28🪨

2.4K 347 182
                                    

taehyung

Başı göğsümde yaslı bir şekilde kendini bana bırakmış olan beden ile bu anı nasıl yaşadığımızı sorgulamak yerine huzurun, huzurumun keyfini çıkarıyor ve kolumu önümdeki bedenin beline daha sıkı bir şekilde sarıyordum.

Birkaç gündür bu şekilde sarmaş dolaş dolanıyor oluşumuzu garipsemiyordum artık. Eski düşmanımın sevgilim oluşuna, dünyanın en sesli ve kavgacı insanlarından biri olan Avatarımın huzurum oluşuna alışmam fazlasıyla kısa sürmüştü.

Her zaman bu anı beklemiş gibiydim sanki.

Dudaklarına öpücük kondurduktan sonra dudağının altındaki benini öpmek, yüzüne düşen mavi saçları sevmek on sekiz yıllık hayatım boyunca her gün yaptığım aktiviteler gibi doğal geliyordu.

Bu durum onun için de geçerliydi. Hiç çekinmeden bana sarılıyor, kızarken kızıl kancığım diyor ve beklenmedik anlarda dudaklarıma hızlı öpücükler kondurarak şaşırmamı sağlıyordu.

Ona kızamıyordum bile artık. Mesela dikkatle ateş bükmenin inceliklerinden bahsederken açtığı iri gözleriyle beni dinlemeyip gözünün oynaşta olması, mükemmeliyetçi kimliğimin umrunda olmuyordu. Bana şeytan diyordu ama asıl şeytan oydu. Ona karşı koymam imkansız hale geliyordu.

Yine bir süre çalıştıktan sonra iri gözlere kanmış ve beni elimden sürüklemesiyle mağaranın yanından ayrılıp gölete yakın bir yerde, çimenlerin üzerinde uzanırken bulmuştum kendimi.

Harika bir dersten kaytarma aktivitesi olduğundan derse geri dönmek benim de içimden gelmiyordu.

'Jungkook normalden daha hızlı kapıyor, öğretmem gereken şeylerin ilerisindeyiz zaten' düşüncesi ile içimde can çekişen eğitmen kimliğimi susturmaya çalışıyordum.

Jungkook birden başını göğsümden kaldırdı ve bana dönerek parlayan gözleriyle göz göze gelmemi sağladı. İri gözleri eşliğinde dudaklarını birkaç kez aralayınca bir şey soracağını anladım.

"Taehyung, sence üfleyerek seni havaya uçurabilir miyim?"

Bana heyecanla bakan bakışlardan böyle bir soru geleceğini beklemediğimden birkaç saniye boş boş yüzüne baksam da sonra sesli bir kahkaha attım.

"Jungkook dakikalar boyunca sessizce bunu mu düşünüyordun manyak çizgilim? Ben de nasıl bu kadar uzun süre sessiz kaldı demiştim."

Dediklerimi umursamadan elini sallasa da omzuma yumruk atmayı ihmal etmedi.

"Hayır saçmalama tabii ki başka şeyleri düşünüyordum. Sen beni boş adam mı sandın? Tam şu an aklıma geldi. Bence uçurabilirim seni. Deneyelim mi?"

Başımı sallayıp elimi bacağına koydum sakinleşmesi için.

"Şurada uslu uslu otururken bir sakatlığa gerek yok şimdi üfürükçüm."

Jungkook tek kaşını kaldırdı.

"Ne yani bu bir yapamazsın cümlesi miydi? Sen benim gücümü hafife mi alıyorsun ateş kafa?"

Tekrardan kahkaha attım ve başımı salladım.

"Sen de hemen alınıyorsun be çizgilim. Koskoca Avatarın gücünü hafife almak da ne, canımı bağışlasın lütfen! Sadece üflemene gerek yok, başka yollarla da uçurabilirsin beni demek istemiştim."

Jungkook tekrardan omzuma vurdu ve onaylamaz bir şekilde başını salladı. Bu esnada da saklamaya çalışsa da yüzünde oluşan gülümseme ile kalbime saldırılar düzenliyordu.

"Sapık kızıl. Ben ne diyorum o ne diyor! Neyse bugünlük kaçmana izin veriyorum ama bir gün deneyeceğiz tamam mı?"

Başa gelen çekilir diyerek başımı salladım.

Jk: The Last LovebenderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin