MerhabaaaNasılsınız? Umarım siz ve yakınlarınız iyidir ve hiç bir sorununuz yoktur.
Gerçekten çok geçmiş olsun emin olun ne diyebileceğimi bilemiyorum böyle bir olayın şahsen bi tesellisi olamaz o yüzden bir şeyler söylemeyede çekiniyorum.
Bir önceki bölümde 2-3 güne bölüm atacağımı söyledim ama maalesef kötü bir felaket yaşandı. Zaten o dönemde çıkıpta fic yazmak bence saygısızlık olurdu ki öyle bir psikolojide de değildim.
Keyifli okumalar 🤎
••••••••••••••••••••••••••••••••••••••
Sabah uyanmamla birlikte ilk işim hızla saraydan çıkıp yoongi'nin kaldığı odasına gitmek oldu. Evet gerçekten ilk işim oraya gitmek oldu, pijamalarımı bile çıkarmadan. Neden bu kadar acele ettiğimi bende anlayamamıştım ama bu sabah sebepsizce çok enerjik kalkmıştım. Odama gelen yardımcı yoongi'nin rahatsız olduğu için izinli olduğunu söylediğinde de koşarak buraya gelmiştim.
Askerlerin kaldığı evin önüne gelmiş ve yavaşça aralık olan kapıyı açarak içeriye adımlamıştım. Bütün askerler sabah erkenden iş başına gittikleri için yoongi'nin içeride tek olduğunu düşünecek olursam rahatça hareket edebilirdim.
Komutan olduğu için askerlerin kaldığı odalardan daha ayrı ve daha büyük olan odasına doğru ilerlemiş ve kapıyı iki kere tıklamıştım. İçeriden ses gelmeyince kapıyı yavaşça açmış ve gözlerimi odada gezdirmiştim.
Yatakta uyuyan yoongiyi görmem ile gülümsemiş ve içeriye girerek kapıyı arkamdan kapatmıştım.Buradan içeriye babam veya başka biri girse nasıl açıklayacağımı bilemezdim. Aslında kötü bir şey yapmıyordum sonuçta arkadaşımdı ama maalesef bir komutanla bir prensin arkadaşlığı hiç hoş karşılanmayacağı gibi yalan yanlış bir sürü dedikodu da çıkacağına adım kadar emindim.
Çok fazla umursamadan yatağa doğru ilerlemiş ve yavaşça yatağım baş ucuna oturmuştum. Herkesin çekindiği bu komutanı bir de keşke uyurken görselerdi. Şu an yoongi gerçekten bebek gibi uyuyordu.
Bir süre yanımda uzanan bedeni izlesemde bir süre sonra sıkılmış ve yoongiye hafifçe eğilip bir parmağımla omzunu dürtmüştüm.
"Yoongi" fısıldamam ile yanımdaki beden kısıkça mırıldansa bile istifini bozmadan uyumaya devam ediyordu. Hafifçe kaşlarımı çatıp parmağımla omzuna biraz daha sert baskı uyguladım.
"Yoongi!! Uyansana ya"
Aniden gözlerini açan ve hızla yattığı yerde doğrulan beden ile kısa ve sesli bir çığlığın ağzımdan çıkmasına engel olamamıştım. Gözlerimi şaşkınlıkla açıp Yoongiye bakmış ve hafifçe gülmüştüm. Hastalıktan dolayı kızarmış yanakları, uyanmasının verdiği sersemlik ve dağınık saçları ile gerçekten komik ve tatlıydı.
"Taehyung, ne yapıyorsun bu saatte burada? Beni uyandırman için çok gerekli bir neden sunabilir misin lütfen?"
Dişlerini sıkarak konuşmasına kıkırdayıp yatağın yanına oturmuş ve yoongi'nin sinirli yüzüne bakarak masumca gülümsemiştim. Şu an uyandığı için gerçekten sinirliydi ve sakinleştirmekte bana düşüyordu.
"Sana hasta dediler bende hemen yanına geleyim dedim ama sen uyuyordun."
Yoongi yatakta geriye kaymış ve yatak başlığına yaslanarak kollarını göğsünde birleştirmişti. Sakince hareket ediyordu ama uyandığı için sinirli ve huysuz olduğunu çok net görebiliyordum.
YOU ARE READING
A lost omega ~ 𝑇𝐾
FanfictionSoylu ailenin prensi Kim Taehyung, ormanda alfalardan kaçarken bir deltaya yakalanır.