Bölüm 10

105 13 12
                                    

Hayatıma en ufak konuda bile müdahele edilmesinden nefret ederdim. Sırf bu yüzden inatlaşırdım ve bana yakışmayan davranışlarda bulunurdum. Ailem de bu özgürlük aşkıma kızarlardı hep. Bir insan , bir kız olarak özgürlüğümün kısıtlı olduğunu düşünürlerdi. Oysa ben kış olsa dahi istediğim zaman denize girmek , saat sabahın üçü olduğunda pizza isteyen biriydim. Böyle kabul görmek istiyordum. Çünkü insanlar seni her konuda eleştirirdi. İnsanların düşüncelerini umursamadan yaşayamazdın. Yoksa adın bir şekilde kirlenirdi.

Kerem'le tanışalı yaklaşık iki hafta olmuştu ve ben ona daha yakın davranmaya başlamıştım. Kendimce Berke'yle inatlaştığımı düşünüyor ve onun beni kısıtlamak istemesine seviniyordum. Bunun yanlış olduğunu biliyordum fakat içimdeki bu şeyleri engelleyemiyordum. Gitgide kendi koyduğum kuralları bulunduğum duruma uyarlayıp rotamı saptırıyordum.

Kafamı koyduğum çantam aniden çekilince bi küfür mırıldanıp öfkeyle bunu yapan Kerem'e baktım. "Yemeği önünden alınmış hayvanlar gibi bakmasana kızım. Neşelen diye yaptım." deyince daha da sinirlendim fakat elindeki kahveyi bana uzatınca istediği oyuncağı alan çocuklar gibi göründüğüme emindim.

"Bak ne diyeceğim. Bir arkadaşımın partisi var. Bora'nın. Kamelya Bar'da. Bizim yaşımızdakiler olacak hep. Benimle beraber gelmeye ne dersin? " dediğinde bu teklif aklıma yatmamıştı. Yüzümün halinden olsa gerek Kerem'in suratı asılmıştı. Onu kırmamak için kabul ettim. Sevindiği belliydi. Saat 9'da beni evden alacağını kararlaştırdık ve kahvelerimizi bitirdik.

Okul çıkışında hemen eve gitmek istediğim için bir taksi çevirdim. Evimin önüne gelince ücreti ödedim. Adımlarımı hızlandırıp eve girdim sonrasında odama çıktım. Akşam için ne giyeceğimi düşündüm. Dolabıma yöneldim ve giyecek bir şeyler aradım fakat hiç uygun kıyafetim yoktu. Saate baktığımda akşam için henüz vaktim olduğunu gördüm. Üzerime rastgele bir şeyler geçirip hemen dışarı çıktım. Merkeze doğru yürürken bir yandan da taksi var mı diye kontrol ediyordum. Sonunda bir taksi bulduğumda alışveriş merkezine gitmek istediğimi söyledim. Alışveriş merkezinin önüme geldiğimizde cüzdanımı unutmadığım için şükrediyordum.

Hemen bir mağazaya girip birkaç parça baktım. Mağaza görevlisi de arkamdan gelip bana kıyafet öneriyordu. Fakat seçtiği şeyler çok şirindi. Nasıl böyle bi zevki var diye kızı inceledim. Mağazanın adının olduğu beyaz gömleğin altına pembe bir etek giymişti. Saçları sarıydı ama dipten gelen siyahlar çakma sarışın olduğunu belli ediyordu. Ona aldırmadım ve elime beğendiğim üç-beş kıyafetin askısını alıp kabine girdim. Sırf kabinlere girmemek için kıyafet almazdım ama burdaki kabinler geniş olduğu için bir sorun yoktu.

İlk önce siyah, askılı, kısa bir elbiseyi denedim. Arkamı döndüğde derin bir sırt dekoltesi olduğunu gördüm. İyi durmuştu ama içime sinmemişti. Onu üzerimden sıyırıp başka bir elbise denedim. Lacivert ve uzundu. Yakası omzumu açıkta bırakacak şekilde genişti. En sonunda elbise giymeyeceğime kanaat getirdim. Kabinden çıktım ve biraz daha araştırma yaptım. Sonunda siyah deri bir etek üstüne siyah, kalın askılı bir büstiyer bulmuştum. (Multimedya). Altına platform topuk siyah bir ayakkabıyla gayet güzel giderdi. Eteği ve büstiyeri alıp kasaya yöneldim. Kasiyer aldıklarımı poşete koyarken ben de cüzdanımdan kredi kartımı çıkarıyordum. Kadına kartı verdim ve bana uzattığı şeye şifreyi girdim. Mağazadan çıkıp yine bir taksiyle eve döndüm.

Duştan çıktım ve hızla iç çamaşırlarımı giydim. Yatağımım üstüne yerleştirdiğim kıyafetlerime hevesle baktım. Giyinip aynanın karşısına geçtiğimde görüntüm çok hoşuma gitmişti. Biraz daha kendimi süzüp düzeltilmesi gereken yerleri düzelttim ve makyaj masasına oturdum. Saçlarımı olduğu gibi bıraktım ve dalgalar halinde belime döküldüler. Gözlerime de eyeliner çektim ve başka bir şey yapmadım. Zaten makyajı pek sevmezdim. Fakat boynumda hâla izler vardı onları kapatmak için fondöteni aldım ve boynuma sürdüm.
Kendimi aynada bir kez daha süzdüğümde telefonum titremişti. Çantamdan çıkardım ve gelen mesajı okudum. Kerem geldiğini bildiren bir mesaj atmıştı.
Telefonu tekrar çantama attım. Kenarda duran siyah topuklularımı giydim ve her ihtimale karşı ceketimi yanıma aldım.

UZAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin