1• The Mendil !

1.7K 114 212
                                    

Güneşli güzel bir gündü. Bugün benim için çok özel bir gündü. Flash tv'de Mahmut Tuncer Show'a seyirci olarak gidecektim. Çok heyecanlıydım.

Askılı kırmızı mini bir elbise seçtim. Altına da kırmızı terlik aldım. Çünkü halay çekmeye gidiyorduk.

Aynaya baktım. Dünyanın en güzel kızı kesinlikle bendim. Bütün erkekler benim peşimden koşuyordu, Mahmutcuğum da koşacaktı.

Hazırlandıktan sonra zil çaldı. Koşarak kapıya baktığımda karşımda takım elbisesini giymiş , altınada çorabıyla kırmızı parmak arası terliğini giymiş bir adet İsmail Yk beni son model pembe Şahin'iyle kapıda bekliyordu.

Hemen ona sarıldım. 1 yıldır görüşmüyorduk. Şimdi ise birlikte Mahmut Tuncer'ciğimi görmeye gidiyorduk.

İsmail pembe Şahinin kapısını bana büyük bir kibarlıkla açtı.

******

Biletimizi kapıda duran yakışıklı güvenliğe uzattık. Gözlerini benden, özelliklede terliklerimden alamamıştı. Gözlerinde 'koskaca Adriana Lima terlik mi giyiyor' ifadesi vardı.

Evet. Ben Adriana Lima. Ve terlik giymekten gurur duyuyorum. Mahmut'um beni böyle beğeniyor.

Güvenlik bir kez daha bakışlarıyla beni taciz edince İsmail Yk araya girdi. Birden güvenligin gözüne tekme attı.

Şaşkınlıkla ona bakıyordum.

"Tekvandoyu seni korumak için öğrendim bebeğim" dedi.

Donup kalmıştım. İsmail benden mi hoşlanıyordu? Hemen konuyu değiştirmek için ortaya laf attım.

"Hadi geç kalıyoruz program beklemez" dedim.

Kapıdan girerken çok heyecanlıydım. Sonunda Mahmutuma kavuşuyordum.

Yerlerimizi bulup oturduk. 5 dakika sonra -5 dakika benim için çok uzun sürdü- birden halay müziği duyulmaya başladı. Bu Mahmutumun geliş müziğiydi.

Elinde kırmızı halay mendili ayağında kırmızı rugan terliğiyle halay çekerek içeri girdi.

Bütün kızlar ayağa kalkıp halay mendillerini Mahmutuma fırlattılar. Kıskanmıştım.

Mahmut bir bayanın attığı beyaz halay mendili yerden alıp kokladı. Sonra mendilin sahibi olan bayana çekici bir bakış attı. Daha çok kıskanmıştım.

"Mendiliniz kirlenmesin, sizin gibi güzel bir bayana temiz mendil yakışır" dedi ve mendili tekrar kokladı sonra "kalbiniz gibi temiz bir mendiliniz olsun İnşallah" dedi ve kadına kibarca mendili uzattı.

Kıskançlıktan mendilimi yiyordum. İsmail bana baktı ve elimi memdilin üstünden tutup çekti. El ele tutuşuyorduk.

İsmail'e henüz Mahmut ile ilgili hislerimi açmamıştım. Bir tek ben biliyordum. Hızla elimi çektim.

O güzel mendiliyle halay çekmeye başladı. Halay çekerken o mükemmel göbeği dalgalanıyordu. Terlemişti. Halay mendiliyle terini sildikten sonra mendili seyircilere fırlattı.

Benim elime gelmişti. Sevinçten ağlayacaktım. Çok güzel kokuyordu. Eğer hergün yanımda olsaydı onun o mükemmel ter kokusunu içime doya doya çekerdim.

Bize o güzel sesiyle bir şarkı daha armağan ettikten sonra konukları çağırmaya başladı.

"Ajdar Anık Bey'i sahnemize çağırıyoruz lo!" Dedi.

Ardından Ajdar bütün tatlılığıyla karşımıza çıkıverdi.

Çikita muz şarkısını soylemeye başladı. Hepimiz hayran kaldık.

"Hepinize çok teşemkür ederim efenim" dedi ve yerine oturdu Ajdar.

Ve yine muhteşem sesiyle konuştu Mahmut'um "şimdi sırada muhteşem fiziğiyle tanınan Barbara Polvin geliyor" dedi. Yıkıldım. Barbara'yı benden güzel mi buluyordu?

Soyadını yanlış söylemişti en azından. Çoğu kişi bu şiveyi kıro buluyordu. Ben ise bu şiveyi duymak için yaşıyordum.

Mükemmelliğin insana dönüşmüş haliydi o , o benim ruh öküzümdü.

Barbarayla daha önceden de tanışıyordum. Sürtüğün tekiydi. Mahmut'a yaklaşırsa onun kafasını ezerdim.

Barbara koltuğuna oturdu.

"Karşinizda yıldız tibe hanımcığımız"

Yıldız Tilbe o mükemmel sesiyle 'kara sevda' şarkısını söylemeye başladı.

Bu şarkı tam beni anlatıyordu. Kara sevda...

Yıldız tilbe de yerine oturunca Mahmut tekrar konuştu.

"Şimdi divamız, canımız, ciğerimiz Bülent Ersoy geliyöör" diye hönkürdü.

Bülent ersoy da en sevdiğim şarkısını söylemeye başladı.

"Çileeeğeğeğeğeğğeğğğğeeğeğeeeeeeeeeeeeeeeğeğeeeeğeğeeeee aaaaaaaaa çile bülbülüm. Allah. çile bülbülüüüüğğğm"

Sesi beni benden alıyordu.

*****

•AJDAR'IN AĞZINDAN•

Yanımda Barbara Palvin oturuyordu. Bacağı bacağıma değiyordu. Sanırım aşık oluyordum. Barbara. Mükemmeldi.

Kulağına doğru eğilip "bu gece benim ahırıma gelsene" dedim.

Bana şaşkınca bakıp "ahır?" Dedi.

"Evet çok güzel bir ahırım var eğer gelmek istersen."

"Aaa hayır benim işlerim var. Ama yinede teşekkür ederim bir ara uğrarım." Dedi.

Numarasını aldım. Artık benimsin Barbara.

Mahmut ağabey amca şarkısını söylemeyi bitirdi, halay çekmekten yorulmuş bir halde bize doğru yaklaştı.

"Siz niye halay çekmiyosunuz sayın konuklar!"

"Benim tansiyonum var." Diye cevap verdim. Ardından arkasını döndü ve seyircilere bir adet daha mendil atıp programı bitirdi...

Halay Mendili ~ Mahmut Tuncer FanFicHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin