People

4 1 0
                                    

Olayın üzerinden 4 saat geçmişti . Güneş doğmasada , etraf dedektifin görebileceği kadar aydınlıktı . Yine de dedektifin minik bir problemi vardı . Minik derken mecaz kullandığımı anlamak için dedektifin yanındaki adama bakmak yeterliydi . 2 metre 30 santimetre boyunda , tahminen rusyalı , kaslı bir devdi .

    Askeri renkli uzun şortu ve yeşil kalın atletiyle 2000'li yıllardan fırlamış bir komando filminin ana karakteri gibi gözüküyordu .

    Kendi usturası ile kendi sakalını tıraş etmiş , sarışın , subay tıraşlı , kollarındaki kıllar sarı diye gözükmeyen , dünyanın en sert botunu giyen , kollarındaki kasla rahatlıkla 800 kilo kaldırabilecek ama hiç antrenman yapmamış biriydi .

    Garip bir şekilde aşırı sakindi . Sanki ölen kişi en yakın arkadaşı değil de , düşmanıymış kadar sakindi  .

    Yanındaki dedektif ise nörografiti üyeleri için gereken kaftan ünsüz bir dedektifti .

    Hava hafiften aydınlanıyor olsada olayın üzerinden sadece 4 saat geçmişti . Kitty'nin kanı bile henüz kurumamıştı . Kanın sert bi yüzeyde kuruması 20 derecede 60 , 24 derecede 30 dk sürer normal şartlarda , ama nörografiti hastalarının vücudu asla normal olmaz . Dedektif aniden yanındaki sarışın deve soru sordu .

    " Kitty'nin öldürülme şekli sence de garip değil mi Marco ? "

    Marco ise susmayı tercih etmişti . Dedektif hakkında konuştuğu ölünün , Marconun en yakın arkadaşı olduğunu bilsede o böyle şeylere takılacak kadar düşünceli bir insan değildi . Nedense aniden edindiği bilgileri Marco ile paylaşmaya karar verdi .

    " Belki dövüşçü olduğun için fark edersin  sanmıştım . Kitty acı çektirilmeden öldürülmüş .   Felç edici gaz , felç edici bıçak darbeleri , tek bir darbe ile öldürülmüş . Sence neden bu kadar kibar davranmış ? "

   " Artık çeneni kapatıp işini yap " dedi Marco .

   " Hayhay Marco Bey . Peki siz bu arada ne yapacaksınız ? Ziyaret süreniz bitmek üzere . Bence hafiften kapıya yönlenin " dedi dedektif .

    Marco ise tek bir tepki bile vermeden dışarıya sakince çıktı .

    Nörografitiler ile ilgilenen şirket , şirket adı ile people , dedektifi aslında çoktan gözden çıkarmış ve kapıya tüm silah namluları yönlendirilmişti . Şirketteki en çok ölüme sebep olan nörografiti üyesi Marcoydu . Kapıda onu bekleyen binden fazla asker , 100 den fazla tank , 50 kilodan fazla patlayıcı ve 5 den fazla gözlem kulesi vardı .

    Marco ise hiçbirşey yapmadan yanlarından geçti .

    People adlı şirkette görevli olmak aşırı zordur . Nörografiti öldürmek yasaktır . Bekleyen tüm mühimmat onu öldürmeye yeterli olacak kadar değildir . En fazla oyalayabilir . Dedektif ile konuşmak yasaktır . Devletin tüm desteği arkalarındadır . Dışardan bakıldığında süper insan ve çok gelişmiş biyolojik sağlık ürünleri hazırlayan gizli bir kuruluştur . Ama kuruluş çoktan bu yoldan çıkmıştır . Gerçekte ne yaptığını devletten gizlemek için her yıl bütçelerinin yüzde 20 sini kullanırlar .

    Marconun arkasından çıkan dedektif ise bin kişilik ordu ile dalga geçer gibi " Cidden bu kadar korkmanıza gerek var mıydı ? " dedi ve oradan ayrıldı.

    Bir kişi bile ona cevap vermemişti çünkü kurallara uymayan herkes öldürülüyordu . Onlar bu şirkete melekler tarafından kandırılıp gün geçtikçe daha kötü davranılarak köleleştirilmiş insanlardır . People şirketinde tüm askerler korkak ama aşırı yetenekli kişilerdir . Bu şekilde korkutularak ömür boyu çalışabilecek güçlü bir takıma sahiplerdir .

    Bin kişi isyan çıkarıp kaçsa hiçbir şey yapılamaz diye düşünüyorsun dimi . Dünyanın ileri gelen birkaç suikastçisi ve sadece birkaç nörografiti üyesi bile bir milyondan fazla insanı rahatlıkla öldürebilecek güçteyken sence bunu kim düşünür ?

    Bu da bin kişilik korkak bir ordunun hikayesiydi .

NÖROGRAFİTİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin