Bölüm 4

24 9 12
                                    

Başım çok fena ağrıyordu. Gözlerimi zorlasam da benim emirlerime karşı gelip açılmamakta ısrar ediyorlardı. Biraz böyle kalmamda bir sorun olmazdı sanırım.

En son ne olmuştu öyle? Neden bu kadar çok başım acıyordu ki? Evden kaçma kararı almıştım ve camdan çarşafları uzatarak çıkmıştım. Hmm ve sonra sahile koştuğumu hatırlıyorum. Sonra...

Sonra ne olmuştu sahiden? Zihnimi biraz daha zorlamamla başımın ağrısı artmaya başlamıştı en iyisi daha sonra ne olduğunu düşünmekti.

Bir dakika, ben evden kaçmıştım ve şuan bir yatakta yatıyorum. Bu nasıl oluyor? Korkarak hemen gözlerimi açmıştım. Etrafa baktığımda beyaz bir oda ve başımda öten şu cihaz sayesinde bir hastane odasında olduğumu anlamıştım. İyi de beni buraya kim getirdi?

Birden aklıma gelen akşamki olayla yüzümü ekşittim. Sarhoş adamın biri beni kullanma derdindeydi ve en son kafama şişesini vurduğunu hatırlıyorum.

Sanırım yoldan geçen biri bunu görüp bana yardım etmek istemişti. Eğer hâlâ beni bekliyorsa ona bir teşekkür etmeliydim. Sonuçta onun sayesinde şuan iyi durumdayım. Eğer o olmasaydı şuan belkide o şerefsiz adamın evinde uyanmış olabilirdim.

Ben düşüncelerimle boğuşurken odamın kapısı açıldı ve önlüğünden anladığım kadarıyla doktor odaya girdi.

"Nasıl hissediyorsun kendini bakalım Ceylan?"

"Teşekkür ederim iyiyim ama başım biraz acıyor ve ağrıyor."

"Bu gayet normal, kafandan darbe aldın sonuçta."

Anladım dercesine başımı oynattım.

"Bu arada Ceylan, dün gece neler olduğunu hatırlıyor musun?"

Doktorun bunu sormasıyla aklıma gelenlerle yüzümü tekrar ekşittim.

"Evet sarhoş adamın biri şişeyle kafamı yardı."

Bu dediğime tebessüm ettikten sonra odadan çıktı.

Hemen ardından odaya tanımadığım birkaç kişi girmeye başladı ve içlerinde okulda bana sürekli sataşan çocukta vardı. Onu görünce kaşlarımı çaktım. Ne işi vardı burda ve bu kişiler kimdi?

Kaşlarım çatık bir bir şekilde onlara bakarken gözleri dolu dolu olan kadın konuşmaya başladı.

"Nasılsın iyi misin kızım?"

"İyiyim de siz kimsiniz acaba?"

"Şuan burası bunları konuşmanın yeri değil ama konuşmak için başka bir yere gidemeyeceğimiz için sana şu anlık küçük bir açıklama yapmak istiyorum."

Acaba ne diyecek diye merakla bakmaya devam ettim.

"Aslında sen bizim kızımızsın."

Ha?

"Derken?"

"Sen daha bebekken seni bizden ayırdılar. Seni bulmak için o kadar çok uğraştık ki. Şehir şehir gezip durduk. En sonunda burada, Ankara'da seni bulduk."

Kaçırıldığım doğruydu, evdeki sahte anne babam tartışırken öyle diyorlardı. Ama bu kişiler acaba cidden benim ailem mi?

"Aklında bir çok soru olduğunu biliyorum kızım. Belki de içinden şuan acaba doğru mu söylüyorlar diye düşünüyor olabilirsin ama emin ol doğru dediklerimiz. Senin kaçırılana kadar olan zamanlardan fotoğrafların hâlâ albümümüzde duruyor."

Evet sanırım bu bir kanıt olabilir. Evdede doğduğum zamandan fotoğraflarım yoktu sadece ve neden olmadığını sorduğumda beni bahanelerle geçiştirmişlerdi.

Aile Mi?!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin