmazdım. Kader hep yüzüme güler ama bazen de sadece gülüp geçer. Yani kader bazen de beni takmaz ve hayatıma hiç istemediğim saçma izler bırakırdı.

Aslında ben taeyi sevmiyorum. Sevmem de. Bazı insanlar bana o garip bakışı yaptığında herşeyin yalan olduğunu, bu saçma konunun sadece bir oyun dan ibaret olduğunu yüzüne bağıra bağıra söylemek istiyorum ama anlaşmayı bozmamam gerek.

Sabah kalktığımda yeni evimizde yeni yatağımda uyandım. Belime sarılı kollar vardı. Göğüsümde ise minik bir kafa. Biz araya yastık koymamış mıydık? Yanımda minik bir beden uyuyordu. Tae yavaş yavaş uyanmaya başladı. Kendisi gibi minik olan gözleri açıldı. İlk önce benim gibi yanında kimin yattığına baktı. Sonra ise sanki normalmiş gibi "günaydın" diyip gülümsedi. Kalbini kırmak istemediğim için sadece gülümsedim.

Olduğu yerde bana daha çok sarıldı. Bu sefer karnımda hissettim minik kafasını. Çok sıkı sarılıyordu. Sanki ben kaçıp gidicekmişim gibi. Aslında onu kardeşim olarak görebilirim. Evet aynı yaştayız ama o bana göre daha sevimli. Belki de şuan bana küçük kardeşim sarılmış gibi düşünmeliyim.

Kapı çaldı. Bu yoonginin sesiydi. Karnında ki minik kafa bu sesi umursamadı. Yoongi sevinçli bir şekilde konuştu "hadi kalkınn sabah oldu hala uyuyorsunuz. Bakın 10 saniye içinde kalkmassanız sizi basarım. 10... 9... 8..." Tam kalkıcaktım ki taenin uyuduğunu fark ettim. O kadar sıkı sarılıyordu ki hareket bile edemedim. Yoongi saymayı bitirmişti. İçeri daldı ve ağzı açık kaldı. Bende sanki uyuyormuşum gibi yaptım. Her köşeden fotoğraflarımızı çekip hızlıca kaçtı. Ben sana bunu ödetirim yoongi bey.

Aşağı inecektim ki tae hala uyanmamıştı.
Hafifçe dürttüm. Sonra gözlerini açmadan "uyanık olduğumu hala anlamadın değil mi?" dedi. Çok şaşırdım. Uyanık olmasına rağmen niye bana sımsıkı sarılıyordu? Uykudayken fark etmeden sarıldığını düşünüyordum. Neden abi neden? Bu hareketleri ne zaman son bulucak? Hemen cevap vermem gerektiğini hissettim ve konuştum. "Uyanık olduğunu biliyorum. Artık beni bırak diye dürttüm." dedim ve çok büyük bir kahkaha attı. "Neden güldün?" dediğimde "Uyanık olduğumu bilmediğini biliyorum. Tepkilerin çok şirin." diye yanıtladı.

Hadi amaaa. Bu da ne? Cidden yeter ya nerden anlamış olabilir ki? Büyücü olduğunu düşünmeye başladım. Zihnimi falan okuyor herhalde. Hemen onu ittirdim. Arkamdan o gülüşü yaptığını biliyorum. Komik değildi bence. Kim kardeşiyle o durumda olsa kardeşini uyandırmazdı. Ben yapınca mı komik oluyor?

Hemen odadan çıktım ve aşağıya indim. Bizim grup çoktan kalkmış kahvaltılarını yaparken bana sırıtıyorlardı. En başta anlamadım. İç sesimi bütün ev duymuyordu ya. Yoongi telefonunu çevirdi ve ağzım açık kaldı. Herkese bu sabah her köşeden çektiği fotoğrafları göstermişti. Arkamdan da tae indi. Onun da ağzı açık kaldı. Hepsi bize gülüyordu. Yoongi "Arkadaşlar bu beraber yaşama fikri gayet iyiymiş. Hep burda beraber yaşayalım. Her sabah telefonumda farklı pozlar da görebilirsiniz." dedi ve dediği gibi onu kovalamaya başladım.

Yoongi aynı yüzsüzlük ile konuşmaya devam etti. "Yada acaba taeyle jk beraber yaşasa da biz sadece sabahları mı gelsek?" Hemen bir cevap geldi. Tae ağzını açtı sonunda. "Yoongi kes sesini çatallarım seni bak." Yoongi hazır cevap hemen konuştu. "Yok o çatal sana lazım olur ben almiyim." Şu ortamda akıl sağlığına sahip olan biri olmadığından dolayı herkes gülmek ile yetiniyordu.

Neyse ki konuşmaya akıl eden birisi oldu. Namjoon "of kesin kavgayı güldük eğlendik yeter amq bokunu çıkardınız." dedi ve sonunda biri haklı konuşmuştu. Yoongi tam ağzını açacaktı ki hemen bıçağı ona doğru salladım. "Tek kelime edersen dilini doğrarım" dememle hemen konuştu yoongi bey "hep şiddet hep şiddet ne kadar kabasın biraz insan ol benim gibi" demekle yetindi. Artık yoonginin düşük IQ seviyesine düşmek istemediğim için susmayı tercih ettim.

Bugün tatil olduğundan dolayı lanet coğrafya dersinin tekrarını yapmak zorundaydık. Coğrafya işimde ne işime yarayacak bilmiyorum ama çalışmak zorundayım. Çalışma odasına çıktık ve hepimiz asla sevmediğimiz derse çalıştık. Tae yerinde duramayan birisi olduğundan bugün çok yorulmuştu. Bi anda omzuma düşen bir minik kafa hissettim. Tahmin ettiniz dimi kim olduğunu? Kim Taehyung.

Off sırf gündem olucam diye girdiğim hallere bak. Yoongi fotoğraflarımızı çekiyordu. Bunları paylaşsın da en azından biraz gündem olalım. Sabahtan beri elime almamın mümkün olmadığı telefonumu aldım. Açtığım gibi bildirimler yağıyordu. Yoongi sadece sabah çektiği fotoğrafları değil her yan yana geldiğimizde fotoğraf çekip göndermiş?! Bu da ne demek? Ayrıca benim telefonum niye sessizde? Hemen yoongiye bir bakış attım. Kaçmaya başladı ama koşamıyacak halde olduğum için yerimden kıpırdamadım.

Uyuyordu. Kim Taehyung. Nasıl bu rahatlığı benim omzumda buldu? Hep yanımda ve hep benimle beraber olmasına alışamayacağımı biliyorum. Evet şu karmaşık olaylarda bildiğim tek şey buydu. Herkes sevgili olduğumuzu biliyordu ve çoğu kişi de bizi tebrik etti. Bazıları hariç. Onlar bizimle alay eden aptallardı. Evet gay değilim ama olanlara böyle yapıyorlar ve ben bunu yeni fark ediyorum. Cidden kötü birşey. Bence insanların yönelimi kimseyi ilgilendirmez herkes istediği gibi rahat rahat yaşamalı.

Tae gözlerini açtı ve konuştu. "insanların yorumlarını neden önemsiyorsun? Onlar senle dalga bile geçse tam olarak istediğin hayatı yaşamalısın. Kimsenin senin hayatını değiştirmesine izin verme." Aslında bunlar bana mantıklı geldi. Kim ne derse desin insan istemediği birşeye maruz kalmamalı ve istediği şeyin yolundan gitmeli. Çenesi olan konuşuyor maalesef. Bunu durduramayız. Yine de onları umursamıyacağım. Çoğunluk benim yanımda zaten. Sıkıntı yok ve olmayacakta. 1 2 aya ayrılırız. Sonra o yoluna ben yoluma.

Tae parlayan gözleriyle bana bakıyordu. Bana aşık mı bilmiyorum ama belirtiler var. Eğer beni seviyorsa ne yazık ki ben onu sevmiyorum. Zamanla tanıdıktan sonra belki arkadaş olarak kalabiliriz. Ne de olsa düşman olayı bitti. İddia da bitti. Hala dip dibe olduğumuzu unutmuştum. Gözleri benim gözlerimi yedi. O kadar aşık bakıyordu ki. Hayır. Beni sevmiyor ve sevmez. Bana herkes bakar ama Kim Taehyung bakmaz. Bunu unutmayalım o benim kardeşim. Küçük kardeşim. Bu olaylar da sadece bir oyun ve kısa bir zaman sonra bitecek. Kardeşim gibi seviyorum onu.

Taehyung:
Kook iyi misin?

Jungkook:
Noldu gayet iyiyim.

Taehyung:
Sürekli dalıp gidiyorsun birşey olduysa bana söyleyebilirsin.

Jungkook:
Ne alaka ya daldığım filan yok.

Taehyung:
Tamam yine de aklında bir soru kaldıysa söyle cevapliyim.

Jungkook:
Sıkıntı yok ama neden sürekli dibimdesin burası okul değil evdeyiz kimse bizi görmüyor.

Taehyung:
Sadece yakın olalım istedim birbirimizi tanımıyoruz ve bu zaman böyle geçmez aynı evde yaşıyoruz sus pus oturalım mı yani.

Jungkook:
Tamam yorulduysan uyumaya git omuzum ağrıdı.

Taehyung:
Rahat bulduğum tek yerde bile yatamayacağım herhalde neyse gidiyim ben.

Selamm!!

Uzun zamandır bölüm gelmiyor
çünkü gerçek hayatım aşırı
yorucu🥱

Bu bölümü bile yazarken çok
üşendim

Sizce tae neler karıştırıyor?
Fikirlerinizi bekliyorum
bebitolarım💅💅

maybe one day | TAEKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin