"Son kısmı tekrar çalışalım." Oturduğu masanın üzerinden kalkıp baterisinin başına geçerken konuştu Huening Kai.
Okulun popüler çocuğu, alımlı bakışları ve sarı saçlarıyla onu beğenmeyen bir insan evladı göremezsiniz buralarda. Yalnızca ben değil, herkes hayran ona. Derslerinde başarılı, temiz kalpli, güzel ve yetenekli. Ona ilgi duymuyorum, onun yerinde olmak istiyorum.
"Yeonjun. Burada mısın?" Beomgyu'nun elini suratımın önünde sallamasıyla düşüncelerimden sıyrılıp kendime gelmiştim. "Evet, pardon dalmışım."
Beomgyu, grubun neşe kaynağı. Bas gitarist. Basçının gruba ne faydası var esprisi yapmayın hiç, Beomgyu olmasa biz de olmazdık. Hepimizi teker teker bulup yalvar yakar kurmuştu bu grubu.
"Vakit kaybedemeyiz. Okul konserine az kaldı."
Bu kez konuşan Taehyun'du. Grubun solisti. Bazı insanlara bal sesli derler ya, o kişi Taehyun'du işte. Sanki annesinin karnından şarkı söyleyerek çıkmış gibi bir hali vardi. Grupta geri kalan üçümüzü toplasalar bir Taehyun etmezdik. Beomgyu ile aralarında garip bir sevgi-nefret ilişkisi vardı. Her fırsatta Beomgyu'ya laf atmaktan kaçınmazdı fakat birisi basçı esprisi yapmaya kalkarsa karşısında Taehyun'u bulurdu. Garip biri.
Geriye kalan son üye, Huening Kai. Bizden bir yaş büyük, bir sene geç başlamış okula yoksa şimdiye mezun olmuş en iyi üniversitelerden birinde bize artistlik taslıyor olurdu.
Huening Kai benim gözümde en ince ayrıntısına kadar özenerek yaratılmıştı. Bir derdin mi var? Kai'ye anlat. Yardıma mı ihtiyacın var? Kai'ye git. Birinden mi hoşlanıyorsun? O kişi Choi Soobin'se Kai'den uzak dur.
Kai hetero erkeklerin bile dikkatini çekecek kadar güzel olmasına rağmen kimseyle çıkmamıştı bu zamana kadar. Uzun zaman önce kızlardan hoşlandığından bahsetmişti fakat doğru muydu bilmiyorum.
"Evet, haklısın." Sandalyede duran gitarımı boynuma geçirip akortlarını kontrol ettim hızlıca. Kai ilk vuruşu yaparak şarkıyı başlattığında Beomgyu ve ben girmiştik şarkıya.
"Dur, durun." Kai aniden bagetlerini bırakıp ayağa kalktığında Taehyun şarkı söylemeyi bırakmıştı. "Ne oluyor?"
"Bak, Taehyun. Harikasın tamam mı? Ama bir şey eksik. Bilmiyorum belki de şarkıyı tek başına söylememen gerekiyordur. Evet sesin güzel fakat şarkının yarısında sıkılıyorum. İki kişi birlikte söylerse daha ilgi çekici olabilir."
Şaşkınca Kai'ye baktım. Haftalardır prova alıyorduk, şimdi mi aklına gelmişti bunu söylemek? "İyi de aramızda şarkı söyleyebilecek kim var ki başka?"
"Sen söyle Yeonjun." Kai parmağını bana doğrulttuğunda şaşkınca kaşlarımı kaldırdım. "Sesinin iyi olduğunu biliyorum. Gitar çalarken şarkı da söyleyebilirsin."
Gitarıma baktım yavaşça, daha önce kimsenin önünde şarkı söylememiştim. Sesime güvenmiyordum, kendi başıma gitar çalarken bir şeyler mırıldanıyordum yalnızca.
"Ben... yapabileceğimi düşünmüyorum." Taehyun kollarını göğsünde birleştirerek başını iki yana salladı. "Tüm okula en iyisi olduğunu göstermek istemiyor musun? Gerçekten o kadar iyiysen eşlik et bana."
Kararsız bakışlarımı Taehyun'un yüzüne çıkarttığımda sınıfı başka birinin sesini doldurmuştu.
Soobin.
"Selam." Soobin mavi saçlarıyla gülümseyerek içeriye girdiğinde hepimizin dikkatini kendine çekmişti "Çalışmalarınızın nasıl gittiğini merak ettiğim için geldim. Sorun olmaz değil mi Kai?" Soobin birkaç adımda yanımıza gelip kolunu Kai'nin omzuna atmıştı.