...*aşk yemini*...

24 3 1
                                    

SELAM, belki başlarda çok sakin başlamış olabilirm hikayeme ama fazlasyla heycanlı ve dobdolu bölümler olucagını belirtmeliyim. *musmutlu okumalar*...! :))))

"Rüzgar?" diye sevinçle çığlık attığımda o da beni farketmisti ve aynı tepkiyle şaşírarak "Ada?" dedi.
Rüzgar, benim çocukluk arkadaşımdı. Tıpki barış gibi. Biz üçlü ilkokuldan beri hep birlikteydik. Çok yakındk kardeş gibiydik sıkı bir bağ vardi aramizda kardeş gibi büyümüstük tabi barış hep özeldi farkliydi benim için. Onu cok seviyordum, Rüzgarıda kardesimden ayırt etmezdim, hep yanimda olmustu , hep yaninda olmuştum. Ama ben buraya geldiğimde o gelememisti. Barıs benimle gelmeyi tercih etmişti. Aşkımm yaa...!Neyse sonradan birkez tatilde gelmişti sonradan da ortadan kaybolmuştu rüzgar ta ki bugune kadar...

Yanına gidip sımsıkı sarılmamla tüm gözler bize çevrilmiş gibiydi.
"Senin burda ne işin var?" dedik sevincle aynı anda.
"Ben burda yaşıyorum zaten, bu cafede bizim yani teyzemin :))"
"Demek burda yaşıyorsun sonunda buldum seni" dedi yalanci sanki FBI ya haber vermiste beni ariyormus gibi.
"Yalancı, en son buraya taşındigm ilk yıl gelmistin sonradan ne aradin ne sordun unutuldm biranda. Dedim yalanci bir trible.
"Ya unutmak degildi, ben seni hiç unutur muyum!? bu mümkün mü? Sadece bazı sebepler oldu bilmedigin seyler var."
"Anlatırsan biliriz, iyi seyler olmadgi kesin peki neler oldu anlatsana gel otur şöyle?"dedim. Kötü şeyler olmuştu belliki yoksa rüzgar beni unutmazdı bilirim.
"Sonra konuşuruz bunları , cok güzelleşmişsin prenses bu ne güzellik? Muğla sana yaramış belli ki."
"Abartma ya ben aynıyım , sadece sen uzun süredir görmuyosun normal.Ha bu arada ne işin var? Neden buradasin?" dedim merakla.
"Buraya seni yani sizi görmek icin geldim gelmişken de okul açılana kadar kuzenle kısa bir tatil yapalım dedik."
"Hangi kuzenin, Cenk mi yoksa?".
"Ha evet o ve buz gibi esprileri!." dedi gözlerini devirerek.
Tam gülmeye başladigm sirada gözlerim mutfağa kaydı.Barış mutfaktan çıkıyordu bizi görmesiyle ufak bir şaşkınlık gecirip hızla yanımıza geldi.
"Rüzgar! Kardesim hosgeldin!." diyip samimi bir şekilde  sarıldi.
Rüzgarda sarılışina karşılk vererek masaya oturdular. Yine üçümüz yanyanaydık eskiden oldugu gibi bu manzarayı çok özlemişim doğrusu..
Onlarla biraz sohbet ettikten sonra " siz konuşun benim biraz müsterilerle ilgilenmem gerekiyor." diyerek onları masada birakip yanlarindan ayrildim.

***** Rüzgar'dan *****

Yine tüm güzelligiyle etkileyici ela gözlerine baktigmda biran kaybolmak istemistim. O gözlerde masumluk saklıydi. Degişmişti, çokta güzelleşmişti fakat degismeyen tek sey o herzamanki insana huzur veren saf masum bakışlarıydı. Bu kız insan olamaycak kadar iyiydi. Belki bir melekti? Ama hayır melekler görunmezdi o halde? Bir uzaylı evett kesinlikle uzayliydi. O bilmesede ben ona cok aşıktim. Barıştan bile daha cok hemde. Ada benim cocukluktan beri hep yanimdaydi gozumu onla açmistim. Ağladığında, güldügünde, kızdıgında, hayal kurdugnda bile barıs kadar bnde yanindaydim. Ama o barışı seçmişti. Barış benden önce açılıp ilan-ı aşk ettiginde ada da onu seviyormus hemen kabul etmisti. Yıllarca hep onların aşkını izlemistim. Ona bu kadar aşıkken hemde..
Ada benim icin 'Aşk'tı ve en cok bana yakışırdı. Üç yıldir yaninda degildim. Uzaklaşmak istemistim onlardan cunku yanlarında olup onların mutlu aşklarını izlemeye dayanamıyordum daha fazla.
Unutmayı denedim defalarca baskalatini sevmeye calistim ama olmadi. Yine yine yeniden seviyordum onu. Kimse onun kadar icten ve huzur verici degildi. Kimseye ısınamıyordum. Öyle ki bir takinti gibiydi benim icin. Görüşmediğimiz o üç yıl icerisinde hep takip ettim onu uzaktan uzağa izledim. Odamda onun resimleri, gülüsleri, hatta barışla olan fotoğrafları bile vardi. Ve artık benim olanı almanın vaktiydi. Daha fazla seyirci kalamazdim barışla birlikte olmalarına. O benim olacaktı, sadece benim...

***** Ada'dan *****

Kafe biraz sakinlesince kafeden ayrılıp sahile doğru yürümeye başlamıştik. Rüzgara neler oldugunu sormaliyım diye düsünürken barışın sesiyle ona döndüm.
"Bu akşam birlikte yemek yemeye ne dersin rüzgar, konusuruz öyle özledik nede olsa."
"Olur tabi iyi fikir."
"E hadi gidelim o halde."dedim.
       
           *************
Yıllat sonra ücümüz yine bir masada yemek yiyecektik. Geldigimiz pizzacıda siparisleri verip beklemeye başladik, bizde bu arada sohbet ediyorduk.
"Evet gelelim atomun parcalanma reaksiyonlarina rüzgarcıgım." dedim sırıtarak.
"Sanırım anladım, ne demek istedgni, siz gittikten sonra bende gelmek istemistim fakat buyukbabam rahatsızlandıgı icin onu birakip gelemedm."
"Rahatszlandgini duymustk ama sonrasni bilmiyordk durumj nasil peki simdi?"
"Belkide gökyuzunde!"
"Başın saolsun."dedik barışla ikimizde aynı anda.
Barış konuyu degiştirerek "Rüzgar ne kadar kalacaksın burada." dedi.
"Sanırım okul açılana kadar kalıcagım, sizi cok özlemisim ya! Sizde aşk durumlari nasıl gidiyo?"
"Barış elimi yavaşca tutup kaldırdi ve öptü. Sonrasında gözlerimin icine bakarak, "Çok iyi, çok seviyorum, çok mutluyum ve tabii cok sanslıyım" dedi yine gözlerime bakarken. Gülüsü öylesine icten ve sicakti ki eritiyordu insanı. Mavi gözlerinde birkez daha kaybolmak istemiştim ki Rûzgarın konusmaya baslamasiyla kendime gelip ona döndüm.
"Cok sevindim, realy good.!"dedi gülümseyerek bunları söylerken yüzünde tanimlayamadigimbir tuhaflik hissettim ama pek önemsemedim.
Pizzalarımızı yedikten sonra hesabı ödeyerek mekandan çiktik ve pansiyona dogru yurumeye basladik. Rüzgar kuzeninin yanina gitmek üzere yanimizdan ayrılinca barışla yine başbaşa kalmistik. Barıs elimi sımsıkı kavrayıp bana bakislarini bana cevirmişti. Biraz utanmistim ne zaman bu kadar derin ve anlamlı baksa utanir etrafima bakardim.
Çok mutlu görünüyordu. Onu mutlu görmek cok baskaydi. Biran bana neden bu kadar aşkla bagli oldgunu sormak geldi icimden, ona karşı hata yapmaktan onu kirmaktan mutsuz etmekten en cokta kaybetmekten cok korkuyodum. Onsuz olmak istemiyodum hic. Zaten bizim yıllar önce verilmiş bir sözümüz vardı. Sadece ikimizin bildigi bir yemin. Aşk yemini...

****** 10 yıl önce ******

"Napiyorsun sen ya?! Dikkat etsene! "

"Asıl sen önüne baksan çarpmazdın bana.!"

İlk tanışmamız böyle olmustu. Henüz 7 yasindayken birgun bizim mahallede bisiklet süruyorken ruzgari gormustum tam ona gülmsedigim sirada da karsidan bisikletle gelen barışı gormemistim ve ona carpmistim. O gün onu ilk  gördügüm gun olmuştu ve sonrasında arkadas olmustuk. Rüzgar, barış ve ben...☺
Asıl söz verdigimizde ise 11 yaşındaydik. O gün barışla sokaga cikmistik ve barıs yenilecegini bildigi halde koşmak, yarısmak istemisti. Bende kabul etmiştim, birkac sokak koşmustuk nefes alamiyorduk. Zaten barışta astım hastaligi vardi çok cabuk nefessiz kaliyordu. Koşarken barış birden durdu. Bende yanina gidip kalbinin üzerine elimi koymuştum. O an ne kadar da hizli atiyordu kalbi sanki duracak gibiydi,  korkmustum.
"Kalbin çok hizli atiyor barış farkında mısın?" dedigimde o da elini benim kalbimin üzerine goturmustu. "Seninki de cok cok hızlı atiyor Ada, ben hep senin kalp atışini duyacak kadar yakın olmak istiyorum sana ve olucagimda."

Dediginde ne diyecegimi bilmiyordum."tamam o zaman söz verelim kalp atışımız durana kadar hep birbirimizin kalp atışını duyacak kadar yakın ve gerekirse kalbimizi verecek kadar yakın olacagiz söz mü?"

"Sonuna kadar söz!"

O gün utanctan kızarıp hemen eve kosmustum. Sonrada odamda düsünmeye baslamistim dusunurken farketmistim ki benim kalbim kosmadanda hızlı atiyordu. Onu dusunmek kalp ritmimi degistiriyordu. İcerde dedemle ananem kahvelerini icip sohbet ediyorlardi bozmak istemedigim icin tekrar odama girdim. Kalbimin neden farkli hissettirdigini bir turlu anlayamamistim. Birkac gun disari cikmamistim. Hep odamda sessizce şarkı söyledim. Sonra odamdan çıkıp salona gectigimde annemle babam yine işe gitmişlerdi. Dedemle ananeme baktigimda ilk basta anlayamamistim. Tam onlara neden boyle hissettigimi soracakken ananemin dizleri agridigi icin uzanip ayak tirnaklarina oje süremedigini dedemin ise elleri titremesine ragmen ananemin ayak tirnaklarina oje surdugunu gorunce anlamistim.
İste o gun ben o eşsiz manzarayı gördügümde anlamistim ki aşk dedikleri ve korkunc bir canavarmis gibi bahsettikleri bu anlamsiz seyin bu kadar guzel essiz ve muhtesem birsey oldugunu...
Çunku onlar birbirini oldugu gibi kabul etmişlerdi ve öyle gormuslerdi degistrmek yerine sevmeyi, sahip cikmayi korumayi ve asla elini birakmamayi secmislerdi. Kahretsin cok sansliydilar. Cunku onlarin aşk hikayesindeki temel kavram karsılıklı kurallar koyup, zorunlu degisim sureciyle birbirini degistrmekle ugrasip , hayatini mahvetmek degilde hayatini nasil daha iyi ve yasanabilir yaparim, nasil daha mutku ederim onu ve en cokta nasil koruyup icimde yasatirimdi. Onlar birbirini cok seven iki aşıkti..
     
        ***********************

Biran barısla beni o halde dusununce cok guzel bir manzara gormus kadar mutlu ve hayran kalmistim. Acaba bizde onlar kadar sanslimiydik? Sahiden o yasa kadar birlikte olup sever miydik hala birbirimizi neden olmasn ki? Ben bariştaki bu aşki ve kendimdeki bu tutkuyu bagliligi gordukce buna biraz daha inanyordum. Umutlatim vardi hayallerim kadar masum ve ulasilmaz ama birgun hepsinjn gerceklesicegine emindim barişa dönüp

"Seninle bir ömür sevgili, hayatimda en cok istedigim hayalim"..

"Benim kalbim senden ayrı atmadı ki?"..

"Adaagggg"

Bu romantikligi bozan ses tabiki cok tanidikti. Farkinda olmadan pansiyonun önune kadar gelmiştik. Bu kadar romantikligin icine etmesen olmazdi demiii??? !!!!!!!!

Bİ SN. AŞK ÇARPTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin