0.6

152 27 5
                                    

Kulaklığımı düzeltirken Huening Kai'nin sesini duymamla ona döndüm. "Deneme bir iki, hazır mısınız?"

Beomgyu bir ona bir gitarına baktı ve başını salladı. "Hazırız." Taehyun'un başını sallamasıyla birlikte ben de salladım. "Hazırız."

Üzerinde bulunduğumuz platform yavaşça yukarıya kalkarken derin bir nefes aldım. İlk konserimiz değildi, son konserimiz de olmayacaktı fakat her seferinde anlamlandıramadığım bir gerginlik çöküyordu üstüme.

Beş yıl geçmişti, kendime hedef koyduğum her şeyi başarmıştım. Dördümüz tüm engelleri aşmış, her şeyi geride bırakmış ve hayalini kurduğumuz gruba sahip olmuştuk.

Sahneye çıkmamızın ardından yükselen çığlıklarla üzerimdeki stres azalmıştı, gülümseyerek yerime geçtim. Çoğunlukla gitarıma odaklandığım için benim kısmım gelesiye kadar seyircilerle göz göze gelemiyordum.

Huening Kai'nin davuluna vurmasıyla Taehyun söze girdi. Şarkılarımızın bir çoğunda katkım vardı. Yaşadığım her şeyi parça parça serpiştirmiştim aralarına. Bir kere bile beni bir ilişki içerisinde görmeyen grup üyelerim her seferinde hayrete düşüyordu yazdığım sözlerle.

Benim kısmımın yaklaştığını farkettiğimde mikrofona doğru adımladım. Kafamı kaldırır kaldırmaz gördüğüm kişi ile ayaklarım yere yapışmıştı sanki.

Binlerce kişinin arasından sadece onu gördü gözlerim. Benimkilerin aksine artık renkli değildi saçları. Vücudu değişmişti, karşımda tamamen yetişkin birisi duruyordu.

Gözleri bu sefer Huening Kai'nin üzerinde değildi. Bana bakıyordu. Şarkının başından beri yalnızca bana bakıyordu.

Zamanımızı boşa mı harcıyoruz, bozuk hatta konuşmaya çalışarak,
Sana, yüzünü yıllardır görmediğimi söyleyerek?
Yabancılar kadar yakın hissediyorum.

Çok acıtsa da pes etmeyeceğim.
Her gece, seni binlerce suratın içinde kaybediyorum.
Şimdi ise yabancılar kadar yakınmışız gibi hissettiriyor.

Gideli beş yıl oldu.
Her şeyin değiştiğini biliyorum.
Ama yarın sana geliyor olacağım.

Sözleri değiştirdiğimi farkeden Taehyun bana bakıyordu. Altı ay demem gereken yerde beş yıl demiştim. Farkındaydım fakat bilerek yapmamıştım, beş yıl sonra bile onu gördüğümde hâlâ aynı hissediyordum.

-

"Sahnede yaptığın şey neydi öyle?" Deri koltukta bacaklarımı açarak yayılmış elimdeki biradan bir yudum alırken omuz silktim. "Sözleri karıştırdım."

"Yersen." Beomgyu haylazca gülümsemişti. Fark etmiş miydi ki? Bozuntuya vermemeye çalıştım. Hâlâ nasıl hissetmem gerektiğine karar verememiştim.

"Sahnenin en önünde ismini haykırıyor olacağım Yeonjun." Beş yıl önce söylediği bu sözler beynimde yankılandı bir anda. Sözünü tutmuştu. İsmimi haykırmadı fakat sahnenin en önünde tüm konser boyunca göz gözeydi benimle.

Ondan hiç haber almamıştım, Kai ismini bir kere bile ağzına almamıştı. Neredeydi, ne yapıyordu, beş yıl boyunca bir kere bile ismini duymamıştım.

Defalarca Yağmur Tepesi'ne gittim. Orada da yoktu.

O geceyi hâlâ en ufak ayrıntısına kadar hatırlıyordum. İkimizin de kafası güzeldi, Huening Kai'nin evinde onun odasında sıcak teninin benimkilere nasıl değdiğini hatırlıyordum hâlâ. Elim ensesindeki gül dövmesini okşarken onun dudağımdaki metali nasıl çekiştirdiğini, terlerimiz birbirine karışırken nasıl seviştiğimizi hâlâ hatırlıyordum.

O gece bizim sonumuz olmuştu, bir daha görmedim onu. Kimse neler yaşadığımızı bilmedi, yaşadıklarımızı da ona olan hislerim gibi gömdüm.

Bilinmeyen Numara

5 yıl geçti Yeonjun.
Yarın bana geliyor olacak mısın?

try hard, yeonbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin